They know nothing Çeviri Türkçe
489 parallel translation
They know nothing of all this.
Bunların hiçbirini bilmiyorlar.
They know nothing.
Hiç bir şey bilmiyorlar.
They know nothing of me.
Ben hiç bilmiyorlar.
Don't you realise that I'm acting on the assumption that they know nothing.
Hiçbir şey bilmedikleri varsayımına göre hareket ettiğimi fark etmiyor musun?
They know nothing about the community chest, but everything about community property.
Yardım sandıkları hakkında kesinlikle hiçbir şey bilmezler, ama iş mal ortaklığından söz etmeye gelince ahkam keserler
One of the things he admitted was that they know nothing about you in Washington.
İtiraf ettiği şeylerden biri Washington'da senin hakkında hiçbirşey bilmiyor olmalarıdır.
They know nothing.
Hiçbir şey bilmiyorlar.
They know nothing.
Bir şey bilmiyorlar.
They know nothing about Spanish dances here.
Burada İspanyol dansları hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.
I assume they know nothing about the car.
Arabadan haberleri olduğunu sanmıyorum.
They know nothing of this.
Bundan haberleri yok.
I've telephoned several society editors and they know nothing about her.
Evet. Pek çok sosyete editörüne telefon açtım. Ve hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.
They know nothing about drinking.
İçkiden de anlamazlar.
They know nothing about honor and glory.
Onur ve şöhretle ilgili hiç bir şey bilmiyorlar.
They know nothing of the outside world.
Dış dünya hakkında hiç bir şey bilmiyorlar.
But they know nothing about you.
Fakat onlar sizin hakkınızda hiçbir şey bilmiyorlar.
They understand nothing. They know nothing.
Onlar hiçbir şeyden anlamaz, hiçbir şey bilmezler.
They won't know nothing unless they picked Tony up.
Tony'yi bulmadılarsa bir şey bilmiyorlardır.
I can't believe they'd send a dispatch that you know nothing about.
Hakkında hiçbir şey bilmediğin bir talimat yolladıklarına inanamıyorum.
They don't know nothing.
Hiç fark etmediler.
You know what they say, there is nothing like home.
Ne derler bilirsin, insanın evi gibisi yok.
What do they know of heaven or hell, Cathy... who know nothing of life?
Onlar cennet ya da cehennemi ne bilirler Cathy... yaşam hakkında birşey bilmezlerken?
Ah, they don't know nothing about farming up there.
Oralarda çiftçilikten anlamazlar.
they don't know from nothing.
Hiçbir şeyden haberleri yok.
Nothing, he wanted to know if they beat me up.
Beni dövüp dövmediklerini bilmek istedi.
But you're wrong... they're not hanging on to it for nothing, you know.
Ama yanılıyorsun... hiçbir şeyi sallamazlar, biliyorsun.
I know nothing of the history to which you refer, but I have often felt that the attitude of my husband's family has failed to move with the times, that they think too much of the rights of nobility and too little of its duties.
Bahsettiğiniz geçmiş hakkında hiçbir şey bilmiyorum ancak ben de kocamın ailesinin tutumlarından zamana ayak uyduramadıklarını ve kendi asaletlerini çokça düşünüp gereklerini pek az yerine getirdikleri hissine sıkça kapılmışımdır.
I know that being Miss Turnstiles means nothing but they think it makes me an important person.
Turnike Güzeli olmanın bir anlamı yok ama onlara göre bu beni önemli biri yapıyor.
I know nothing about spies and the way they function but I can remember that the Countess had a remarkable talent for receiving confidences from important people.
Casuslar ve nasıl çalıştıkları hakkında bir bilgim yok elbette ancak Kontes'in önemli insanların güvenini kazanma konusunda hatırı sayılır bir maharete sahip olduğunu hatırlıyorum.
The worst ones know nothing of life'til they die.
En kötüsü, ölene dek yaşama dair hiç bir şey bilmeyenler.
And they wound up knowing nothing, because there was nothing to know
Ama hiçbir şey öğrenemediler, çünkü bilinecek hiçbir şey yoktu.
If they ask about me at the shop, you know nothing.
İş yerinde beni sorarlarsa, hiç bir şey bilmiyorsun.
And since we don't know where they went, there's nothing we can do.
Ve onların nereye gittiklerini bilmediğimize göre, yapabileceğimiz bir şey yok.
Judah, if they would see Jesus of Nazareth they will know that life is everlasting and death is nothing to fear if you have faith.
Yahuda, Nasıralı ısa'yı görürlerse, anlayacaklar ki hayat sonsuzdur ve imanın varsa ölüm korkulacak birşey değildir.
They may have a weapon we know nothing about.
Henüz bilmediğimiz yeni bir silah olabilir.
I know them well, and they have nothing to do with the little lawyer.
Hepsini iyi tanıyorum ve Küçük Avukat'la bir alâkaları yok.
We swipe the farmers'tax money for you, and you tuck it away, then you pretend you know nothing about it and demand they pay up.
Çiftçilerin vergi paralarını senin için çalıyoruz ama sen kendine saklıyorsun ondan sonra bununla ilgili hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapıyorsun ve onların borçlarını ödemelerini bekliyorsun.
They'll never know you spoke, so there's nothing to be ashamed of.
Konuştuğunu asla bilmeyecekler, yani utanacak bir şey yok.
They want to know nothing.
Umurlarında değil.
They don't know nothing, do they, honey?
Bir şey bildikleri yok, değil mi tatlım?
They do not know the rigors of producing rice yet they devour it like it's nothing. What shitbags!
Onlar pirinç yetiştirmenin zorluklarını bilmezler yalnızca yiyip bitirirler, hiçbirşey yapmadan.
They now know that the enemy will stop at nothing to subvert our way of life.
Artık biliyorlar ki düşmanlarımıza olan güvenimiz bitti.
Once they come to life they don't know nothing. Alright, didn't you see that traffic light?
Canlanınca hiç bir şey bilmez olurlar.
I busted my butt on your cockamamie lead. It was nothing, and you know it. See how they turn on me?
Onlar gördüğüm en güzel petünyalardı.
It's the kids, they don't know nothing, and they don't wanna learn.
Çocuklar. Bir şey bilmezler, öğrenmek de istemezler.
Instead nothing... they don't know where to put it!
Hiçbir şey değilse bile, onu nereye koyacaklarını bilemezlerdi!
They don't know nothing.
Birşey bildikleri yok.
Perhaps they will then know that it costs them nothing not to please you.
Belki o zaman seni hoşnut etmemenin hiç bir bedeli olmadığını anlarlar.
They don't know nothing.
Bir şey bilmiyorlar.
They don't know nothing!
Beni görmediler.
- Nothing they didn't already know.
- Bilmedikleri hiçbir şey.
they know 270
they know each other 27
they know me 35
they know everything 44
they know we're here 46
they know it 24
they know what they're doing 42
they know you 16
they know that 44
nothing 25771
they know each other 27
they know me 35
they know everything 44
they know we're here 46
they know it 24
they know what they're doing 42
they know you 16
they know that 44
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230