There isn't much time Çeviri Türkçe
124 parallel translation
- There isn't much more time.
- Fazla vaktimiz kalmadı.
There isn't much time.
Daha fazla zaman yok.
There just isn't that much time.
O kadar zaman yok.
There isn't much time...
Çok fazla zamanımız yok.
There isn't much time. We'll have to pack.
Fazla zamanımız yok, toplanmalıyız.
But there isn't much time.
Ama fazla vakit yok.
Listen, there isn't much time.
Çok vaktin kalmadı.
Thank you, General, but I'm afraid there isn't much time between now and 3 : 00.
Teşekkürler General, ama maalesef saat 3 : 00'a kadar fazla vakit yok.
It's customary, of course, to have someone in between and ask for your permission, but there isn't much time.
Adetler gereği sizden izin almamız gerekiyor, ancak çok da vaktimiz yok.
LET'S GO. THERE ISN'T MUCH TIME. I WANT TO THANK YOU
Ancak gününüzün farklı bitmesini istiyorsanız, kendinizde de bazı değişiklikler yapacaksınız.
There isn't very much time.
Çok fazla zaman yok.
There isn't enough time to tell you how much.
Garipliklerini anlatmaya günler yetmez.
There isn't much time left, I'd like... Fine, boxing match is next
Maçtan sonra ne olur bilmem... peki, önce şu boks maçını aradan çıkaralım
Please, mr. salad, there isn't much time.
Lütfen Bay Salata, zaman yok.
Granny, there isn't much time to dress before lunch.
Büyükanne, yemeğe kadar giyinmen için fazla vaktin yok.
There isn't much time to lose.
Kaybedecek fazla vaktimiz yok.
There isn't much time.
Fazla zamanımız yok.
And there isn't much time.
Ve fazla zaman kalmadı.
But there isn't much time.
Ama fazla zaman yok.
There isn't much time left.
Fazla zamanımız kalmadı.
There isn't much time left
Çok uzun zaman kalmadı.
Act quickly, there isn't much time.
Hızlı olun, fazla zamanımız yok.
You don't understand, there isn't much time, please.
Anlamıyorsunuz, fazla vakit kalmadı.
There isn't much time.
Fazla vakit yok.
There isn't time to argue or tell you how much you've meant to us.
Tartışacak vakit yok. bizim için ne anlama geldiğini anlatacak vakit de...
There isn't much time left.
Fazla zaman kalmadı.
They serve hot tea The girl wants that tea very much but there isn't time.
Peder bekliyor ve sokağa çıkma yasağına az kalmış.
He's sleeping, and there isn't much time.
Uyuyor ve fazla zamanımız yok.
There isn't much time left...
Fazla zaman kalmadı -
There isn't much time!
Fazla vakit yok!
Just listen, because there isn't much time and there's so much more for me to tell you.
Sadece dinle. Çok fazla zaman kalmadı ve anlatacak çok şey var daha.
There isn't much time.
Çok zaman yok.
There isn't much time left.
Çok fazla zamanımız kalmadı.
Gabrielle... There isn't much time, so listen.
Gabrielle... fazla zaman yok bu yüzden dinle.
There isn't much time.
Fazla zaman yok.
Sister, listen, because there isn't much time.
Kız kardeşim, iyi dinle, fazla zamanımız yok.
Oh, very much so, but there may come a time when, say, she isn't.
ama zaman gelir ki... aileden olmayabilir.
There isn't much time left.
" Fazla zamanım kalmadı.
- There isn't much time.
- Çok zaman kalmadı.
- There isn't much time.
Fazla vakit kalmadı.
go, travel quickly there isn't much time
Gidin, hemen yola çıkın. Fazla zaman yok.
I'm afraid there isn't much time.
Korkuyor Ben fazla zaman yok.
Now please, Mr. Jackson... there isn't much time.
Lütfen Bay Jackson... fazla vakit yok.
There isn't much time.
Fazla vaktimiz kalmadı.
There isn't much time, Kenny.
Fazla zaman yok, Kenny.
Look, there isn't much time.
Fazla vakit yok.
Director dude's gonna show up and there isn't much time.
Yönetici adam gelecek, fazla vakit yok.
Shinji-kun, there isn't much time.
Shinji-kun, fazla vaktimiz yok.
There isn't much time.
Fazla zaman kalmadı.
Stephen, listen, there isn't much time.
"Stephen dinle, fazla zaman kalmadı."
There isn't much time.
Çok zamanımız kalmadı.
there isn't 382
there isn't any 54
there isn't time 60
there isn't one 114
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there isn't any 54
there isn't time 60
there isn't one 114
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there we go 2292
there aren't any 65
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389