Who'd Çeviri Türkçe
19,098 parallel translation
We're helping people get out who don't need to be in there, Lex.
Biz sadece orda olmaması gereken insanları dışarı çıkarıyoruz Lex.
It was DC Morton who did the misleading.
Yanlış yönlendirmenin sorumlusu DP Morton'dı.
I'd like to acknowledge the brave men and women who defended our campus today.
Bugün kampüsümüzü savunan cesur beylere ve bayanlara teşekkür etmek istiyorum.
A brother and sister who disagree on everything except for how much they love one another... and how loyal they are to each other.
Birbirlerini sevmeleri ve birbirlerine sadık olmak dışında anlaşamayan iki kardeş.
And any of you who'd like to join me.
Bir de bana katılmak isterseniz sizlerden bazıları tabii.
... he was the only one who'd stayed in Brennan.
Brennan'da yaşamaya devam eden tek kişi oydu.
They'd spread all the blankets out in the living room and... put out all their comics and... see who could stay up latest... in their little footie pajamas.
Tüm battaniyeleri oturma odasına serer tüm çizgi romanlarını çıkartır kim daha geç yatacak diye iddiaya girerlerdi. Üzerlerinde küçük futbol pijamaları.
I'd like it if it were you who told them.
Onlara senin söylemeni istiyorum.
Who'd have thought it, Philippe...
Bunu kim akıI edebilirdi, Philippe...
No, there's too many people who'd betray him.
Hayır, orada ona ihanet edecek çok insan var.
The focus should be on who'd have Light's image.
Dikkatimizi elinde Light'ın resimleri olan kişilere vermeliyiz.
I'd like to see a new piece, something that shows us who you are.
Bize kim olduğunu gösteren yeni bir parça görmek isterim.
And who'd look after Miss Blum?
O zaman Bayan Blum'a kim bakar?
[Sigh] You're the only person I know who's not licking my father ass.
Tanıdığım insanlardan babamın kıçını yalamayan tek kişi sensin.
You all think you know who I am.
Hepiniz beni tanıdığınızı sanıyorsunuz.
And after you'd left, she looked like the cat who'd got the cream.
Sen gittikten sonra çok büyük bir iş başarmış gibi görünüyordu.
I'd written down the name of this Chief Superintendent who had supposed to have taken care of it all.
Tüm bunları yapmış olduğunu düşündüğüm... bu Şef Amirin adını yazdım.
If this were an arena, then we'd see who would run.
Burası güreş meydanı olsaydı kimin kaçacağını görürdük.
But that doesn't mean it's suicide, especially when you take into account who'd want to see this woman dead.
Ama bu intihar demek değil özellikle de bu kadını ölü isteyenleri göz önüne alınca.
Starting to miss the guy who'd come home every night in a drunken stupor with a flaccid penis.
Her gece eve dönecek olan adamı özlemeye başladım... Sadık bir penise sahip sarhoş bir stupor.
But if you were me, I'd be glad to talk to somebody else who wasn't a Healing Student.
- Gayet adil. Ama benim yerimde olsan Şifa Öğrencisi olmayan biriyle konuştuğuna memnun olurdun.
And if you were a Republican, who'd you be?
Siz de Cumhuriyetçi olsaydınız kim olurdunuz?
- Who left the front door open?
- Dış kapıyı kim açık bıraktı?
So who'd Oliver hire to kill me?
Peki Oliver beni öldürtmesi için kimi tuttu?
Those who might be unhappy with what we do could make things difficult and bloody if left free to oppose us.
Eğer dışarıda olup da bize karşı davranırlarsa zorlu ve kanlı şeyler yapmak zorunda kalabiliriz. Ve bu hepimizi mutsuz eder.
You can redeem yourself as Secretary of State over the next four years, or go down in history as a fluke, who bungled the Middle East and couldn't even close the deal in Brandenburg.
Önümüzdeki 4 yıl için Dışişleri Bakanı olarak kendini kurtarabilirsin. Ya da Orta Doğu'yu karıştırıp Brandenburg'de uzlaşma bile sağlayamayan bir dönek olarak tarihe geçersin.
Not your friends, not your family, not the 50 reporters outside that door who wanna know what we're doing in here.
Ne arkadaşlarınıza, ne ailenize ne de dışarıdaki burada ne yaptığımızı merak eden 50 muhabire anlatacaksınız.
Except Jennifer, who's lashing out.
Jennifer dışında tabi, kim yıkılmaz ki.
