Wherever it is Çeviri Türkçe
471 parallel translation
Now tell that weak fool to get that scroll, wherever it is, and hand it to his Nubian servant.
Şimdi, o aptal sıskaya, parşömen neredeyse ortaya çıkarmasını söyle ve onu adamın Nübyeli uşağına ver.
- They've got a great hideout, wherever it is.
- Her neredeyseler baya iyi saklanıyorlar.
And if you could find it in your heart make it that we're together, wherever it is.
Eğer yapabilirseniz, elinizden gelebilirse Cora'yla bizi birleştirin, nerede olursa olsun.
Make Chrystal take me to wherever it is she's hiding out... hotel room, apartment, wherever it is.
Crystal'ın beni saklandığı yere götürmesini sağlamak otel odası, apartman dairesi, her neresiyse.
I'll come, wherever it is.
Neredeyse hemen giderim.
Besides, wherever it is, what could you do that you couldn't do here with me to help you?
Üstelik nereye gidersen git, Benim yapamadığım yardımı sana kimse yapamaz?
- Wherever it is, you'll be alone.
- Nereye gitsek, yalnız olacaksın.
And then, do it later on but that seems like such a hack's way of getting married, so we're going to drive up-state, or over to Jersey, or wherever it is that you do it, and do it.
Gerisini de sonra yapacaktık. Ama bu çok sıradan göründü, o yüzden... Jersey'e veya bu işler nerede yapılıyorsa oraya gidip... yapacağız.
The best wine comes from home, wherever it is.
En iyi şarap, insanın kendi memleketinin şarabıdır.
Wherever it is you come from, you are part of us now.
Nereden gelirseniz gelin, artık bizim bir parçamızsınız.
Wherever it is, he's in for a surprise when he returns.
Nereye giderse gitsin, döndüğünde büyük bir sürprizle karşılaşacak.
Take me to hell or wherever it is!
Beni cehenneme ya da neresiyse oraya götür!
My orders say I'm not supposed to know where I'm taking this boat, but one look at you, and I know it's going to be hot, wherever it is.
Bana verilen emirlere göre bu botu nereye götürdüğümü bilmemem gerekiyor, ama sana şöyle bir bakınca, her neresi olursa olsun, oldukça ateşli olacağını biliyorum.
But I want you to know that, wherever it is you're going, I hope you'll be very happy.
Ama bilmeni isterim ki, her nereye gidiyorsan, umarım orada çok mutlu olursun.
When you go, wherever it is you filthbags go do take note of how nice things are on the outside.
Gittiğinizde, sizin gibi gerzekler her nereye giderse... dışarıda her şey ne kadar güzel dikkat edin.
When I give the command to destroy it, it explodes instantly, wherever it is.
Onu yok etme komutunu verdiğim anda, nerede olursa olsun, anında patlar.
Wherever it is you're taking me... I don't wanna go.
Beni nereye götürüyorsan gitmek istemiyorum!
There may be something alive with fewer brain cells than you, but whatever it is, wherever it is, I'm sure its name is "Bundy".
Senden daha az beyin hücresi olan bir şey olabilir fakat ne olduğu, nerede olduğu fark etmez eminim ismi Bundy'dir.
- Or wherever it is you went.
- Nerede okuduysan işte.
Their mothers'handbags, car stereos, old-age pensioners, wherever it is.
Annelerinin cüzdanı, araba teypleri, yaşlı adamlar falan...
Go back to wherever it is you ran off to.
Nereden geldiysen oraya geri dön.
God, if you do exist and you're up there watchin from wherever it is you're watchin'from, just look away for a minute.
Tanrım, eğer varsan ve bize bakıyorsan bizi her nereden izliyorsan, bize yardım et!
Well, you can call her when you get to wherever it is you are in such a hurry to get to.
Bu kadar aceleyle nereye gidiyorsan oradan arayıp sorabilirsin.
Of course you will, Sister... and if you ever need anything, no matter what it is... or wherever you happen to be...
- Elbette, Rahibe. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa, ne olursa olsun, her neredeyseniz... Evet.
And the nightmare is with it wherever they came from.
Kabuslar da geldikleri yere geri döndüler.
Wherever you see, as far as you can see, it is The Furies.
Ne görüyorsan, görebildiğin kadar uzak, işte The Furies.
It is here in Europe, whether in Africa, Latin America, wherever.
Bu burda Avrupa'da, Afrika, Latin Amerika'da değil.
The fact wherever I go, there it is.
İşin gerçeği, nereye gidersem orada.
THIS WHOLE BLOODY TOWN, WHEREVER IT IS.
Bu lanet kasaba...
