English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / When you're young

When you're young Çeviri Türkçe

302 parallel translation
But your thoughts are gay When you're young and can say You're a millionaire.
Ama genç olduğunda ve milyonerim dediğinde her düşünce neşeli bir hale bürünür.
Yes, it's great when you're young.
Evet, gençken müthiş olur.
- When you're really young.
- Çok, çok gençken. - Roy...
When you're a young man, you can't get work unless you belong to them.
Genç birisiysen onlara katılmadan iş bulmazsın.
When you're young, you simply don't understand these things.
Bu kadar gençken bunu anlaman mümkün degil.
Only found when you're young and it's May
Sadece gençken ve aylardan Mayıs iken bulduğun
Chuck, when you're young, it's easy to keep the fires of hope burning bright.
Chuck, gençken içindeki umudu dinç tutmak kolay.
You prefer him today, but when you're a young lady, you may prefer the portrait.
Bugün Dorian'ı seçtin, ama genç bir hanımefendi olduğunda, tabloyu seçebilirsin.
So you're willing to play second fiddle to Young and Goodheart and the others when the chance to make a real discovery falls into our laps.
Yani gerçek bir keşif yapma şansı kucağımıza kendiliğinden geldiğinde Young, Goodheart ve diğer bütün herkesi ikincil bir oyuncakla oynatmak istiyorsunuz.
You're old only when you forget you're young.
Genç olduğunu unuttuğunda yaşlısındır.
The old ones are sure to charge the net when they... Brownie's around and they're trying to rope a young one for you.
Brownie yavruyu yakalamaya çalışırken büyük olanlar gelip, saldırmaya çalışacaklar.
When you're young, you have to be free - it's even more important than the air that you breathe.
Gençken özgür olmalısın. Bu, soluduğun havadan bile daha önemli.
When you're young... at your first dance... and you're sitting on a small gilt chair... with your eyes lowered... terrified that you'll be a Wallflower.
Gençken ilk dansında yaldızlı sandalyede oturursun gözlerin yere bakar içinde dansa kaldırılmama korkusu vardır.
When you're young, everybody's always telling you you'll change.
Genç olunca herkes değişeceğini söylüyor.
When will your father realize that you're a grownup young lady?
Baban, büyüyen genç bir hanım olduğunun ne zaman farkına varacak?
Mind you, it's not a bad idea... and I don't mean to discourage you... but work is best begun when you're young.
Bana bak, fena fikir değil. Cesaretini de kırmak istemem. Ancak iş hayatına erken yaşta atılmak lazım.
The sort of ideas you have when you're young.
Gençlikte duyduğun büyük ülküler.
You know, Mr Dobbs, when you're young, you hitch the wagon of whatever you believe in to whatever star looks likely to get the wagon moving.
Biliyor musunuz Bay Dobbs, insan gençken... inandığı amaç her neyse, ona ulaşmasını... sağlayacak gibi görünen herhangi bir aracı kullanır.
'Cause if you're jealous I believe you can buy these little pills that give you back your pep in bed you lost when you were young like me.
Çünkü eğer kıskandıysan sanırım bu küçük hapları satın alabilirsin belki bu sayede yatakta tıpkı benim gibi genç olduğun zamanlardaki enerjiyi bulursun.
And when you're faced with this situation as a young man - l was only 19 - it's confusing.
Ki eğer bu duruma gençken şahit olmuşsanız ben daha 19 yaşındaydım bu kafa karıştırıcı oluyor.
And when you're young you're happy.
Ve eğer gençsen mutlusun.
It only looks that way when you're young.
Sanki gençmişsin gibi bir bakış açısı.
When you're young, you don't always know.
Gençken her zaman her şeyi bilmezsiniz.
They cry at you when they're young, they yell at you when they're older, they borrow from yous when they're middle-aged, and they leave you alone to die... without even paying you back!
Küçükken sana ağlarlar, Yaşlanınca sana bağırırlar, senden borç alırlar, ve seni ölürken yalnız bırakırlar... borçlarını bile ödemeden!
I mean, you know, when you're young, you go out on dates all the time.
Hani bilirsin, gençken sürekli birileriyle randevuya çıkarsın.
