English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / They really do

They really do Çeviri Türkçe

1,230 parallel translation
Kids these days, they really do get into these tricks of theirs.
Zamane çocukları... Gerçekten bu numaraları iyi yapıyorlar.
That Pope Paul thing - - do they really do that?
Şu Papa Paul şeyi - - bunu gerçekten yapıyorlar mı?
Yeah, they really don't wanna lose touch, do they? It's good though.
Evet, bağlantıyı koparmak istemedikleri kesin, değil mi?
But the important thing is that they really do love each other.
Fakat önemli olan, onların gerçekten birbirlerini sevmesi.
Can they really do what they threatened?
Tehditleri sahiden yerine getirebilirleri mi?
The True Blue Americans call themselves a gang but all they really do is stand around on corners damning Engeland.
Gerçek Mavi Amerikalılar kendilerine çete diyorlar ama tek yaptıkları, köşelerde durup İngiltere'yi lanetlemek.
They really do.
Gerçekten.
You know, they really do have ovens back there,
Biliyorsun, arkada gerçekten fırınları var.
Do you really think they get the money?
Onlarin parayi aldigina inaniyor musun?
Do you think - they really used to talk like that?
Sence gerçekten hep böyle mi konuşuyorlardır?
- Do they really mean it?
- Gerçek anlamında mı?
Do you really think they're enough to allow us to speak up?
Konuşmamıza izin vermelerine yeteceğini mi zannediyorsunuz?
Do you really believe - They're all weak.
Gerçekten inanıyor musun -
And if you can believe the running you have to do to get your long shot, medium shot and close-up with a two-inch lens, it was really criminal that they sent us with that kind of stuff.
5 santimlik bir objektifle uzak çekim, orta mesafe çekim ve yakın çekim için ne kadar koşmak gerektiğine inanamazsınız. Bizi o tür bir malzemeyle oraya göndermeleri resmen suçtu.
I mean, how many people really enjoy what they do?
Demek istediğim, kaç kişi, yaptığından zevk alır?
I know they see that on the films and whatever, but if you was really trained at kung fu, you can do that.
biliyorum filmlerde falan olur öyle şeyler, fakat çok iyi kung fu çalışmışsanız, bunu yapabilirsiniz.
And the Bedouin view the towns people as having lost their really authentic roots in Arab culture and the poetry and animal husbandry and all the things that they do so well.
Bedeviler yerleşik kültüre sahip olmasalar da hayvan yetiştiriciliği ve genel ticaret konularında oldukça gelişmişlerdi.
No, no, I, I, I don't want Well, they do look really great there.
Hayır, hayır, ben, ben, istemiyorum. Hmm, onlar çok güzel görünüyorlar.
Wouldn't you? Grrr! Do they really pay you enough for this?
Değil mi? Cidden bunun için sana yeterince ödeme yapıyorlar mı? Bu taraftan...
In the midst of all that, do you really think they were keeping it up?
Bütün olan bitenin arasında, gerçekten de bunu yapmayı sürdürmüş olabilirler mi?
They don't think what they do can really affect anyone.
Yaptıkları şeyin bir başkasını nasıl etkileyeceğini düşünmezler.
When two people really love each other but they can't get it together, when do you get to that point where enough is enough?
İki kişi birbirini gerçekten seviyor ama geçinmekte zorlanıyorsa ilişkileri bitme noktasına ne zaman gelir?
I really wonder what good you do your students. Well, they seem to like you.
Öğrencilerine ne öğretiyorsun merak ediyorum.
You really believe they'll do that?
Bunu yapacaklarına inanıyor musun?
" "They don't really think I'm gonna do this stuff." "
"Gerçekten bunIarı yapacağımı düşünmüyorIar herhaIde."
Call me a traditionalist, but when I kill someone, I really do prefer it when they stay dead.
Bana gelenekçi diyebilirsin ama birini öldürdüğümde ölü kalmasını tercih ederim.
They're really just bottom feeders who'll do anything for the highest bidder.
Onlar sadece en yğksek ödeyen kimse ona çalışırlar.
But your shipmates... Do they know what you really are?
