Whatever that is Çeviri Türkçe
3,155 parallel translation
He probably has foie gras, or whatever that is.
Foie gras mı ne ondan yiyordur kesin.
Whatever that is.
Ne olursa olsun.
Whatever that is.
Öyle.
You need to apologize to karen For whatever it is that went on between you two.
Aranızda her ne geçmişse ondan dolayı Karen'dan özür dilemen lazım.
The only thing that thing knows is that whatever is in the water, it's gonna eat.
Bildiği tek şey ise suda olan şeyleri yemek.
I'm not sure what that is but... whatever it is I'll help you out, I promise.
Onun ne olduğunu bilmiyorum ama... her ne ise sana yardım edeceğim, söz veriyorum.
Well, whatever it is, it should wait because I found out who my dad called with that cell phone.
Her ne ise, beklemesi gerekiyor. Çünkü babamın o telefonla kimi aradığını buldum.
Tonight after dinner, we're gonna meet here, and then we're gonna go down to whatever that hotel is down the beach, do a little partying.
- Bu gece, yemekten sonra burada buluşacağız ve daha sonra bu plajın aşağısında bir otel mi ne var, oraya gideceğiz biraz parti yapacağız.
So whatever it is that you're thinking, it's not gonna work.
Yani her ne düşünüyorsan işe yaramayacak.
Well, Evan Cross thinks he can do whatever he wants because he holds the only key to the anomalies, and you think that you can escape the consequences of your actions because you hold the only key to Evan Cross, but I think what we need to do is cut out the middleman.
Evan Cross anomalilerin anahtarını elinde tuttuğu için ne isterse yapabileceğini düşünüyor sen ise Evan Cross'un anahtarını elinde tuttuğun için yaptıklarının sonuçlarından kaçabileceğini düşünüyorsun ama bence yapılması gereken aracının, aradan kaldırılması.
I want whatever it is that you invent next.
İcat edeceğin şey neyse, onu istiyorum.
We're a very strong community, and I hope the people who live here know that the church is here for them to offer whatever support they need, throughout the coming days - faith or no faith.
Biz çok güçlü bir toplumuz ve umuyorum ki burada yaşayan insanlar yardıma ihtiyaçları olduğu zaman kilisenin yanlarında olduğunu bugünleri atlatacağımızı biliyorlardır. İnançlı olsunlar veya olmasınlar.
That demon, or whatever you call it, is the same one that has Sydney.
O şeytan, ya da ne diyorsanız, şimdi de Sydney'i ele geçirmiş vaziyette.
Whatever it is that's down there.
Aşağıda her ne varsa.
He couldn't show her he loved her, so he put her corpse back where he killed it. Whatever crazy that is.
Kıza onu sevdiğini gösteremedi o yüzden cesedini öldürdüğü yere geri koydu.
New Bartholomew, whatever the hell that is.
Yeni Bartholomew orası her neresiyse.
We're gonna get to the bottom of whatever it is that's wrong with you and we're gonna make sure that you get whatever kind of treatment you need.
Sorununun köküne inip gereken tedaviyi almanı sağlayacağız. Peki sonra?
I thought you two were... whatever it is that you call that you're doing.
Düşündüm ki ikiniz şeysiniz yani her ne yapıyorsanız.
Imagine that whatever comes out of my mouth next is exactly what you want to hear. All right?
Bundan sonra ağzımdan çıkan her şeyin tam olarak duymak istediğin şeyler olduğunu farz et.
Kill her and bury her out behind that stable or barn, whatever the hell that is.
Öldürüp şu arkadaki ahır mı ambar mı her neyse oraya gömün.
You got Emma, Jacob, Paul, and you convince them that to kill is to love or live or whatever the hell it is you're preaching.
Emma, Jacob, Paul. Sonra onları sevgi, yaşam ya da her ne diyorsan onun için öldürmeye ikna etmişsin.
Except Sucre. What the others want is to govern their own provinces, and they will do whatever is in their power to sabotage that union.
sucre hariç diğerleri ne istiyor kendi eyaletlerini yönetmek için ve ne olursa olsun ellerinden geleni yapacaklar bu birliği sabote etmek için.
Now that Dorrit is taken care of, I'm ready to do... Whatever this thing does.
kullanmaya hazırım.
Well, everything I come up with is either "yawn-o-rama" or "reductive"... whatever the hell that means.
- Ne çizsem ya "uyku getirici" ya da "indirgeyici" oluyor. O ne demekse artık.
Whatever it is that's discerned here, yes, they will.
Artık ne muhakeme ediliyorsa, evet duracaklar.
Whatever it is your men do in that rookery, it stops by end of day or they will find themselves amidst the rubble.
Adamlarınız o çöp yuvasında ne yapıyor bilemem ama, gün bitmeden çekilecekler. Yoksa molozların arasına karışırlar.
But what I foresee is that you may have whatever you want... if you will take the consequences.
Ama ben senin istediğini elde edebileceğini görüyorum. Eğer sonuçlarına katlanabilirsen.
Or rather, when I started teaching, and you started doing whatever it is that you do.
