English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / Tricked

Tricked Çeviri Türkçe

1,946 parallel translation
You tricked me.
Beni kandırdın.
You tricked me?
Beni kandırdın mı?
All those times you tricked me into meeting you and then gave me titty-twisters!
Beni kandırdığın ve meme uçlarımı sıktığın, bunca zamandan sonra!
The kidnapper tricked us into giving him the ransom.
Kaçıran fidye parası konusunda bizi aldattı.
You tricked me. I've been scarred for life.
Bana yalan söyledin, beni hayal edebileceğinden fazla incittin.
This thing's completely tricked out, Mac.
Bunun her yeriyle oynanmış, Mac.
Jones tricked the Army.
Jones orduyu kandırmış.
I'll have to build us a tricked-out doublewide.
Bizim için iki kişilik olanlarından yaptırmam gerekecek.
We are not going to be tricked.
Tuzağa düşmeyeceğiz.
You tricked me.
Beni kandırdınız.
You tricked me, didn't you?
Beni kandırdın, değil mi?
But we shared a wall with the club so I bought it, tricked it all out like this, and this is where I spend my time.
Kulüp ile yan yanaydılar, ben de satın aldım. Tekrar döşedim ve artık zamanımın çoğunu burada geçiriyorum.
Hey. How'd you get tricked into bartending?
Seni barmen yapmaya nasıl ikna etti?
You do see he is being tricked, don't you?
Oyuna getirildiğini görüyorsunuz, değil mi?
He tricked me.
Kandırdı beni.
We've been tricked.
Oyuna getirildik.
I was tricked.
Bana tuzak kuruldu.
Somebody tricked you... into bringing a briefcase full of evidence of your own crimes straight to the police?
Biri size tuzak kurdu ve içi kanıtlarla dolu olan bu evrak çantasını suç mahalline mi bıraktı?
But, uh, building a totally tricked-out hidey-hole for you is first on the list, though.
Ama listenin basinda senin için gizli bir çukur açmak var.
It's true, you see. Marcus was an undering of mine, but he tricked me and threw me in jail.
Doğru, Marcus benim emrim altındaydı, sonra bana ihanet etti ve beni gördüğünüz gibi buraya hapsetti.
And you tricked it, okay?
Hem hile yapıyorsun, tamam mı?
You tricked her, didn't you?
Kızı oyuna getirdin, değil mi?
He tricked gilson into helping him.
Gilson'ı ona yardım etmesi için kandırdı.
Sisyphus has done the impossible, he has tricked death and turned the natural cycle of life on its head.
Sisyphus imkânsızı başarmış, ölümü aldatmış ve hayatın doğal döngüsünü değiştirmiştir.
You tricked her into coming here.
Buraya gelmesi için onu kandırdın.
Oh, Peter. He tricked you.
Ah Peter, seni kandırdı...
Singer thought he was in for a treat, but you tricked him.
Singer bir ödül için orada olduğunu sanıyordu, ama sen onu kandırdın.
Sorry, hayley, roger tricked me.
Çiftin, temsili resmi şöyle.
So I tricked him.
Bu yüzden ben de onu kandırdım.
Okay, well, two weeks ago, I tricked you into thinking that you wanted to kiss me.
- Tamam, şey, iki hafta önce beni öpmeyi istediğini düşünmeni sağlayarak seni kandırdım.
The dollhouse tricked me, too.
Dollhouse beni de kandırdı.
I tricked him.
Onu kekledim.
He tricked the Nazis into believing that a handful of men was an entire division.
Nazilerin bir avuç adamı, bir bölük asker olduğuna inandırmıştı.
You're still the same sweet, gullible little suck-tard that we tricked into this.
Sen hâlâ Lig'e aldığımız enayinin tekisin.
It's like I tricked you.
Size oyun oynadım sanki.
I'm sorry I tricked you. But you needed to see Vemmer
Seni kandırdığım için üzgünüm ama Vemmer'ı görmen lazımdı.
Maybe you could trick your parents into making a baby the way my Mom nearly tricked Charles Barkley.
Belki onları kandırarak bebek yapmalarını sağlayabilirsin. Annem aynı şeklilde neredeyse Charles Barkley'yi kandırmıştı.
Sheriff, it wasn't Debra who tricked you.
Şerif, seni kandıran Debra değildi.
I have been tricked.
Kandırıldım.
He tricked me. He pushed me off the highest cliff on this island... A deadly fall.
Beni tuzağa düşürdü ve adadaki en yüksek tepenin boşluğuna kapattı.
You tricked Saber into helping you build Clusterstorm?
Fırtına Projesini kurmanda yardım etmesi için Saber'ı mı kandırdın?
The Phantom tricked them, and people enjoyed.
Hayalet onları oyuna getirdi, ve herkesin hoşuna gitti.
Garrison Jacobs tricked us into punishing an innocent.
Garrison Jacobs masumları cezalandırmamız için bizi kandırmaya çalıştı.
You believe you're chosen by God, but you've been tricked by an illusion.
Tanrı tarafından seçildiğini sanıyorsun ama bir illüzyon tarafından kandırıldın.
He's tricked us.
Bizi kandırdı.
- You tricked me?
- Beni kandırdın mı?
I must admit that You tricked me with the message.
Gerçekten çok güldüm
I've tricked my body into thinking it's younger.
Vücudumu daha genç olduğunu düşünmesi için kandırıyorum.
I tricked you.
Seni kandırdım.
Okay, that doesn't make any sense. I tricked him into thinking he likes me.
Benden hoşlandığını sanması için onu kandırdım.
She tricked you.
Seni oyuna getirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]