We left Çeviri Türkçe
12,449 parallel translation
This one's had a strop on since we left.
Yolculuğun başından beri adam atar yapıyor.
I tell you, we left even General Lee speechless.
Bakın söylüyorum, General Lee'nin bile ağzı açık kaldı.
We'll pick up where we left off on Wednesday.
Çarşamba kaldığımız yerden devam ederiz.
The old man's spirit, couldn't break though until we left that house.
Yaşlı adamın ruhu biz evden çıkana kadar serbest kalamazdı.
You're lucky, exactly as we left it.
Tam olarak bıraktığımız için şanslısın.
We left the detonator.
Patlayıcı bıraktık.
And when we left, I took it away.
Ayrıldıktan sonra onu oradan aldım.
We left Boulder when Bo was three.
Boulder'ı Bo üç yaşındayken terk ettik
Okay, let's see where we left off.
Bakalım en son nerede kalmışız.
They were looking for Saw when we left.
Biz ayrılırken her yerde onu arıyorlardı.
After a while, we had no choice, we left.
Bir süre sonra, seçeneğimiz kalmadı ve ayrıldık.
I stole it before we left.
Gitmeden önce çaldım.
We just pick up where we left off?
Kaldığımız yerden öylece devam mı edelim?
You know, the girl we left back at the hotel?
Otelde bıraktığımız kız var ya?
When we left Leo's house... some of us started talking.
Leo'nun evinden çıktığımızda bazılarımız konuşmaya başladı.
I can't believe we left without him.
Onu kaybettiğimize inanamıyorum.
Hey, guys. I don't know if this is an awkward time to tell you, but I've had to take a crap ever since we left the consulate.
Beyler, tuhaf ama söylemem lazım, konsolosluktan beri sıçacağım, tutuyorum.
We don't know how much time we have left with everything that's going on.
Devam eden her şeye ne kadar zaman bıraktığımızı bilmiyoruz.
Haven't we always left you satisfied?
Sizi her zaman memnun etmedik mi?
Now we've cleansed the Mexican filth from our city, but the disease left behind has infected our civility.
Şehrimizinden Meksikalı pisliğini temizlemiş olabiliriz ama hastalık bizlere bulaşmış bir kere. - Doğru!
'Cause you're, like, the last solid thing we have left in this family.
Çünkü sen, Bu ailenin içinde bıraktığımız son sağlam şey.
We later learned that his wife gave birth and left.
Sonra karısının gemilere sinyal verdiğini bildirince karmaşa yarattı.
We know you left your interpreter in Ethiopia.
Etiyopya'da tercümanını bırakıp kaçtığını biliyoruz.
I suppose the only thing that we're certain of now is that there's no one left to question.
Sanırım şu an emin olduğumuz tek şey sorulacak soru kalmadığı.
- What about a few years from now when we have nothing left to cut down because you keep jumping the gun?
- Peki ya bundan birkaç yıl sonra aceleci davranmaya devam ettiğin için kesecek hiçbir şeyimiz kalmazsa?
The only way we got lucky is because our guy has an ego and he left his tag.
Bir yönden şanslıyız çünkü adamımız bayağı egolu ve arkasında imzasını bırakmış.
You gave her the 48 hours, so technically we still have... ten left to find our Mr. Otterton.
Çözmesi için 48 saat verdiniz, yani teknik olarak hâlâ Samurgil'i bulmak için on saatimiz var.
Hey, we don't have much time left to go down here, come on.
Hey. Aşağı inmek için fazla vaktimiz kalmadı. Hadi.
"And so, we are left to wonder, " If Superman was aware of the threat and did nothing, "was he then complicit in the Capitol tragedy?"
Bize de şunu merak etmek kalıyor Superman tehdidin farkındaydı da bir şey yapmadı mı yoksa başkent faciasında suç ortağı mıydı?
Either way, we're left holding a whole sack full of nada.
Her hâlükârda elimiz avucumuz bomboş kaldı.
If we could get to the Mars-1 maybe we could scavenge its rear left hub and graft it on to the Okarian.
Mars-1'e varabilirsek.. belki onun dişli kutusunu temizleyip.. Gezgin'e transfer edebiliriz.
We should have left.
Bırakıp gitmeliydik.
Germany, as we all know, left the PEN's international community already in November 1933.
Hepimizin bildiği gibi Almanya. Kasım 1933'den beri. PEN Uluslararası topluluğundan ayrıldı.
We're going back to Chicago, we shouldn't ever have left.
Chicago'ya dönelim, oradan gitmemeliydik.
Oh, we're going left up here, to the dance department.
Şurada, dans bölümünde ineceğiz.
Print them up on every single sheet of paper we have left, and let's spread the word right away, okay?
Bunları elimizde kalan her bir kağıda yazdır, ve dünyaya yaymaya başla, tamam mı?
He left his keys there. We found a cellphone.
Arabasında bir cep telefonu bulduk.
We say it ended at 3 : 00, we had a great time, and then he left.
Saat 03 : 00'de bittiğini söylüyoruz. Harika vakit geçirdik, sonra ayrıldı.
So, your brain doesn't receive images from the left eye, so we have to force it to use the left eye, therefore, for a more or less brief period
Beynin, sol gözünden gelen görüntüleri almıyor. Sol gözünü kullanmak için gözüne baskı yapmalıyız. Bu yüzden, bir süre iyi gören gözüne bandaj takacağız.
We only had a quarter of an inch left.
6 mm. kalmış.
We'll have to hope there's still an Imperial ship left to steal.
Umalım ki çalabileceğimiz İmparatorluk gemileri kalmış olsun.
♪ I left him at the Greyhound station ♪ West of Santa Fe ♪ We were 17 but he was sweet and it was true
Bıraktım onu Greyhound İstasyonu'nda Santa Fe'nin batısında 17 yaşındaydık ama çok tatlıydı ve gerçekti
We still have six of those left.
Hala 6 saatimiz var.
So, eventually, all we had left on this whole island was that house.
Yani en sonunda ; bu adada elimizde kalan tek şey bu o evdi.
We're adding a $ 104 credit for the oil left in your heating.
104 $ lık kredi ekliyoruz Isıtıcınızda kalan petrol için.
From the dead they left, I'd say we're looking at a force of about 1,500.
Çatismadaki ölülerden, düsmanin 1500 kisiyle saldirdigini söyleyebilirim.
We know the trucks left from here, but where'd the money go?
Kamyonların buradan ayrıldığını biliyoruz ama para nereye gitti?
After we were done, t.J. Was the only one left.
İşimiz bittikten sonra sadece T.J. kalmıştı.
We should have left you alone.
- Seni rahat bırakmalıydık.
They'll never know we left here.
Attığımızı bilemezler.
Take whatever we have left, but find the British army for us.
Elimizde kalan ne varsa al ama bizim için İngiliz ordusunu da bul.
left 1878
lefty 72
leftovers 21
left side 49
left and right 28
left a message 20
left or right 39
left arm 20
left turn 39
left here 19
lefty 72
leftovers 21
left side 49
left and right 28
left a message 20
left or right 39
left arm 20
left turn 39
left here 19
left to right 23
left foot 46
left face 22
left hand 51
left a bit 17
left rudder 18
left flank 24
we leave 57
we leave tomorrow 17
we leave at dawn 18
left foot 46
left face 22
left hand 51
left a bit 17
left rudder 18
left flank 24
we leave 57
we leave tomorrow 17
we leave at dawn 18