So you told Jukebox to move to D.C. and accept who she really is.
Yani Jukebox'a D.C'ye taşınmasını ve kendini olduğu gibi kabul etmesini söyledin.
And until I saw the news reports, that was who I thought I'd killed.
Haberlerde çıkınca... onu öldürdüğümü anladım.
Who's single tonight, besides me?
Bu gece benim dışımda kim yalnız?
Someone who, uh, helped me realize that although I'd always love Ryan, he couldn't provide me what I needed.
Her ne kadar ben Ryan'ı sevsem de ihtiyacım olanı bana veremeyeceğini, anlamamı sağlayan biri.
There's still a terrorist out there, Hannah, who's been forcing me to carry out a plot that seems to be targeting the Senator.
Dışarda hala bir terörist var, Hannah, Senatörü hedef alan bir oyunun parçası olmam için beni zorluyor.
All right, if I won all of you in a raffle, I'd probably give you back to the guy who won second place.
Hepiniz piyangodan büyük ikramiye olarak çıktıysanız teselli ikramiyesini kazananı da size verebilirim.
NBD of course stands for No BD, referring to B.D. Wong, who teens think is a very big deal.
OBŞ, OB Şeyler demek ve gençlerin önemli biri olduğunu düşündüğü OB Wong'a atıfta bulunuyor.
Who are you, other than an invincible and unimaginative ghoul?
Sen kimsin, dokunulmaz ve hayal gücü olmayan bir hortlak olmanın dışında?
So, Ilinka came into our nick this morning - try and smile - and she'd escaped from a house up Peveril Lane, where she was being kept prisoner, along with 21 other women who've been trafficked from Croatia.
Şimdi Ilinka sabah bizim karakola geldi... Siz gülümseyin bu arada. Peveril Yolu'nun oradaki bir evden kaçmış.
He knows the value of these books is obviously gonna be different for a Grimm than it'd be for someone who thinks they're just, you know, fairy tales.
Bu kitapların değerinin bir Grimm ( gazapçı ) için diğer herkesten - anladın işte bunları peri masalı sananlardan - farklı olacağını gayet iyi biliyordu.
Then put the case, sir, that a body know'd some other body who paid money so that other bodies might speak lies.
O zaman bir dava var diyelim efendim, bir kişi de başka kişilere para veriyor ki o başka kişiler yalan söylesin.
There's someone who'd be happy to lend a hand.
Bana yardım etmeye can atan biri var.
I'm the person on my team who's the closest to your age, and I knew that if I lost control of the situation, you'd be more likely to negotiate with a peer.
Ekipte yaşına en yakın benim ve kontrolü kaybedersem kendine yakın biriyle daha kolay anlaşırsın.
I always thought I'd get infected in the lab, not in a park in the middle of the night by two people who are supposed to be on my side.
Hep laboratuvarda bulaşır diye düşünürdüm. Gece yarısı, benim tarafımda olması gereken iki kişi tarafından parkın tekinde değil.
Who'd have thought that a big lunk-head like him, would one day run this place?
Kim tahmin edebilirdi onun gibi koca kafalının bir gün burası için aday olacağını.
It... depends on who's there.
Kimlerin geldiğine bağlıdır.
'The week before I'd had a meeting about Worzel Gummidge,'but Pertwee had his favourites, I knew that from Who.
Worzel Gummidge'le ilgili toplantımdan önceki hafta. Ama Pertwee sevdiği işleri yapmıştı, bunu Who'dan biliyordum.
I'd say it's not Toby who's scared.
Bence korkmuş olan Toby değil.
I might know somebody who can help us, who's traveled.
Daha önce seyahat etmiş tanıdığım biri yardımcı olabilir belki.
I couldn't possibly know how you feel other than that you feel deeply, and you are your own person, and you're the only one who knows how to deal with your stuff, and it was wrong of me to presume.
Çok yoğun bir şekilde hissettiğin dışında nasıl hissettiğini bilemem ve senin kendi kişiliğin var ve kendi sorunlarınla nasıl yüzleşilir anca sen bilirsin. Ve ısrar etmem bir hataydı.
Who'd wanna hang out with a screw-up like me, right?
Tabi. Benim gibi altüst olmuş biriyle kim takılmak ister ki?
And there are certain men who'd take advantage of that fact.
Ve bunu avantaja dönüştürmek isteyen adamlar da mevcut.
There's some around here who'd sell their own mother for that.
Etrafta bu paraya annesini satanlar var.