Two o'clock Çeviri Türkçe
559 parallel translation
Why were you and your daughter in this house at two o'clock this morning?
Siz ve kızınız, sabahın ikisinde, bu evde ne yapıyordunuz?
"... the board will meet you Saturday, June 12 at two o'clock in our main office. "
"... kurul, sizinle 12 Haziran Cumartesi günü, saat 2'de... " "... ana merkezimizde görüşecektir. "
Next week, two o'clock.
Haftaya, ikide.
- See you next week, two o'clock.
- Gelecek hafta, ikide görüşürüz.
About two o'clock, but he must've been shot earlier,'cause they picked his horse up clear over near the ranch road.
- Saat 2 : 00 gibi ama çok daha önceden vurulmuş olmalı. - Atını çiftliğine giden yolda bulmuşlar.
A signal at two o'clock.
Saat iki yönünde bir işaret var.
- He was killed between the hours of eleven and two o'clock this morning, Mr. Holmes.
- Çavuş Thompson? - Bu sabah saat onbirle iki arasında öldürülmüş, Bay Holmes.
The plane leaves at two o'clock.
Saat 2'de bir uçak var.
It was nearly two o'clock in the morning when I got there.
Oraya vardığımda geceyarısı 2 : 00'ye geliyordu.
I've been waiting since two o'clock.
Saat ikiden beri seni bekliyorum.
It's two o'clock, and if we get to the stadium late it will be full and we'll have to stand up like idiots
Saat iki, stadyuma gecikirsek dolu olur ve aptal gibi ayakta kalırız.
It's two o'clock and she still hasn't eaten
Saat iki oldu ve daha yemek yemedi.
- Two o'clock in the gym.
- Saat ikide spor salonunda.
Tuesday afternoon at two o'clock all men from Texas will meet behind the north latrine.
Sıradaki. Salı günü öğleden sonra saat ikide, Texas'tan herkes kampın kuzey tuvaletlerinin arkasında toplanacak.
It's two o'clock.
Saat iki.
The Pathfinder to Chicago and Seattle leaving at two o'clock,... west gate, track 13.
Chicago ve Seattle'a giden Pathfinder saat 2'de kalkacak batı kapısı, 13. ray.
Two o'clock. Huh?
Saat ikide, tamam mı?
Two o'clock in the mornin', he died.
Sabahın ikisinde.
It's only a little bit after two o'clock.
Saat 2'yi geçti geçiyor.
It's almost two o'clock.
Saat nedeyse iki.
at three o'clock or so, and he was captured by two detectives in the hallway of his house.
falan geldi, ve eve dönerken yolun yarısında iki detektif tarafından ele geçirildi.
At about two o'clock.
Saat iki civarında.
- About two o'clock.
- 02.00 civarı.
Two o'clock sharp.
Evet tam 2 : 00'de.
Two o'clock in the morning.
Sabahın ikisi.
- Two o'clock.
- İki.
- And at two o'clock...
Saat ikide- -
Two o'clock today.
Bugün saat ikide.
It was one o'clock two hours ago.
İki saat önce de 1'di.
Two o'clock feeds...
- İki saat beslemek...
Don't miss his two o'clock feeding.
Saat ikideki sütünü unutma.
It is already two o'clock!
Saat iki oldu!
Like babbling in someone else's house, at two o'clock in the morning.
Gecenin 2'sinde başkasının evinde boşboğazlık etmek gibi.
Bandits, three 190s at two o'clock.
Korsanlar, 2 : 00 yönünde 3 tane 190.
Bragliani, two o'clock : Two o'clock!
Bragliani, 2 : 00, 2 : 00!
One, two, three o'clock...
Saat bir, iki, üç...
- Yeah, about two o'clock, he said.
- İkide gelirim, dedi.
- Two o'clock, electromyogram.
- Saat 2'de elektromiyogram...
Two o'clock.
Saat 2.
I took the two o'clock bus.
2 otobüsüne bindim.
We'll resume at two o'clock at which time all the witnesses will be heard.
Saat ikide görgü tanıklarının ifadeleriyle devam edeceğiz.
They hang out at these two clubs starting 10 o'clock every evening.
Akşamları 10'dan sonra bu iki mekanda olurlar.
I'll give you two minutes to think of something, or the whole class comes back at four o'clock.
İki dakikan var. Ya bir şeyler düşünürsün ya da bütün sınıf okuldan sonra cezaya kalır.
No one is allowed in until two o'clock.
Saat ikiye kadar kimse giremez.
Until two o'clock, when you get your "divine rights" back.
Saat 2'ye kadar, sonra "tanrısal hakları" nı geri alırsın.
Don't know if you're a religious man, but if I were you, at two o'clock I'd start praying for my job!
Dindar biri misin, bilmiyorum ama, yerinde olsam, saat ikide işim için dua etmeye başlardım!
The second at two o'clock and the third when the bell tolls... three.
İkincisi ikiyi vurduğunda, ve üçüncüsü... üçü vurduğunda.
Two o'clock.
Saat iki.
- Be in the forest tomorrow at two o'clock
- Yarın saat ikide ormanda olun. - Hayır.
He just got back to his apartment at two o'clock...
Saat ikide evine yeni dönmüştü...
Good Heavens, it's two o'clock!
Aman Allahım, saat 2 olmuş.
o'clock 917
o'clock in the morning 42
two of them 141
two of us 35
two out of three 43
two of you 22
two or three days 16
two one 46
two outs 17
two or three 26
o'clock in the morning 42
two of them 141
two of us 35
two out of three 43
two of you 22
two or three days 16
two one 46
two outs 17
two or three 26