Too many questions Çeviri Türkçe
434 parallel translation
I think you ask too many questions.
Bence çok soru soruyorsun.
My wife tells me I ask too many questions.
Karım çok fazla soru sorduğumu söyler.
- Don't ask too many questions.
- Çok fazla soru sorma.
Too many questions to suit me.
Bana uymayan birçok soru.
I don't like it when they ask too many questions.
Çok fazla soru sordukları zaman hiç hoşuma gitmiyor.
You kids ask too many questions.
Çok soru soruyorsunuz.
And they always start by asking too many questions.
İşe de hep çok soru sorarak başlarlar.
- Women ask too many questions.
- Kadınlar çok soru soruyorlar.
Yes, except that he's asking too many questions.
Öyle, bir de çok fazla soru sormasa.
Stevens is asking too many questions.
Stevens çok soru soruyor.
Somehow I thought she was grateful that I didn't ask too many questions.
Fazla soru sormadığıma memnun olduğunu hissediyordum.
I'm sorry, honey, but that's one too many questions.
Özür dilerim tatlım ama çok fazla soru soruyorsun.
- You ask too many questions.
- Çok soru soruyorsun.
- Am I asking too many questions?
- Çok mu soru soruyorum?
Do I ask too many questions?
Çok mu soru soruyorum?
Miss, if my outfit's asking too many questions, you just say so.
Bayan, adamlarim cok soru soruyorsa soeylemeniz yeter.
You pose too many questions.
Ne kadar çok soru soruyorsun.
- Too many questions
- Çok soru soruyorsunuz.
Too many questions would have been necessary...
Çok fazla cevap gerekebilirdi...
Too many questions and not enough answers.
Çok soru, az cevap.
I am asking too many questions.
Çok soru soruyorum.
You ask too many questions.
- Çok fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions
Çok fazla soru soruyorsun.
Let's not ask too many questions when we get down there, if they've been there, we'll know it.
Oraya gittiğimizde çok fazla soru sormayalım. Eğer oradaysalar, bunu öğreneceğiz.
There are too many questions unanswered.
Şu anda cevapsız çok soru var.
You ask too many questions.
Çok fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions.
Neden yardım edeceksin? Çok soru soruyorsun.
Like Max says, you ask too many questions.
Max'ın dediği gibi, çok soru soruyorsun.
Too many questions.
Çok fazla soru sordun.
And don't ask her too many questions
Fazla soru sormayın yoksa ısınır.
Don't ask too many questions in the morning.
Sabahları çok fazla soru sorma.
Too many questions for the night.
Gece çok fazla soru.
Don't ask too many questions my little...
O kadar çok soru sorma... Muhammed.
- Mohammed Don't ask too many questions.
Çok soru sorma.
Among sharp businessmen one doesn't ask too many questions.
Böyle işadamları arasında kimse çok fazla soru sormaz.
I told you, I ask too many questions.
Söylemiştim, çok soru sorarım.
And I will not abuse you with too many questions.
Bu nedenle çok fazla soru sorarak sizi meşgul etmeyeceğim.
You're asking too many questions.
Dikkat et! Çok soru soruyorsun.
I think you shouldn't ask me too many questions here
Çok fazla soru sorup vakit kaybediyorsun
Too many questions.
Çok fazla soru.
I wouldn't ask too many questions about Ponape, Captain.
Ben olsam, Ponape hakkında çok soru sormam kaptan.
I try not to annoy him with too many questions, but there are many things I'd like to know.
Çok soru sorup onu rahatsız etmemeye çalışıyordum. Ama bilmeyi istediğim çok şey vardı.
I ask too many questions He said a soul can get perplexed
# Şaşırtacak derecede çok soru sorduğumu söylüyor.
To keep them from asking too many questions, you know?
Fazla soru sormalarını engelleyecek bir şey.
Too many questions are still asked which do not satisfy the little gray cells.
Hala sorulacak pek çok soru var. Benim gri hücrelerimi tatmin etmiyor.
It's probably a good idea for me not to ask too many questions about tonight.
Belki en iyisi bu akşam hakkında çok soru sormamak.
Be ready for the questions and hope there won't be too many.
Sorulara hazır ol ve çok fazla olmamasını umut et.
There are many questions in my mind, too many perhaps, about the actor Karidian and his daughter.
Kafamda birçok sorular var, belki de çok fazla, Karidian ve kızı hakkında.
I ask myself so many questions, too, about my own work, because there are so many things that disturb and bother me.
Kendime işim hakkında çok fazla sordum çünkü... beni rahatsız eden, sıkan çok şey var.
Not too many questions asked.
Soru da sormam.
You ask too many bloody questions.
Çok fazla boktan sorular soruyorsun.