Train station Çeviri Türkçe
1,394 parallel translation
We also pulled tapes from the train station.
Tren istasyonundan hesap yaptık.
Maybe chatting at the train station?
Belki tren garında sohbet dersiniz?
How was she getting to the train station?
Tren istasyonuna nasıl gitti peki?
Julie came in, kissed me goodbye, and left for the train station.
Julie gelip, bana hoşça kal öpücüğü verdikten sonra tren istasyonuna gitti.
Be ready for the train station in the morning.
Sabah tren istasyonuna gitmek için hazır ol.
Well, train station's less than a mile.
- Tren istasyonu bir kilometreden az mesafede.
Full canvass of the train station.
Tren istasyonu tamamen kontrol edildi.
I'll take you to the train station.
Seni tren istasyonuna götüreceğim.
We know she's been to the train station. We could start there.
Eskiden tren istasyonunda olduğunu biliyoruz.
Well, for now, let's look for the nearest train station.
Şimdilik... öncelikle en yakın istasyona gidelim.
He's here at the train station for five minutes.
5 dakika sonra tren istasyonuna gelecek.
Well. I had that pretty much figured out when we left the train station in Bucharest.
Bükreş'ten trene bindiğimizde bunun farkına varmıştım zaten.
"I'm leaving. I'll be at the train station."
"Gidiyorum, tren istasyonunda olacağım."
- I'm taking you to the train station.
- Seni tren istasyonuna götürüyorum.
Didn't you go at the train station?
Tren istasyonunda işemedin mi?
I met you once at the train station!
Seninle tren istasyonunda bir kez karşılaştım.
She's at the train station.
Tren istasyonunda.
You come swanning in here like Lord Prince fucking up himself and Tracy's at the train station, Jonny, where people fucking buy drugs, where they score.
Sanki bir prens gibi süzülerek geliyorsun ve Tracy tren istasyonunda, Jonny! Orada insanlar uyuşturucu alır ve birbirini becerir!
She's at the Hamburg train station.
Hamburg tren istasyonunda.
The train station was packed.
Tren istasyonu çok kalabalıktı.
Look, it's in a... locker in the train station.
Bak, tren istasyonunda... bir dolapta. Üstünde numara yok.
Train station.
Sıkı Gözetlenen Trenler.
To the train station?
Tren istasyonuna?
You're aware that I have men in every train station?
Her tren istasyonunda adamım olduğunu farkındasın değil mi?
- There was a problem at the train station.
Tren istasyonunda bir sorun çıktı. Ne oldu?
Tell your people to deliver her to the 30th Street train station.
Sizinkilere söyle onu 13. Cadde İstasyonu'na getirsin.
Thank you, but... I need to go wait at the train station.
Sağ ol ama tren istasyonuna gidip beklemem gerekiyor.
I'm on my way to the train station.
Tren istasyonuna doğru gidiyorum.
Walt can meet you at the train station.
Walt seni tren istasyonunda karşılar.
Then no one's taking the train anymore, and the train station becomes defunct.
Kimse artık Trene binmediği içinde, Tren İstasyonu kullanılmaz hale gelir.
For a place down by the train station.
Tren istasyonunda kullanılanlardan biri.
I don't get it. Why aren't we on our way to the train station?
Anlamıyorum, neden tren istasyonuna gitmiyoruz?
- Try the train station.
- Tren istasyonunu deneyecekler.
- Train station.
- Tren istasyonu.
- Your train station?
- Tren istasyonunuzda mı?
More sick people will be linked to the bus terminal than to the train station.
Hasta olanlardan, otobüs terminali ile bağlantılı olanların sayısı tren istasyonuna göre daha fazla.
The J.D. and Cox train is pulling into the station.
J.D. ve Cox treni istasyona girmek üzere.
'Due to an earlier incident in the station, passengers will not be able to alight this train.'
'İstasyondaki teknik bir sorun nedeniyle, yolcularımız bu istasyonda inemediler.'
I was hoping you could take me to the train station.
Umarım sonra beni tren garına bırakırsınız.
- The train station?
- Tren garı mı?
Big as a train station.
Kireçtaşı, tren garı kadar büyük.
- I did. No, you asked before we got on the train, not before we left the station.
Hayır, trene binmeden önce sordun, istasyondan çıkarken değil.
I missed the train at a station in the night.
Gece istasyonda treni kaçırdım.
Ladies and Gentlemen this train will arrive at gokseong station very shortly
"Bayanlar ve baylar,..." "Trenimiz kısa bir süre sonra Gokseong istasyonuna varmış olacak."
Go to the station and copy the train schedule.
İstasyona git ve tren tarifesinin kopyasını al.
For, although you made certain I observed you at the station, you did not leave the train.
Lyon Garında, seni görmemi kesin sağladıktan sonra, trenden ayrılmadın.
I was told that I have to go to the next station to get on a train
Ama bankadan benimle beraber çıkan arkadaşımın belkemiğinin kırık olduğu anlaşılmıştı.
Maybe when the train's at the station they set manually.
Belki tren istasyondayken elle ayarlamak gerekiyordur.
I have a male stabbed, heavy bleeder, on the train just west of the Woodside Station on the subway.
Woodside İstasyonu'nun hemen batısındaki metro treninde hızla kan kaybeden bıçaklanmış bir erkek var.
The train is leaving the station at 5 : 00, right?
Hani şu "Bir tren istasyondan saat 5'te kalkıyor" soruları var ya.
Now, this train is leaving the station, and I suggest you get on it.
Bu tren gardan kalkıyor ve sana da binmeni öneririm.
train stations 25
station 92
stations 34
station log 25
train 294
trainer 50
training 137
trains 77
trainee 21
trained 115
station 92
stations 34
station log 25
train 294
trainer 50
training 137
trains 77
trainee 21
trained 115