English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / They got nothing

They got nothing Çeviri Türkçe

411 parallel translation
They got nothing on me, see?
Benimle bir ilgileri yok.
Jumped out of the window at the Gestapo. They got nothing from him
Gestapo'da camdan aşağı atladı Ondan hiç bir bilgi alamadılar.
- I guess they got nothing else to do.
- Sanırım yapacakları başka bir şey yok.
They got nothing but time?
Bunların zamanı bol anlaşılan.
They got nothing else to do up there but talk.
Orada konuşmaktan başka yapacak bir şeyleri yok zaten.
Oh, they got nothing but brandy, boss.
Sadece brandy var, patron.
A big outfit, they got nothing to worry about with drought.
Bueyuek ciftlikler, kurakliktan korkmuyorlar.
They got nothing to do... but go to court.
Mahkemeye gitmekten başka yaptıkları bir iş yok.
And if they can't get a confession, they got nothing.
Kimse bir şey itiraf etmezse de, ellerinde bir şey olmaz.
THEY GOT NOTHING ON YOU.
Ellerinde delil bile yok.
You told them nothing, and they got nothing.
Onlara hiçbir şey söylemedin, hiçbir şey öğrenemediler.
The thing you've got to decide, mr. Daniels, has nothing to do with the qualities of the young lady as they appeal to you. Yes, of course.
- Mesele şu ki Bay Daniels'ın o genç kadının nitelikleriyle hiçbir ilgisi olmadığına karar vermeniz gerekiyor.
Since those kids got back from the hospital, they've been living on nothing but milk.
Çocuklar hastaneden döndüklerinden beri, sütten başka hiçbir şey ile beslenmiyorlar.
They've got a whole town that does nothing but make roquefort somewhere in France.
Fransa'da bir yerde sadece rokfor yapan bir kasabaları var.
They ´ rre after somebody and they ´ vve got nothing on me.
Birisinin peşindeler ve bu kişi ben olmadığım için çok mutluyum.
Probably they've got nothing on!
Muhtemelen çıplaktırlar!
Them and their ma's all the time bawling me out because they ain't got nothing to eat, as if I had anything to do with it.
Anneleriyle bir olup kafamı şişiriyorlar yiyecek bir şeyleri yok diye. Sanki benim kabahatim!
They'd stop at nothing and they've got Doctor Watson.
Onların yapamayacağı şey yok. Doktor Watson'u da ele geçirmişler. - Onlar mı?
Because old people got nothing else they can get excited about.
Çünkü yaşlı insanlara heyecan verebilecek başka bir şey yok.
They've got nothing on me, but you might have a few uninvited guests.
Ellerinde benimle ilgili bir şey yok, ama sana birkaç davetsiz misafir gelebilir.
They had nothing to do with this. You ain't got anything on me. Louis...
Onların bu olayla bir alakası yok ve benimle de ilgili elinde hiçbir şey yok.
We got nothing they want. Isn't that right, Jesse?
Onların istediği hiçbirşey bizde yok öyle değil mi, Jesse?
I got nothing against these fellows. They just happened along.
Eskiden bunlara karşı hiç kin beslemezdim.
- They've got nothing to disinherit.
- Kesecekleri bir şey yok ki.
They've got nothing left to sell
Satacak hiçbir şeyleri kalmadı.
They must think we got nothing better to do than stand here.
Burada durmaktan iyi bir işimiz olmadığını sanıyor olmalılar.
Nothing should be the matter, unless they've got enough intelligence to cut the lines.
Bir şeyi olmaması lazım, hatları kesecek kadar akıllanmadılarsa tabii.
They say that nothing's got a value, except the value that men put on it.
"Üzerindeki biri değer biçene kadar, hiçbir şeyin değeri yoktur." derler.
I got nothing against them'cause they're poor.
Fakir oldukları için onlara karşı değilim.
They've got nothing.
Ellerinde hiçbir şey yok.
No one got nothing they didn't deserve.
Kimse hak etmediği bir şeyi almayacak.
They got their rules and we ain't got nothing to do with that.
Onların kendi kuralları var, yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
They felt no guilt about their crime, and got nothing out of it.
Yaptıklarından dolayı suçluluk duymuyorlar, cinayetten bir çıkarları yok.
Oh, now, they've got nothing to be nervous about.
Gerilecek hiçbir şey yok.
If they can't kill him, I've got nothing to lose.
Eğer onu öldüremezlerse, kaybedecek bir şeyim yok.
They are poor, they've got nothing to give you
Fakir insanlardan haraç toplayamayız!
These grandmas are coming back with half the widows of South Jersey... and not because they got a handout for nothing... but because merchandise was presented to them with style.
Arkadaşlarıyla gelecekler. Broşür aldıkları için değil mal onlara farklı bir tarzda sunulduğu için.
I am sure you would if you got desperate enough. I'm sure there is nothing wrong with their pussies'even if they are very small.
Eminim çok ufak olmaları dışında uzuvlarının bir şeyi yok.
They ain't got nothing.
Hiçbir şeyleri yok.
They have got through the first two tasks all right, not bad but it proves nothing.
İlk 2 görevi geçtiler, kötü sayılmaz ama bu birşey ifade etmez.
They ain't got nothing up north for a nigger to pick.
Kuzeyde bir zencinin toplayacağı hiçbir şey yok.
Nothing... they got me drunk.
Hiçbir şey... beni sarhoş ettiler.
They ain't got nothing but one guard, white dude, picks his nose all day.
Hiçbirşeyleri yok ama bütün gün burnunu karıştıran bir bekçileri var.
Got the old Istanbul blues Istanbul blues they give me 30 years ain't got nothing left to lose...
Got the old lstanbul blues lstanbul blues they give me 30 years ain't got nothing left to lose...
I won't tell you that they are laid up, for the poor things have got nothing to lie upon and it would not be telling the truth.
Samanların üstünde yan gelip yatıyorlar da diyemem, yatacak samanları da kalmadı hayvanların.
They've got no evidence, no witnesses, nothing.
Delilleri yok, tanıkları yok, hiçbir şey yok.
State trooper's got nothing. They're putting out the word.
Eyalet polisi bir şey bulamamış, haberi yayıyorlar.
They got nothing to do.
Yapacak bir şeyleri yok.
"If I get down there and perjure myself... " there's nothing that they can do because they've got the case. "
Çünkü "Eğer o kadar ileri gidip yalancı şahitlik yapsam bile bu bir şeyi değiştirmez çünkü olayı çözmüşler." demiştir.
When they call me and say : "What've you got?" I'll tell them I've got nothing because you're nothing.
Beni arayıp "Kaç adamın var?" diye sorduklarında... hiç adamım olmadığını söyleyeceğim... çünkü siz koca bir hiçsiniz.
They got rules about everything, that's got nothing to do with how anybody feels.
Herşeyle ilgili kuralları var ve bu kurallar başkalarının duygularını umursamıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]