It doesn't make any difference because the old saying happens to be true - beautyis in the eye of the beholder, in this year or a hundred years hence, on this planet or wherever there is human life,
Cevaplarını mı istiyorsunuz? Cevap şu. Hiçbir fark yaratmıyor.
Wherever you live, whatever the color of your skin. when peace is achieved, it will bring to all,
Nerede yaşıyorsanız yaşayın, derinizin rengi ne olursa olsun, barış, kazanıldığı vakit, hepinize gelecektir.
The Tardis is meant to disguise itself wherever it lands.
Tardis, indiği yere göre görünüm değiştirmek için tasarlanmış.
Because wherever that saucer is, The only one who can fly it out of there is Sheila.
Çünkü o uçan daire neredeyse, onu uçurabilecek tek kişi Sheila.
Septimus, wherever we may be from, you must believe that it is one of our most important laws that none of us interfere with the affairs of others.
Nereden olduğumuz önemli değil ama en önemli kanunumuz hiçbirimiz başkalarının iç işlerine karışmayız.
Well, he'll be working on it. Wherever he is.
Çalışmaya devam etsin her neredeyse.
Be assured of this, though. Wherever the action is, we will be there with ABC's Wide World ofSports to cover it.
Ama şundan emin olun, hareket neredeyse, biz oradayız.
Wherever he is, it's soft and warm.
Her neredeyse, sıcak ve yumşaktır.
And we both know that wherever there's gold there's going to be lawlessness and Pool is our only way of counteracting it.
Biliyorsun ki, altın varsa kanunsuzluk da vardır ve bununla da ancak Poole başa çıkar...
I don't know what it is. Wherever I sit, there's a draft or the sun's in my eyes.
Nereye otursam, ya cereyan oluyor, ya da gözüme güneş geliyor.
But wherever he may be going, it seems sure Hal Phillip Walker is not going away, for there is genuine appeal... and it must be related to the raw courage of this man... running for president, willing to battle vast oil companies,
Ama nereye gidiyorsa Hall Philip Walker yok olmayacak gibi görünüyor. ... ki bu da gerçek bir çekicilik yaratıyor ve bu durum, bu adamın doğal cesareti ile alakalı.
wherever the hell it is we're gonna sell them.
Onları işe alarak sürüyü satabileceğimiz yere götürmeliyiz.
Our atmospheric pressure is greater than wherever they come from and it was literally crushing them alive.
Atmosfer basıncımız onların geldiği yere göre daha yüksek ve bu da onları boğuyor.
Up the escalator at Bloomingtons, or Bloomingbergs... or wherever the hell it is?
Bloomingtons ya da Bloomingbergs'ın yürüyen merdivenlerine... -... kadar mı?
I'll find it, wherever that is, and show you there's nobody here.
Sigortalar her neredeyse bulacağım. Kimsenin olmadığını sen de göreceksin.
You might have commendations up the ying-yang in the Bronx or New York... or wherever the hell it is you're from, but this is Miami, pal, where you can't even tell the players without a program.
Bir tarafına kadar girmiş takdirnamelerin olabilir Bronx veya New York... veya her ne cehennemden geldiysen... Ama burası Miami dostum ve elinde oyun programı olmadan oyuncuları bilemezsin.
Wherever we go whatever it is... whenever they play this song... this is gonna be our song.
Ne olursa olsun unutmayacağım. Bu şarkı ne zaman çalsa... Bu bizim şarkımız olsun.
I wish to God I'd never heard of Neptune Gulch, wherever the hell it is.
Neptune Gulch adındaki yeri duymamış olsaydım keşke.
It is underwear wherever you buy it, in Cincinnati or wherever!
Nereden alırsan al, dondur işte! Ha Cincinnati'den, ha başka yerden!
I hope... it will bring him back from wherever he is.
Onu her neredeyse oradan geri getirmesini umuyorum.
Wherever you get to, as long as it's out of you, is okay.
Nerede sinirlenirsen sinirlen, senin dışında biri olduğun müddetçe sorun yok.
Because wherever that is I'm seeing to it that they go back there.
Her nereli iseler oraya geri göndereceğim.
it is 11007
it is good 116
it is done 137
it is me 119
it is mine 58
it is not okay 24
it is what it is 220
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is good 116
it is done 137
it is me 119
it is mine 58
it is not okay 24
it is what it is 220
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is beautiful 109
it is not possible 57
it isn't possible 18
it is okay 59
it isn't fair 52
it isn't much 21
it isn't working 26
it is possible 151
it isn't easy 32
it isn't mine 27
it is not possible 57
it isn't possible 18
it is okay 59
it isn't fair 52
it isn't much 21
it isn't working 26
it is possible 151
it isn't easy 32
it isn't mine 27