Who's the guy Çeviri Türkçe
4,764 parallel translation
That phone you get along with better than most people, the guy who owns this apartment invented it, along with half the computers in the country.
Dairenin sahibi, elinde tuttuğun ve çoğumuzdan daha fazla kullandığın telefonun ve ülkedeki bilgisayarların yarısının mucidi.
This is the guy who moves Henry Wilcox's money.
Bu Henry Wilcox'un parasını taşıyan adam.
He's the loud guy at the Christmas party, you know, the guy who eats all the meatballs, you know, and he has the holiday cologne that smells like meatballs.
Noel partisindeki gürültülü adamdı. Tüm köfteleri yiyen, köfte gibi kokan parfümü sıkan adamdı.
I know, but the one guy who made those drew a doodle of Mohammed, so he's not around anymore.
Biliyorum ama onları üreten adam dalgınlıkla Hz. Muhammed'in resmini çizdi. O yüzden artık buralarda değil.
That's why the court sentenced me to treatment, because they knew I was a good guy who had a problem.
Bu yüzden mahkeme beni serbest bıraktı çünkü sorunu olan iyi bir adam olduğumu biliyorlardı.
You're gonna trust some guy who's trying to kill the President?
Başkanı öldürmeye çalışan insanlara mı güveneceksin?
In my old life, I go to spin class and lunch with friends, but you and I will just go outside and watch the guy who just got out of jail do pull-ups on the light post.
Eskiden olsa, spinning dersim var veya arkadaşlarla yemeğe gidiyorum derdim ama şimdi seninle sokağa çıkıp hapisten yeni çıkan adamın ışık direğinde barfiks çekmesini izleyeceğiz.
So, she isn't talking to the Feds, who's that guy?
O zaman federallerle konuşmadıysa kimle konuştu?
I'm the kind of guy who drives cross-country to take his friend to his old man's funeral, then gives it all up when he finds his manic, pixie dream girl along the way.
Arkadaşını babasının cenazesine götürmek için ülkeyi uçtan uca geçen türden biriyim. Sonra da yolda rüya gibi çılgın bir kızla tanıştığında her şeyi bir köşeye bırakan türden.
Hm, who's got a ten to tip the cute pizza delivery guy?
Tatlı pizzacı çocuğa kim bahşiş verecek? Sophie, bu Luis.
The guy who's coming after me... your men won't be able to stop him.
Peşimde olan adamı sizinkiler durduramaz.
He's not the guy who delivered my baby.
Bebeiğimi doğurtan aynı adam değil.
He's the guy who attacked Catherine at her reunion a couple of weeks ago?
Birkaç hafta önce okul birleşmesinde Catherine'ye saldıran adam.
He's a homeless guy with a beard who asks girls to sit on his lap and try to find the North Pole.
Kızlara kucağına oturmalarını teklif eden ve kuzey kutbunu bulmaya çalışan sakallı evsiz bir adam.
The guy who built your hoo-hah is an artist.
Kukunu yapan kişi bir sanatçıymış.
He's just the only guy who didn't think an inside-out wiener was a deal breaker.
O sadece ters yüz edilmiş penisi önemsemeyen biri.
Any guy who can beat up me, Fikret, the gas man... He's at the Sivas Hotel, boys. But he beat me up something else, Çeto.
Beni, Tüpçü Fikret'i dövebilecek adam Sivas Otel'deymiş gençler.
You've been working with the guy for a long time, and... you're the one who caught a bullet.
Uzun zamandır bu adamla çalışıyorsun. Ve kurşunu yiyen de sensin.
Turns out I know a guy who knows a guy who knows another guy who knows a girl, which is weird because they don't usually know nothin', who says the carnival was canceled by the mall's owner,
Bir adamı tanıyan bir adamla konuştum. O adam da bir kızı tanıyan başka bir adamı tanıyor. Garip olan şu ki, bunların hiçbiri bir şey bilmiyor.
Mr. Pewterschmidt, there's a man here who says he's the guy whose picture is on all the money. Holy cow.
Bay Pewterschmidt, burada tüm paraların üzerinde resminin olduğunu söyleyen bir adam var.
W-who's the guy on the gurney?
Sedyedeki adam kim?
A legend is the kind of guy who rests his balls on another guy's face whilst he's asleep, photographs himself doing it and then texts it to the other guy's mum.
Efsaneler, taşşaklarını uyuyan birinin yüzünde dinlendiren sonra fotoğrafını çekip arkadaşlarının annesine fotoğrafını gönderen kişilere denir.
Sophie's choice - do you help the hot guy, or do you help your PhD tutor, who's responsible for marking all your work?
Seksi çocuğa mı yardım edeceksin yoksa tüm işini yapmandan sorumlu olan doktora öğretmenine mi?
I think that you're the guy who makes me laugh and makes me brunch and makes me feel good and who's not complicated.
Bence sen beni güldüren, bana kahvaltı hazırlayan kendimi iyi hissettiren ve karışık olmayan birisin.
You didn't have a good time with your smoking hot black yoga chick who's the same black color as you, black guy?
Seninle aynı rengi taşıyan ; zenci, ateşli yogacı hatunla iyi vakit geçiremedin mi zenci bey?
The Daily Planet's Lois Lane knows who this guy is.
Daily Planet'ın Lois Lane'i bu herifin kim olduğunu biliyor.
Because the guy who just shot himself, he's a doctor, a virologist.
ÇUNKU KENDiNi VURAN ADAM DOKTORDU, ViROLOGDU.
The guy who's shackled, do you know who bit him, what bit him?
