Vitamins Çeviri Türkçe
910 parallel translation
Ever since meeting Tae Gong Shil... I'm popping these bitter calming pills like they're regular vitamins.
Tae Gong Shil'le görüştüğümde bile vitamin gibi acı sakinleştirici yiyorum.
It's not steak but it's rich in vitamins.
Biftek değil ama bir sürü vitamin var.
Only fresh foods because of the vitamins.
Vitamin için taze sebzeleri tercih ederim.
You lack vitamins A, B and C.
A, B ve C vitaminine ihtiyacınız var.
Eat it. Got lots of vitamins.
Sürüyle vitamin alırsın.
Another grape juice Grayson, you can't have too many vitamins I always say.
Bir üzüm suyu daha, Grayson, hep söylerim, yeterince vitamin alamıyoruz.
- You must be low on vitamins.
- Sende vitamin eksikliği olmalı.
Let's go get some vitamins.
Gidip biraz vitamin alalım.
- Do you think he's starved for vitamins?
- Sizce vitaminsiz mi kaldı doktor?
He pours out Liyan's sleeping pills and replaces them with vitamins.
Liyan'ın uyku haplarını döker ve onları vitaminlerle değiştirir.
He needs nourishing food, with fats and vitamins.
Yağ ve vitamin içeren, sağlıklı gıdalara ihtiyaç duyuyor.
It's vitamins, right?
Vitamin iğnesi, öyle değil mi?
The train out and the plane back, to waste as few vitamins as possible.
Giderken trenle, dönerken uçakla. Mümkün olduğunca az vitamin sarf etmek için.
You've been taking the vitamins Dr. Gray sent you, huh? That's right.
- Dr. Gray'in sana gönderdiği vitaminleri alıyorsun, değil mi?
I guess I'll get me some of those vitamins.
Sanırım o vitaminlerden kendime de alacağım.
- It's got vitamins A
- İçinde A vitamini
- Vitamins B
- B vitamini
Vitamins L-O-V-E
A-Ş-K vitamini
"Have some vitamins."
"Vitaminlerini al."
Are you out of vitamins?
Vitamin alıyor musun?
- Vitamins.
- Vitaminler.
- Vitamins?
- Vitamin mi?
Vitamins.
Tabii ki vitaminler.
- Oh, did you get another bottle of vitamins?
- diğer vitamin şişelerini de aldın mı?
Vitamins.
Vitaminler.
With vitamins, 270 yen.
Vitaminli, 270 yen.
Did you take your vitamins, dear?
Vitaminlerini içtin mi, tatlım?
Do you take vitamins regularly?
Vitaminlerini alıyor musun?
By the way, darling, here are the sleeping pills and the vitamins... both plainly marked.
Bu arada uyku ve vitamin haplarını getirdim üstlerine ne oldukları güzelce yazdım.
You have some new vitamins to take tonight.
Bu gece yeni bir vitamin içeceksin.
- Are those the vitamins?
- Onlar vitamin mi?
See, the rats in the smaller cages get what you might call more vitamins than those in the larger cages.
Bakın, daha küçük kafeslerdeki fareler büyük kafestekilerden daha çok vitamin alıyorlar.
Now, sulfur serves it as our vitamins do us.
Sülfür onda vitamin etkisi yaratıyor.
You're gonna start taking vitamins.
Derhal vitamin almaya başlıyorsun.
When they're young, they've their teeth straightened their tonsils taken out and gallons of vitamins pumped into them.
Gençken dişleri dökülür,..... bademcikleri alınır ve bir yığın vitamin yüklenirler.
Careful, the vitamins are in the sugar can.
Aklında olsun, vitaminleri şeker kutusunda.
We once laughed at the horseless carriage,... the aeroplane, the telephone, the electric light, vitamins,... radio, and even television.
Bir zamanlar atsız arabalara gülüyorduk, uçak, telefon, ampul, vitaminler, radyo ve hatta televizyon!
- Vitamins and minerals.
- Vitaminler ve mineraller.
- Vitamins and minerals.
- Tabii ya, vitaminler ve mineraller.
- You forgot your vitamins.
- Vitamininizi unuttunuz.
- Full of vitamins?
- Bol bol vitamin?
Nothing like vitamins.
Vitaminler gibisi yok.
That new nitrate use they demonstrated in argentina this morning - that soil had more vitamins in it six hours later than a drugstore chain.
Bu sabah Arjantin'de gösterdikleri yeni nitrat kullanımı metodu. Altı saat içinde toprakta bir eczane zincirinden daha çok vitamin oluştu. O ülkeyi bilirim.
I got sulphonamide and vitamins from the SS dispensary
SS dispanserinden sülfamit ve vitaminler aldım.
Some of the world's finest pharmaceutical companies make bodybuilding minerals, vitamins, chemicals all based on chemistry, so I'd approach it from a chemistry standpoint.
Dünyanın en iyi eczacılık firmaları vücut geliştirici vitaminler ve kimyaya dayalı maddeler üretiyorlar. Ben de olaya kimya açısından yaklaşacağım.
He ate my vitamins!
Vitaminlerimi yedi!
He took my vitamins!
Vitaminlerimi aldı!
Gimme back my vitamins!
Vitaminlerimi geri ver!
Some vitamins and minerals I'd like you to take.
Almanızı istediğim vitamin ve mineraller.
- Looking for my vitamins.
- Vitaminlerimi arıyorum.
- They're full of vitamins.
- Ama vitamin dolular.