Whatever it is Çeviri Türkçe
7,900 parallel translation
Whatever it is, we love you, and we can get through it together.
Her neyse seni seviyoruz ve birlikte atlatabiliriz.
Everything okay with your government tinker-toys Or whatever it is you're working on?
Hükümet tamir oyuncakların mı ne üstünde çalışıyorsan onunla her şey yolunda mı?
But I know there's something you're not telling me, and whatever it is, whatever instinct is keeping you from admitting the truth, I don't trust it.
Ama bana söylemedigin bir seyler oldugunu biliyorum ve o sey her neyse, senin dogruyu kabullenmene engel olan sey ona güvenmiyorum.
Whatever it is you do, you don't do it to my brother!
Her ne halt yiyorsan kardeşime yapma.
So, whatever it is you're doing, it works.
O yüzden her ne yapıyorsan işe yarıyor.
I don't know, but whatever it is, he's not gonna stop until he gets it.
Bilmiyorum ama her ne ise alana kadar durmayacak.
We're afraid that it might be some kind of warning, but whatever it is... It's here.
Bunun bir tür uyarı olabileceğinden korkuyoruz ama her neyse, o burada.
Whatever it is, it seems pretty serious.
- Her ne olmuşsa ciddi bir şey gibi görünüyor.
But I do have to get back to my story, so Roe can show you where to find whatever it is that you need.
Ama benim şimdi hikâyeme geri dönmem lazım o yüzden Roe sana aradıklarının nerede olduğunu gösterecektir.
Well, whatever it is, just don't open near a Cinnabon because failure smells a hell of a lot like cinnamon.
Ne açacaksanız açın ama Cinnabon'un yanında açmayın. Çünkü başarısızlık bayağı tarçın kokuyor.
To be honest, I've got a suspicion that, whatever it is, it's probably contagious.
Aslında bu durum hakkında bazı şüphelerim var. Muhtemelen bulaşıcı.
Whatever it is, just say it.
Ne söyleyeceksen, söyle.
Whatever it is you're looking into?
Aradığından daha fazlası?
So whatever it is that that's coming between you two, will you just please figure it out?
Aranızdaki sorun her neyse halletmenin yolunu bulamaz mısınız?
And whatever it was over there, you know, whatever it is, it got relit.
Işığın nereye gittiyse peşinden gidip onu tekrar yakmalısın.
Because whatever it is, chances are, I've seen worse, and I am qualified to tell you how you'll survive.
Her ne olursa olsun daha kötüsünü gördüğümü bilmelisin. Nasıl hayatta kalacağını öğretebilirim.
Mr. Specter- - Gretchen, whatever it is, it can wait till tomorrow.
- Gretchen, her ne ise yarına kalabilir.
But whatever it is, you can't stop it.
Ama her neyse, bunu durduramazsın.
Whatever it is I want, it is not your virginity.
Ben istiyorum ne olursa olsun, senin bekaret değil.
Not yet, but whatever it is, I'm looking forward to the adventure.
- Henüz değil ama karar ne olursa olsun yeni bir maceraya atılmayı dört gözle bekliyorum.
Now, whatever it is you think you're doin', freeing'the world, freeing'the masses. The guys I work for, they ain't motivated by Kumbaya shit like that.
Ne yaptığını sanıyorsan dünyayı mı halkı mı özgür bırakmaksa ne artık altında çalıştığım adamlar bu tarz masum şeyler için yapmıyorlar işlerini.
Whatever it is we do.
Anladın işte.
Whatever it is, it has to do with this man.
Herneyse, bu adamla ilgisi var.
And whatever it is, you leave my granddaughter out of it.
Her neyse, torunumu bunun dışında bırak.
Whatever it is, I'm not interested, Dad.
Ne olursa olsun, ilgilenmiyorum, baba.
You can't do whatever it is you're doing here.
Her ne yapıyorsanız onu burada yapamazsınız.
You need to go straight to the White House and do whatever it is that you have to do to get your job back and talk some sense into him, because if he goes through with this, if he divorces me, then we are all finished... you, me, and him.
Doğruca Beyaz Saraya gidip yapman gereken neyse onu yapmana ihtiyacım var. İşini geri almaya çalışmalı ve onunla düzgün bir şekilde konuşmalısın. Çünkü eğer böyle giderse benden boşanırsa, hepimizin işi bitmiş olur.
