There were others Çeviri Türkçe
370 parallel translation
Not only did she wreck my life, there were others as well.
Yalnızca benim hayatımı karartmadı, başkalarını da mahvetti.
There were others who wanted to give you this.
Diğerleri sana, bunu verme niyetindeydiler.
I let her make sacrifices when there were others who had more to give.
Daha fazlasını verecekler varken fedakârlık yapmasına izin verdim.
There were others, of course... but her own discrimination ruled them out... before it became necessary for me to intercede... until one night at a party at Ann Treadwell's.
Elbette başkaları da oldu ama kendi ayırt etme kabiliyeti sayesinde benim müdahale etmeme gerek kalmadan onları bizzat kendisi eliyordu. Ta ki bir gece Ann Treadwell'in evinde verilen bir partiye kadar.
- In other dreams there were others.
- Başka rüyalarda başkaları da vardı.
And there were others?
Peki, daha başkaları var mıydı?
Of course there were others.
Tabii ki vardı.
There were others before, but you got rid of them.
Hayatında birileri vardı ama onları silip attın.
There were others. Most of them are still with me.
Başkaları da vardı, ve çoğu hala benimle birlikte.
There were others who claimed the crown.
Başkaları hükümdarlık iddiasında bulunuyordu.
After all, there were others...
Başkaları da vardı.
- But there were others in the car.
- Ama arabada başkaları da vardı!
There were others with you.
Adım Gomez. Sizinle başkalarıda vardı.
After that, there were others, until I grew too old and only you would have me.
Sonrasında başkaları oldu. Ta ki yaşım geçip, beni sadece sen isteyene kadar.
He says : "Great, I saw these huge machines rolling along going... There were others that flew like this... And there were these great big houses."
O da : "Harika, kocaman ileri gidip gelen silindir biçiminde makineler gördüm Diğer makineler ise böyle uçuyorlardı Ve orada harika dev gibi evler vardı." demiş.
- If it had been up to me, I'd have told you, but there were others.
- Bana kalsaydı sana söylerdim, ama diğerleri vardı.
There were others...
Burada başkaları da vardı.
Obviously there were others.
Belli ki başkaları varmış.
Besides the rebels, there were others... soldiers, cops, thieves...
Asilerin dışında, başkaları da vardı. askerler, polisler, hırsızlar, Yehova Şahitleri...
There were others's with him!
Onunla beraber başkalarıda vardı.
But there were others.
Başka var mıydı?
- There were others?
- Başkaları da mı oldu?
Surely there were others like him, like Stefan.
Elbette ki orada bulunan diğerleri, Stefan gibiler.
- Well, I knew there were so many others.
- Çok kişi olduğunu biliyordum.
There were no others.
Başka kimse yoktu.
Well, my lady, I have had a nip of ale of a night, just now and again at a place in the town and I won't deny as some of the others were there.
Leydim, kasabada bir yerde ara sıra akşamları biraz bira içiyorum. İnkâr edecek değilim, çünkü başka giden de vardı.
Was it Laszlo, or were there others in between or aren't you the kind that tells?
Laszlo mu, yoksa arada başkaları da mı vardı yoksa anlatan tiplerden değil misin?
There were a few others before me.
Benden önce bir kaç kişi vardı.
How many others were there, Mary?
Başka kaç kişi vardı Mary?
There were two others in there.
Orda başka bir çift vardı.
There were times when I almost forgot that I had other children, Paris... ... others to die, perhaps.
Öyle zaman oldu ki, baska çocuklarimin oldugunu neredeyse unuttum, Paris belki de cok vefakar cocuklardi.
How many others were there?
Diğerleri kaç tane?
No. Everybody was too busy to notice me, and there were many others lying dead.
Herkes beni fark edemeyecek kadar meşguldü ve yatan çok ölü vardı.
There are now people who pride themselves... on being authors of films, as others were of novels.
Artık, roman yazarları oldukları için kendileriyle gurur duyanlar gibi... film yazarı oldukları için kendileriyle gurur duyan insanlar da var.
"Should that were not to happen, then there surely would happen something that would have never happened to others."
"Herhangi bir şey gerektiğinde.. o zaman mutlaka bir şey olur, başkalarına asla olmazdı."
There were no others, Mirko.
Başka gemi yoktu, Mirko.
I do not believe you. - There were others who were there.
Sana inanmıyorum.
Originally, there were six committed to the experiment... but one by one the others dropped out.
Aslen deneye altı kişi katılacaktı... ama diğerleri teker teker vazgeçti.
And then there were the others, who just said you were unlucky.
Diğerleriyse sadece şanssız olduğunu belirttiler.
This man is a thief who barged into an inn last night holding a dagger. And not only him, there were 3 others.
Bu adam bir hırsız, geçen gece elinde kılıçla bir konağı bastı sadece tek o değil, üç kişi daha vardı.
The others were there... and I sat down on the curb... as I did every day, to wait for destiny.
Diğerleri de oradaydı ve her gün yaptığım gibi kaldırım taşına oturup kaderimi bekledim.
There were three others.
Üç kez daha oldu.
Then there were others who seemed to take pity on my state. What were you thinking?
Gün içinde, pek çok sivil geldi ve orada yatarken gözlerini bana diktiler.
I do not believe you. - Others were there.
Sana inanmıyorum.
- The man up there, he said he'd like it better if he could go in to the judge and tell him... that you'd made one good case for Uncle and you were working on some others.
Savcı, yargıcın karşısına çıkıp senin, bir davada "Amca" ya yardım ettiğini ve başka davalar için de çalıştığını söyleyebilirse bunun çok iyi olacağını belirtti.
There were 2 others besides the Black Whirlwind
Kara kasırga dışında 2 kişi daha var
There were others he could have chosen.
Başka birilerini seçebilirdi.
- Wow. There were some others, I'm afraid.
Maalesef başkaları da vardı.
He came to a meeting at Gunther's house tonight, and the others were there, too.
Bu gece Gunther'in evinde bir toplantıya katıldı. Diğerleri de oradaydı.
The day Sean Murphy had his, there were six others.
Sean Murphy'nin olayı olduğunda, altı tane daha olmuş.
There were so many others
Ve daha bir çoğuyla.
there were 484
there were none 18
there were over 22
there were two of them 39
there were two 42
there were three of them 19
there were no survivors 16
there were only 25
there were complications 24
there were three 17
there were none 18
there were over 22
there were two of them 39
there were two 42
there were three of them 19
there were no survivors 16
there were only 25
there were complications 24
there were three 17
there were witnesses 20
there were no witnesses 29
others 288
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there were no witnesses 29
others 288
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389