Words to that effect Çeviri Türkçe
27 parallel translation
What man has done, man can do, or words to that effect.
İnsanın yaptığı, yapacaklarının teminatıdır. Ya da öyle bir şey.
Or words to that effect.
Ya da bu anlama gelecek bir şeyler.
Or words to that effect.
Ya da ona bir şeyler söyledi.
They were words to that effect.
Sözleri o manayı içeriyordu.
"From a baboon that wandered wild in Eden," or words to that effect.
"Cennette başıboş dolaşan bir babundan." ya da böyle bir şeyler.
- Or words to that effect.
- Veya benzeri şeyler.
Or words to that effect.
Ya da bunun gibi bir şey.
I no sooner say the words "Julio Sierra" to Tony and he goes crazy. He starts screaming at me, "I'll kill you!" Or words to that effect.
Julio Sierra'nın adını andığım an birden çıldırdı ve "seni öldüreceğim pislik herif" diye bağırmaya başladı.
Or words to that effect.
Ya da aynı lafa gelen kelimeler.
Or words to that effect.
... yada bunun gibi, birsey.
or words to that effect.
ya da o etkiyi yaratacak başka bir söz.
I think you once said there wasn't enough spontaneity in our marriage or words to that effect.
Sanırım bir zamanlar evliliğimizde yeterince doğallık veya bu etkiyi yapacak sözcüklerin olmadığını söylemiştin.
Or words to that effect.
Ya da buna benzeyen başka kelimeler.
Or words to that effect?
Ya da bu manaya gelen sözler?
Words to that effect.
Yani bu anlamda bir şeyler.
Yesterday, our morning call... all he says : The horse is well, words to that effect.
Dün sabahki görüşmemizde atın iyi olduğunu belirten sözler etmişti.
Or words to that effect and see how he answers?
Ya da benzer bir şeyler... Ve ne cevap vereceğini görseniz?
Words to that effect.
Bu manaya geliyor aslında.
Or words to that effect.
Sözler etkisiz.
Or words to that effect.
Ya da söz verdi diyelim.
Words to that effect.
Ya da aynı anlamda başka şeyler.
You know, words to that effect.
Yani buna benzer bir şeyler.
"The heart has its strangeness," or words to that effect.
"gönül kendi tuhaflığına sahiptir" ya da o anlamda bir şeyler.
After a meeting, when we were of exit, Truman caught in the interpreter e was if to find with Stalin e said to it in few words what they had discovered and the effect that the atomic bomb would have.
Bir toplantıdan sonra, ara vermemizin akabinde Truman çevirmeniyle Stalin'in yanına gitti ve ona kısaca neyi keşfettiğimizi ve etkisinin ne olabileceğini söyledi.
When you have stage-managed elections, with the public relations industry determining what words come out of people's mouth, candidates deciding what to say on the basis of tests that determine what the effect will be across the population,
Merhaba, ben Louis Sapnny, Radyo Noon'dasınız. Son birkaç aydır programı düzenli olarak dinliyorsanız, Doğu Timor'un birkaç kez sözünün edildiğini biliyorsunuzdur.
And he said words to the effect that had he known it was my car he would have "sniffed my tail pipe."
Benim arabam olduğunu bilse... ... egzostan çıkan dumanı koklamak istediğini söyledi.
In other words, the painkilling effect that this man felt wasn't down to an anaesthetic, but to believing a caring doctor was relieving his pain.
Başka bir deyişle, bu adamın hissettiği ağrı kesici etkisi... uyuşturucuyla değil, onunla ilgilenen doktorun ağrısını dindirdiğine inanmasıydı.