So whatever you got going on between you and Papa Bill, - Please, señor... forget it. - whatever it is,
Bu yüzden Bill ve aranızda ne varsa...
Someone will buy... yeah, whatever it is.
Başkası alır... Evet, neyse.
Look, you seem to think that if I keep talking, I'll unlock some magic memory to support whatever it is that you've been told, but...
Bak, konuşmaya devam edersem, size anlatılan her ne ise destek olmam için sihirli hafızamı açabilir diye düşünüyorsunuz, ama...
That scar or whatever it is behind your ear.
Kulağının arkasındaki yara veya her neyse.
Then I'll keep digging until I find whatever it is that you and Clayton had him cover up in Chicago.
- O zaman Clayton'la ikinizin Chicago'da ona örtbas ettirdiğiniz şeyi öğreninceye kadar uğraşırım.
have no time to pull off - whatever it is you think you're doing.
Ne yaptığını düşünüyorsan bunu başarmak için yeterli zamanın yok.
I saw it, whatever it is.
Gördüm onu. O şey her neyse.
Whatever it is,
Her neyse senin için Cennet'i ve Dünya'yı oynatacağım.
I mean, whatever the other thing is I'm sure that it's probably best for both of us if you just keep it to yourself.
Öbür şey her neyse kendine saklamanın ikimiz için de en iyisi olacağından eminim.
Castle, if Golovkin is involved, then whatever's going on, whatever you were a part of, it's something big.
Castle eğer Golovkin bu işin içindeyse, her ne oluyorsa ve sen de bir şekilde bu işin içindeysen bu büyük bir şey demek.
My advice to everyone... whatever is in your heart, say it out loud!
Herkese tavsiyem şu idi... Kalbinizdekini gizlemeyin!
And you think throwing a rager or whatever it's called is who I am?
Sence, ben ev partisi düzenleyecek birisi miyim?
Yeah, well, whatever it was, I hope it was worth almost losing this case over.
- O iş her ne ise bu davayı az kalsın kaybetmeye değerdir umarım.
I've been thinking... why... why is it whatever we do,
Nasıl... Nasıl olur da her şey yapmamıza rağmen Helios her zaman bir adım önümüzde olabiliyor diye düşünüyorum.
Whatever this is, Kate, I have to try and stop it.
Bu her neyse, Kate, denemek ve durdurmak zorundayım.
'Sides, whatever, the point is, it worked.
Ayrıca, amacı her neydiyse işe yaradı.
I don't want any part of your movement or whatever the hell it is.
Hareketinizin veya her ne ise, bir parçası olmak istemiyorum. Beni görürlerse...
- No. Whatever it is you're doing for him, it's never gonna protect your family.
Onun için her ne yapıyorsan yap, bu asla aileni koruyamaz.
This is suicide. It's worse than suicide, whatever that is.
Bu intihar, hatta ondan da ötesi her neyse.
Well, if whatever I had with your dad was on the record, then me ending it is, too.
Babanla aramda olanlar her ne ise kayıtta ve benim bitişim de öyle.
Whatever the FBI is doing, it's not enough.
FBI her ne yapıyorsa yeterli değil.
He is a nice boy, whatever he asks please do it immediately.
O çok iyi bir çocuk, ne söylüyorsa derhal yap.
I do not know if what I feel for you is God's will or the work of a clever demon, but I am certain, Wilkin Brattle, that whatever this may be, it is the thing for which I've been waiting.
Sana olan hislerim Tanrı'nın takdiri mi yoksa zeki bir şeytanın işi mi bilemiyorum. .Ama şundan eminim mi Wilkin Brattle, her neyse, uzun zamandır beklediğim buydu.
It, death... whatever that thing is... - consumed this world.
O şey, ölüm, her neyse bu dünyayı tüketti.
whatever it takes 474
whatever it's called 22
whatever it was 308
whatever it took 16
whatever it costs 21
whatever it may be 21
it is 11007
it is good 116
it is done 137
it is not okay 24
whatever it's called 22
whatever it was 308
whatever it took 16
whatever it costs 21
whatever it may be 21
it is 11007
it is good 116
it is done 137
it is not okay 24
it is me 119
it is mine 58
it is what it is 220
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is not possible 57
it is beautiful 109
it isn't possible 18
it isn't fair 52
it is mine 58
it is what it is 220
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is not possible 57
it is beautiful 109
it isn't possible 18
it isn't fair 52