He won't like that at first. It's hard to be free when you're that young.
Başlangıçta biraz bocalayacak çünkü küçük yaşta yalnız kalmak pek kolay değil.
You shouldn't have babies when you're too young.
Bu kadar genç bebek sahibi olmamalısınız demek istiyor.
When you're young, you're a kid, you got time.
İnsan gençken, çocukken oldukça bol zamanı oluyor.
Suzi, it's a total bummer when you're young... and you don't even know why you're here.
Suzi, gençken işler hiç yolunda gitmiyor hatta niye burada olduğunu bile bilemiyorsun.
You know, I actually thought about taking it up myself, but I think it's one of those things you have to start when you're young.
Aslında ben de başlamayı düşünmüştüm ama sanırım bu da çok küçükken başlaman gereken şeylerden biri.
Dallying with fancy women... when you're the idol of every young boy in America.
Hafifmeşrep kadınlarla gönül eğlendiriyorsunuz. Bütün Amerikan gençlerinin idolü olan birine yakışıyor mu?
Certain diseases it's better to have when you're still young.
Belli hastalıkları, henüz küçükken geçirmek iyidir.
On the other hand, when you're very young - you may feel that you can afford to wait. That you have years ahead of you.
Diğer taraftan gençken bekleyebileceğini önünde yıllar olduğunu zannedebilirsin.
Besides... if you pay women when you're young... you'll be less aware of growing old.
Üstelik... Gençken kadınları da satın alabilirsin. En azından yaşlandığının farkına varmazsın.
When you're young, the world seems like a big and a strange place.
İnsan gençken, Dünya ona büyük ve garip bir yer gibi gelir.
A mangled hand is not what you're going to want when you're 40, young man.
40 yaşına girdiğinde, ezilmiş bir el sahibi olmak istemezsin.
That happens when you're young.
Bu gençken olur.
If you don't feel like having children when you're young when will you have them? - When we feel like it.
Gençken çocuk sahibi olmazsan ne zaman sahip olacaksın?
It's got some good points too, when you're young.
Eğer gençsen, iyi tarafları vardır.
When you're young, you don't know what you really feel.
İnsan gençken duygularından emin olamıyor.
I think you're forgetting what it's like when you're young.
Sanırım gençken nasıl olduğunu unutuyorsun.
If you can't change your life now while you're still relatively young, how could you do it when you were, say, crowning 50?
Eğer hayatını şimdi değiştiremezsen, nispeten genç olduğun bu yaşta, mesela 50'yi gördüğünde bunu nasıl yapabileceksin?
When you're young, the lens in your eyes got enough flexibility... to change its curve based on what you see.
Göz merceği genç yaşlarda daha esnektir. Kavisini görülenlere göre değiştirir.
When you're young, you're in shape soon enough.
Gençken, böyle şeyleri daha çabuk atlatabilirsin.
When you're young...
Gençken...
You're too young for that machine gun... but I'm giving you something... that will make sure when you're old enough... you can still buy one... a membership in the National Rifle Association.
Makinalı tüfek için çok gençsin... ama sana şunu vermek istiyorum... emin ol ki yeterince yaşlandığında.. onlardan bir tane alabilirsin... Ulusal Tüfek Birliğine üyelik.
When you're young, you have strange ideas about the most important things in life.
Hayatta o zaman önemli fikirler vardı.
- Especially when you're living with your mother... and you young, and that's all you see all the time.
Özellikle annenizle yaşıyorsanız... ve gençseniz, ve sürekli olarak gördüğünüz buysa.
That's when you wanna get on'em - when they're young - and start writin''em before everybody else writes'em.
İşte tam bu zamanlarında onların üstüne düşmeniz gerekir - onlar gençken - ve diğer herkesten önce öğretebileceğinizi öğretmelisiniz.
But you're far too young to recognize that name. You probably weren't born when Daniel won the title.
Sevgili Victor, onun ismi sizin için bir şey ifade etmiyor olabilir çünkü henüz çok gençsiniz ve Daniel Hendrickx ödül kazandığı zamanlar siz henüz doğmamıştınız sanırım.
Time sure flies when you're young and jerking off.
Gençken ve çekerken zaman su gibi akıp geçer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]