English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / We got another one

We got another one Çeviri Türkçe

233 parallel translation
As soon as he left. We got another one.
O ayrılınca, yenisi geldi.
By gosh, we got another one.
Amanın, bir tane daha.
We lost the car, but we got another one. - What?
Arabayı kaybettik ama başka bir tane aldık.
Well looks like we got another one on our hands.
Pekala Elimizde başka bir ceset daha var galiba.
Hang a right. We got another one comin'up.
Sağa dön, bir çöp daha geliyor.
We got another one, colonel.
İyi.. Bir tane daha var Albay.
We got another one.
Başka bir tane daha var.
We got another one here!
- Kapat çeneni, tamam mı? - İşte bir tane daha çıktı.
We got another one.
İşte yine geldi biri.
Vance, we got another one comin'in high over here!
Pekala, yukarıdan gelen bir tane daha var.
We got another one comin'in high over here. Come on, Medina!
- Yukarıdan bir tane daha geliyor.
We got another one.
Bir tane daha var.
Well, we got another one off, I guess.
Birini daha kurtardık sanırım.
We got another one!
Bir tane daha oldu!
We got another one.
Bir tane daha.
Hey, we got another one!
- Biri daha!
- We got another one.
- Burada birisi daha var.
- We got another one forya.
- Birisi daha var.
- Sir, we got another one.
- Efendim, başka bir tane var.
We'd set the date ages ago, but then, for one reason or another it got delayed.
Yıllar önce kararlaştırmıştık ama bir sebep öbürünü kovaladı ve gecikti. Ama bu sefer tamam, kesinlikle evleniyoruz.
If no-one's got ninety, we'll choose another number.
Eğer kimsede 90 yoksa başka numara seçeceğiz.
Just to show we all got trust in one another.
Birbirimize güvendiğimizi göstermek için.
We stopped at the Azores... and the skipper went to shore and got another one.
Azores'te durduk. Kaptan sahile inip başka bir çapa aldı.
Since we got here, we've jumped out of one frying pan into another.
Buraya geldiğimizden beri, bir ateşten diğerine atladık.
We've only had one game, we've got to have another.
Yalnızca bir oyun oynadık, ikincisini de oynamalıyız.
You've got to cut them off, Mr. Spock, or we'll cook one way or another.
Ya keseceksiniz, ya da...
We've got another one.
Asıl sorunumuz başka.
- We've got some Germans arriving tomorrow, so Polly's brushing up another one of her languages.
Yarın birkaç Alman gelecek de... Polly de bildiği dillerden... birini tazelemeye çalışıyor.
You don't need another one. You already got one. We only got two hours to get there.
Bir tane daha gerekmiyor, sende zaten bir tane var.
Confirm one way or another, because we've got some important profile work coming up.
bunu size de onaylatmak istedim. Elimizde çok önemli bir kişilik tanımlama işi olacak çok yakında.
Arthur, I think it's time we got to know one another.
Arthur, sanırım birbirimizi tanıma zamanı geldi.
- We've got another one here now.
- Biri daha düştü.
You got 30, 40 screaming babies jumping from one bed to another switching tags, so now we do have a real problem.
Böylece elimizde, bir yataktan diğerine atlayıp, isim bileziklerini değiştiren 30, 40 kadar ağlayan bebeğimiz oldu ve tabii bu büyük bir sorun.
We got another kid like the one from the movie house.
Sinema salonundaki gibi bir çocuk daha bulduk.
- As one professional to another I've got to tell you, we've got a thorny problem.
- Meslektaşın olarak söylemek zorundayım. Ciddi bir sorunumuz var.
Well, we've got another one coming right up.
Peki, biraz sonra başka bir tane daha geliyor.
We got to look out for one another.
Birbirimizi kollamalıyız.
We got to talking and one thing led to another.
Konuşmaya başladık ve konu konuyu açtı.
We've got to help one another.
Birbirimize yardım etmeliyiz.
We got us another one!
İşte bir tane daha!
We've got another one.
Bir tane daha.
I mean, we almost got things turned around, but, uh, a bunch of loans came due... and, and one thing led to another and, uh...
Tam düze çıkmak üzereydik ki, birikmiş borçlar elimizde patladı.
I promised myself another one before we got to London.
Londra'ya varmadan son bir kez daha alacağıma dair kendime söz verdim.
The rabbi called. She told me that I was one of the most interesting guys she's ever met. We got another date.
Haham aradı ve bana şimdiye kadar tanıştığı en ilginç adamlardan biri olduğumu söyledi.
One way or another, we've got to find out.
Bir yol yada başkası, biz onu bulmalıyız.
We got sent to this planet, Daniel and Teal'c got sent to another one.
Biz bu gezegene düştük, Daniel ve Teal'c başka birine.
Hey, Bobby, we've got another one forya.
Sana birini daha getirdik, Bobby.
- We've got another one.
- Bir balonumuz daha var.
One particle collides with another, gases expand, planets contract and before you know it, we've got starships and holodecks and... chicken soup.
Bir partükül bir diğeriyle çarpışır, gazlar genişler, gezegenler büzülür,... ve sen onu farketmeden önce, uzay gemilerimiz ve sanal odalarımız... ve... tavuk çorbası.
We won't survive another game like the one we played last Friday, so I spoke to Mr. Vernon the math teacher, asked him to look at the game film from Groveton, who we got next week.
EGER CUMA GUNKU GiBi OYNARSAK BiR MAC DAHA KAZANAMAYIZ, BU YUZDEN MATEMATiK HOCASI BAY VERNON iLE KONUSTUM,
I think we're fully booked. She's got another one just like it, you know.
Biliyorsun, aynı burnun gibi bir tane daha var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]