Gemi arkadaşların gerçekte ne olduğunu biliyorlar mı?
Well, it's just that we've used them before, and they do really good work, you know?
- Orayla daha önce de çalıştık cidden güzel iş çıkarıyorlar.
THEY CAN REALLY DO THAT? AH,
Gerçekten böyle birşey yapabilirler mi?
Do they really think he'll do better with fruit?
Meyvelerin ona iyi geleceğinden emin misin?
The curia disagreed with Omoc over whether to give us your weapons, but do you really think they would kill him over it?
Meclis Omoc ile silahların verilmesi konusunda karşıt fikirdeydi, ancak gerçekten bunu yapabilmek için onu öldürdüklerine inanıyor musunuz?
How do you think I was able to show you nanobots if they didn't really exist?
Sana nasıl varolmayan nano robotlar göstermiş olabilirdim?
Well so, they don't really do anything.
Yani hiç bir işe yaramıyorlar.
Psychologists in the CIA were convinced that this really might be possible and that they should try do it themselves.
CIA'deki psikologlar, bunun gerçekten mümkün olduğuna inanıyorlardı. Bunu kendileri denemek istiyorlardı.
So we asked these really penetrating questions and we hired a company that administers surveys to do them and they said they had never seen anything like it.
= AMINA MARIE SPENGLER = Psikolojik Değer Araştırması Program Yöneticisi 1978-86 = AMINA MARIE SPENGLER = Psikolojik Değer Araştırması Program Yöneticisi 1978-86... anket düzenleyen bir şirketi görevlendirdik.
We say what do you want, what do you really want, what do you want that for and they start to talk about it and they kind of get intimate with what's going on.
"Ne istiyorsunuz, gerçekten ne istiyorsunuz, neden onu istiyorsunuz?" Sonra cevapları hakkında konuşmaya başlıyorlardı. Aklından geçenleri, mahrem şeyleri de anlatıyorlardı.
Do they really have singalongs in English pubs?
Gerçekten İngiliz publarında hep birlikte şarkı söylenir mi? Hayır.
I don't really know what they do.
Tam olarak ne yaptıklarını bilmiyorum.
I really didn't think they'd do something like this.
Böyle bir şey yapacakları hiç aklıma gelmezdi.
And when people get in the state that Davey's in they do really stupid things like go to a mall that's obviously closed to yell at a woman who's obviously not there.
Davey'nin durumundaki insanlar aptalca şeyler yaparlar. Kapalı bir alışveriş merkezine girip orada olmayan bir kadına bağırmak gibi.
I think they can do really good work.
Bence gerçekten iyi iş çıkartabilirler.
But once you do... confide, share with someone, they're no longer really outside, are they?
Fakat bir kez bulduğunuzda... ve sırlarınızı açtığınızda birileriyle bir şey paylaştığınızda, artık onlar da, daha fazla yakın çevre dışında sayılamazlar, değil mi?
They only care if you're famous or important, but do not really care for you.
Seninle sadece önemliysen ve meşhursan ilgilenirler. Kim olduğunla ilgilenmezler.
That ball of hypocrites who applaud me and who intend to boast me do not even know who I am do not know me really they never have known about my fears or my dreams or my happiness they only know that I am a winner and so they award me.
Beni alkışlayan ikiyüzlüler beni sever gibi yaparken aslında kim olduğumu bile bilmiyorlar. Beni gerçekten tanımıyorlar. Beni neyin mutlu edip neyin üzdüğünü bilmiyorlar.
Do they really exist?
Gerçekten var mı?
Are they really going to do it?
Gerçekten bunu yapacaklar mı?
If they get close enough, I have to make them believe... I'm willing to do something really crazy.
Yeterince yaklaşırlarsa, onları çılgınca bir şey yapacağıma inandırmam lazım.
Do you think they really killed those people?
Sence bu insanları onlar mı öldürdü?
Do you think they'll really let us join their gang?
Sahiden bizi ekibe alacağını düşünüyor musun?
Then he must've meant it, cos guys never say anything they don't really mean, do they?
O söylediyse doğrudur. Erkekler her zaman gerçekten akıllarında olanları söyler, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]