Ya da daha doğrusu, ben öğretmen olduğumdan beri, ve sende yaptığın şey her ne ise onu yapmaya başladığından beri.
Those guys guarding whatever that place is look like the guys that took Dyson.
Burası her neyse, burayı koruyan adamlar Dyson'ı kaçıran adamlara benziyorlar.
If there is something in that file that gives us leverage against her... I will do whatever it takes to get it.
Eğer o dosyanın içinde ona karşı koz olarak kullanabileceğimiz bir şey varsa o dosyayı almak için ne gerekirse yapacağım.
I'm sure if this were, like, cockfighting Or d-drug lording Or what--whatever it is that you do, you'd be right.
Eminim ki bu bir horoz dövüşü olsaydı ya da baronluk savaşı ya da sen her ne yapıyorsan, haklı olabilirdin.
Whatever caused Rebecca to exhibit hallucinatory behavior at the clinic is probably the same thing that caused her heart to stop.
Rebecca'nın klinikte halüsinasyonel davranış sergilemesine sebep olan herneyse muhtemelen kalbinin durmasına sebep olan da aynı şey.
And if you shut him out out of spite or ego, whatever it is you're feeling, that's gonna be your next mistake and possibly the biggest mistake of your life, when your son can never forgive you.
Eğer ona izin vermezsen inadından ya da egondan dolayı bu, oğlunun seni asla affetmeyeceği hayatının bir sonraki ve en büyük hatası olacak.
The car slammed into the boulder, catapulted the whatever-that-is into the tree.
Araba kaya parçasına çarpıp yukarıdaki de her neyse ağaca fırlatılmış.
Whatever just happened upstairs, whatever these past six months have been, can we agree that it is time to simplify?
Demin yukarıda olanlar, son altı ayda yaşananlar bir yana, artık bu işi netleştirmekte anlaşabilir miyiz?
Well... whatever it is in that file,
Aslında... O dosyada her ne varsa
Look Spencer... Whatever it is, no matter how deep you're into this, you know that you can tell us the truth, right?
Bak, Spence, bu herneyse bunun içine ne kadar girsende... bize doğruyu anlatabileceğini biliyorsun, değil mi?
Yeah, well, listen, whatever that connection is, it's Internal Affairs problem now, right?
Evet, dinle bu bağlantı her neyse artık İç İşlerinin problemi, değil mi?
Okay, you have no idea what people find interesting, and you told me to open with an antidote, whatever the hell that is.
İnsanların ne istediğini bilmiyorsun ve programı bir anektodla açmamı istedin. Artık o herneyse.
Teddy was always gone doing work or probation or whatever you call that baloney.
Teddy her zaman arazi olup iş yapıyor veya denetimli sebestlik veya o saçmalığa ne diyorsanız onu yapıyordu.
What we do know, from bitter experience, is that, whatever happens here, good or bad, the rest of the world will feel the consequences.
Şu an bildiğimiz burda olanları çok daha ileri gideceğidir.
And whatever it is that you want tonight, you need to go for it.
Ve bu akşam yapmak istediğin herneyse, kesinlikle yapmalısın.
If someone is acting tough or whatever... I just have to hurt that person.
Biri karşımda sert erkek pozuyla dikildiğinde içimden ona zarar vermek geliyor.
Now, that portal or whatever it was you came through - - is it still open?
Senin şu geldiğin geçit hala açık mı?
Well, we don't know yet, but whatever happens, the most important thing is that I will finally have an article in the Alabama Medical Review.
Henüz bilmiyoruz. Ama farketmez. En önemli şey, en sonunda Alabama Tıp Dergisi'nde benim de bir yazım olacak.
Now that he's in jail, whatever he knows is the only thing that's keeping him alive.
Şu anda tutuklu, Bildiği tek şeyi hayatta kalmak için saklayacaktır.
Just get down there and say whatever it is you say to women that gets'em all in a tizzy.
Kadınların aklını başından alıyorsun ya, ne söylüyorsan eğil onlara da söyle.
That's how long it takes to get from here to Newport Harbor, plus they need someplace quiet to do whatever it is they're gonna do to him.
Newport Limanı buraya o kadar uzaklıkta. Ayrıca ona her ne yapacaklarsa sessiz bir yere ihtiyaçları var.
But the day you step out of that cage, say sayonara to your job, your marriage, or whatever the hell else is boxing you in, ah, you'll never give that up.
Ama o kafesten çıktığın gün işine, evliliğine ya da seni o kutuya hapseden her neyse ona elveda dersin. Bundansa asla vazgeçemezsin.
Guys... I think whatever that dude is saying, I think that's our outbound communications.
Arkadaşlar, sanırım bu adam her ne söylüyorsa bizim uçaktan karşı tarafa doğru yayınlanıyor.
Whatever's going on, I've learned the hard way that to argue with you after you've made up your mind is a waste of time.
Olan şey her ne ise sen kararını verdikten sonra seninle tartışmanın sadece bir zaman kaybı olduğunu zor yoldan öğrendim.
whatever that means 174
whatever that was 29
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
whatever that was 29
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is not the point 62
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is not the point 62
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146