Will you come Çeviri Türkçe
9,779 parallel translation
Will you come and see me?
Beni görmeye gelecek misin?
Will you come back for dinner?
Akşam yemeğine gelir misin?
Will you come?
Gelecek misin?
Frankie, will you come out from there.
Frankie, çıkacak mısın artık oradan?
But will you come with me?
Ama benimle gelir misiniz?
Will you come in for coffee?
Kahve almaya mı geldiniz?
Survive this and I will come for you again and again until your end of days.
Buradan kurtulursan öldüğünü görene dek peşinde olacağım.
I mean, you're still welcome to come, of course, it's just Mother will be there and all the aunties, and they're going to bring their kids...
Yani, gelmek istiyorsan gelebilirsin tabii annem de orada olacak, teyzelerim de. Çocuklarını da getirecekler.
If you come upon anything, Dr Fell, anything personal from the missing men, will you call me?
Kayıp kişiler hakkında kişisel bir haber alırsanız beni arayabilir misiniz, Dr. Fell?
It is intelligent, it is manipulative, and if you truly want to protect the people of this country, you will blow that rock to kingdom come.
Bu şey zeki ve kontrolcü ve gerçekten bu ülkenin, insanlarını korumak istiyorsanız... bu kayayı uçurursunuz.
Me and Will, we was best mates till you come along.
Sen gelene kadar Will'le bayağı iyi anlaşırdık.
- Will if you come with me.
- Benimle gelirsen veririm.
As we have not done business, like today, you will come alone.
Daha önce çalışmadığımız için, bugünkü gibi, yalnız geleceksiniz.
And they will come. What will you say of me?
- Ve gelecekler hakkımda ne söyleyeceksin?
You come near my daughter again, and I will kill you.
Bir daha kızımın yanına yaklaşırsan seni öldürürüm.
They're gonna be taking you to the hospital, and a detective will come by and get your formal statement.
Seni hastaneye götürecekler ve bir dedektif gelip formalite icabı ifadenizi alacak.
Come, I will tell you.
- Ne oldu Masha? Gel, sana anlatacağım.
If you come down, we will make it quick.
Aşağı inerseniz işi çabuk bitiririz.
If you come, we will go to Le Havre and sail for England together.
Gelirsen Le Havre'ye gidip beraber İngiltere'ye yelken açarız.
Sir, if we come with you, will you give us sweets?
Sizinle gelirsek bize tatlı verecek misiniz?
All you wishes will come true.
Tüm isteklerin gerçekleşecek.
I wrote Will a note, warning him you'd come calling.
Will'e not yazdım, senin onu aramaya geleceğine dair uyardım.
You dropped the mike, Will. But here you are having to come back and pick it up again.
Mikrofonu atmıştın Will, fakat yine buradasın ve geri gelip mikrofonu tekrar almak zorunda kaldın.
If you come to my rooms, I will not answer.
Eğer odama gelirsen, sana cevap bile vermem.
Simons will come get you.
Simons gelip seni alacak.
All right, I will come back to check in on you.
Pekâlâ seni kontrol etmek için tekrar geleceğim, tamam mı?
If you can't come to the party, the party will come to you.
Eğer siz partiye gelemiyorsanız, parti size gelecek.
No harm will come to you now.
Size zarar gelmeyecek.
No harm will come to you.
Size zarar gelmeyecek.
No one will come if you call.
Çağırsanız da kimse gelmez.
The first of you to come at me will die like... that.
Bana ilk yaklaşanınız şöyle ölecek.
You make me come after you, and I will put you down.
Peşine düşersem seni alaşağı ederim.
Now, I know you'll get to him before he cashes in, but by then the damage will already have been done... and everything you've been fighting so hard for will come tumbling down.
Parayı almadan önce ona ulaşırsın, biliyorum ama o zaman kadar iş işten geçmiş olacak ve uğruna çabaladığın her şey teker teker yıkılacak.