ZiNCiRLi ADAM... ONU KiMiN NEYiN ISIRDIGINI BiLiYOR MUSUN?
Well, who's to judge, I mean... doing what I do, I could be helping the wrong guy every single day.
Pekala, yargılayan kim, demek istediğim... benim ne yaptığım, sakin bir günde yanlış adama yardım etmiş olabilirim.
Look at her acting like she's not the one who breaks up with every guy she goes out with.
Şuna bak, sanki her tanıştığı erkeği beğenmediği için postalayan o değil.
I'm sure this is not the type of guy who's gonna freak out... file complaints, just go totally nuts on you, trying to ruin your career.
Eminim öyle bir anda çıldırıp şikâyet eden, sana kafayı takan, kariyerini mahvedecek türde biri değildir.
But a guy who talks to his cat... Well, that's one step away from the loony bin.
Bir adam kedisiyle konuşuyorsa tımarhaneden sadece bir adım uzaktadır.
I would fast-forward 10 years into the future and I would think about our high school reunion and seeing Justin, and he would just be this fat, balding guy who, you know, is the assistant manager at some sporting goods store, and I would be this famous actor who lives in I.A. or New York and I have this beautiful boyfriend.
Justin şişman, kel, spor malzemeleri satan mağazasında yönetici asistanı olarak çalışıyor ve ben ise Los Angeles'da ya da New York'ta yaşayan ünlü bir aktörüm ve çok hoş bir erkek arkadaşım var.
He's the guy who says he killed Richie Whelan.
Richie Whelan'ı öldürdüğünü söyleyen adam.
I've talked to half a dozen reporters and the guy who worked on the first piece.
Yarım düzine haberciyle ve ilk kısımdaki adamla konuştum zaten.
I mean, listen to you flirt on the phone with some guy who's calling you babes. - Oh, please.
Sana "bebişim" diyen biriyle konuşmanı dinlemek hani.
Who's the new guy?
Yeni adam kim?
Of course, I always thought the guy who would change my life would be powerful like Marlon Brando or sparkle like Cary Grant or smell like worn leather like James Dean.
4 YIL ÖNCE Tabii ki hayatımı değiştirecek erkeği Marlon Brando gibi güçlü, Cary Grant gibi ışıltılı James Dean gibi giyilmiş deri kokulu düşünmüştüm.
You never think it will just be some guy who looks like some guy who's just as screwed up as the rest of us.
Sıradan birine benzeyen bizim kadar boku yemiş sıradan biri olacağını düşünmezsiniz.
He's a kung-fu actor. He's the only guy on the planet who loves movies more than I do.
Kung-fu aktörü, sinemayı benden çok seven tek kişi.
I say the guy who's best prepared will win.
En iyi hazırlanmış boksör kazanır bence.
When they mentioned Pacquiao, I said who's that? They say that's the guy we're trying to get fight Mayweather. When I say Floyd Mayweather, they say "all-time great."
Pacquiao'dan bahsederken, büyük usta Floyd Mayweather ile dövüştürmeye çalıştığımız adam diyorlar.
Ira Mandelstam, the guy who's in my film.
Ira Mandelstam. Filmimde yer alan adam.
I'm the guy who's gonna...
- Ben seni- -
I'm the dumb guy, and you're the woman who's supposed to stop the dumb guy from doing dumb shit!
Ben aptal adamım ve sen de aptal adamı aptalca şeyler yapmaktan alıkoyması gereken kadınsın!
If such a dangerous virus unleashed and became a pandemic would the guy who invented the vaccine, become a folk hero.
Virüsün buradan çıkmasına izin verip... ve aşısını geliştirip, kahraman olacaktın.
Our sound guy, Dutch, had a friend from the service who sold mushrooms in a trailer park near Joshua Tree.
Bizim ses elemanı, Dutch, serviste, Jochua Ağacı'na yakınlarda bir karavan parkında mantar satan bir arkadaşı varmış
I'm just a guy, a guy who's trying to do the right thing.
Ben sadece, doğru olanı yapmaya çalışan bir adamım.
- It's the same guy who did Titanic.
- Titanik'i yapanla aynı adam.
Who's there? The guy you just made a dickhead out of.
Az önce yerin dibine soktuğun adam.
It's the guy next door, guy who sits too close in the theater, maybe even at church, plain, ordinary, the everyday man.
Kapı komşunuz tiyatroda yan koltuğunuza oturan belki de kilise de karşılaştığınız sade, sıradan ve her gün rastlayabileceğiniz bir adam.
who's the boss 36
who's there 1391
who's the boy 23
who's the father 60
who's they 76
who's the girl 101
who's the lucky lady 21
who's the lucky girl 24
who's the bitch now 16
who's the new guy 29
who's there 1391
who's the boy 23
who's the father 60
who's they 76
who's the girl 101
who's the lucky lady 21
who's the lucky girl 24
who's the bitch now 16
who's the new guy 29
who's the victim 32
who's the lucky guy 36
who's the man 43
who's them 17
who's the other one 19
who's the kid 27
who's the woman 22
who's the client 19
who's the 33
who's the target 36
who's the lucky guy 36
who's the man 43
who's them 17
who's the other one 19
who's the kid 27
who's the woman 22
who's the client 19
who's the 33
who's the target 36
who's the buyer 17
the guy 205
the guys 36
the guy's 18
the guy's dead 16
the guy says 18
guys 27890
guys like you 17
guys like me 21
guys like us 29
the guy 205
the guys 36
the guy's 18
the guy's dead 16
the guy says 18
guys 27890
guys like you 17
guys like me 21
guys like us 29