If I go back... If I do what needs to be done..., if I come out of it alive..., will you wait?
Geri dönersem, yapılması gerekeni yaparsam canlı dönersem bekleyecek misin?
We will not come back unless we can honestly say congratulations to you both, and bless your new child with all the benediction it deserves.
İkinize de içtenlikle tebrikler diyebilene ve yeni çocuğunuzu hak ettiği dua ile kutsayana kadar dönmeyeceğiz.
Yes, Elliot, I will come towards you.
Evet, Elliot, geliyorum.
I doubt it will come to that, but if we do, do you have a preference on titanium or plastic?
Ona gerek olacağını sanmıyorum ama olursa titanyum mu tercih edersin plastik mi?
You know, maybe I will come with you to that party.
Belki o partiye seninle gelirim.
If you don't come back... the boss will come and get you.
Kendiniz gelmezseniz patron nasıl getireceğini iyi bilir.
Bees will wait for you to come up for air and then they'll sting you.
Arılar gölün üstünde olacak ve dışarı çıkmanı bekleyecekler sonra seni sokacaklar.
You know, Max, maybe someday, someone like you will come into this Salmonella factory and rescue us.
Max belki bir gün senin gibi biri bu Salmonella imalathanesine gelir ve bizi kurtarır.
If you do this, you will cross a line that you can never come back from, and, Vincent, we will lose everything.
Eğer onu öldürürsen bir daha geri dönemeyeceğin bir sınırı ardında bırakmış olacaksın. Her şeyi kaybedeceğiz.
Which means I will never come to live with you, and... you're okay with that?
Sizinle yaşamaya hiç gelmeyeceğim demek oluyor bu. Bu konuda bir sıkıntın yok mu?
In consultation with professional standards, the sergeant and I have come up with a compromise that will allow you to remain on active duty.
Mesleki Standartlar ile müzakeremizde, Komiser Muavini ve ben aktif görevde kalmana izin verecek bir uzlaşmaya vardık.
Maybe it will start to come back to you.
Zamanla hatırlarsınız belki.
I promise you this will be the last time I come up here and ask you for help.
Yemin ederim, son defa senden yardım istemeye geliyorum.
I'm warning you, the police will come looking for me.
Seni uyarıyorum. Polis beni aramaya gelecektir.
A hundred years from now, someone will mention the name Lizzie Borden, and do you know what will instantly come to mind?
Bundan birkaç yüzyıl sonra birileri Lizzie Borden'nın adından bahsedecekler. Ve hemen akla ne geleceğini biliyor musun?
Well, how about I return this little animal? And then I'll come back, and you and I will go on a nice, long walk. Long enough to ensure that Lizzie is calm when you return.
Peki ben bu küçük hayvanı geri götürsem ardından geri gelip siz ve ben döndüğümüzde Lizzie'nin yeteri kadar sakinleştiğinden emin olacak kadar uzun ve güzel bir yürüyüşe çıksak?
If you ever try and hurt Emma again or do anything to come between us, there will be hell to pay.
Bir kere daha Emma'yı incitecek olursan ya da aramıza girecek bir şey yaparsan kıyamet kopacak.
If you could find some way to make Emma come home... I promise, I will never go beyond that number.
Eğer Emma'nın eve geri dönmesini sağlayacak bir yol bulabilirsen söz veriyorum asla bu sayıyı geçmeyeceğim..
will you come with me 163
will you come with us 24
will you come on 20
will you come back 34
will you come in 21
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you join me 44
will you come with us 24
will you come on 20
will you come back 34
will you come in 21
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you join me 44
will you go out with me 27
will you go 60
will you please shut up 18
will you help me 291
will you excuse me 209
will you call me 59
will you do me a favor 69
will you join us 62
will you listen to me 75
will you shut up 272
will you go 60
will you please shut up 18
will you help me 291
will you excuse me 209
will you call me 59
will you do me a favor 69
will you join us 62
will you listen to me 75
will you shut up 272