You could have died Çeviri Türkçe

Are you trying to tell me you could have died?

Bana ölebileceğini mi söylemeye çalışıyorsun? Carla.

Rom! You could have died.

Ölebilirdin.

busy much longer you could have died.

meşgul olsaydınız, ölebilirdiniz.

Those two minutes you could have died.

O iki dakikada ölmüş olabilirdiniz.

I'm thinking you could have died in the crash.

Düşünüyorum da kazâda öldüğünü farz edebilirim.

You could have died.

Ölebilirdin.

You could have died, Kelly.

Partinin nerede yapıldığını öğrendin.

You could have died, trying to save me.

Beni kurtarmaya çalışırken, ölebilirdin.

You could have died.

Ölebilirdiniz!

YOU COULD HAVE DIED, YOU KNOW.

Ölebilirdin, biliyorsun değil mi? - Farkındayım.

If the bullet had hit an artery, you could have died.

Kurşun atardamara saplansaydı ölebilirdin.

- You could have died in that fire.

Bu yangında ölebilirdin...!

You're a dang fool. You could have died out there.

Orada ölebilirdin.

You could have died!

Sen beni öldüreceksin!

If only for a moment. You could have died jumping off that bridge.

Hava neredeyse kararmış.

I mean, the Baclofen aren't so bad, but if you took too many benzodiazepins, You could have died.

Baklofen o kadar kötü değildir, ama çok fazla benzodiazepin alsaydın, ölebilirdin.

Don't move. you could have died without having to feel fear...

Hareket etme. Eğer uslu uslu odanda kalsaydın Bu korku ve acıyı yaşamadan da ölebilirdin.

If you had just stayed in your room like a good girl, you could have died without having to feel fear...

Bu korkuyu tatmadan ölebilirdin. Tabii odanda itaatkar bir şekilde kalsaydın.

- You could have died.

- Ölebilirdin.

Tara, these are lethal. You could have died.

Tara, bunlar çok zehirlidir ; ölebilirdin.

That much chlorine is a poison in the sleeping juice so you could have died.

Bu kadar çok klorin sizi zehirler. Uyurken ölebilirdiniz.

You could have died, plain and simple.

Ölebilirdin. Bu kadar basit.

And now I find out you're sick and you could have died?

Ve şimdi senin hasta olduğunu ve ölümden döndüğünü öğreniyorum.

So what, you could have died without it?

Yani, onsuz ölebilirsin?

According to what it says here... it looks like you could have died too.

Burada yazdığına göre... sen de neredeyse ölüyormuşsun.

Both of you could have died.

İkiniz birden ölebilirdiniz.

All those who could save you have died.

Seni kurtarabilecek herkes öldü.

Well, he could have died from natural causes, you know.

Doğal sebeplerden de ölmüş olabilir.

If only your eyes were blue I could have died for you

# Bir de mavi olsaydı gözlerin Ölebilirdim senin için # # Bir de mavi olsaydı gözlerin Ölebilirdim senin için #

Could have been burned bad, too, I'll tell you that, and died.

Orada çok feci yanabilirdin. Harbi diyorum. Ölebilirdin.

You could have died tonight.

- Elimden ne gelir ki?

I could have died, Arnie and you did not even help.

Ölebilirdim Arnie ve sen yardım bile etmedin.

You could have died in that pool.

O havuzda ölebilirdiniz.

So, he could have died at this 12 : 28 he told you about.

Yani sana söylediği gibi saat 12 : 28'de ölmüş olabilir.

The girl died... and there was nothing you could have done.

Kız öldü ve senin yapabileceğin bir şey yoktu.

I could have died in there, you son of a bitch!

Burada ölebilirdim, seni piç kurusu!

He died so you could have what you wanted.

İstediğinize sahip olabilesiniz diye öldü.

He could have died, you asshole.

Ölebilirdi, seni salak.

It could have been anywhere, place, time... that she wouldn't have been if you would have died.

Sen ölseydin annem herhangi bir zamanda başka bir yerde olacağı için her şey değişti.

I could have had a--a palm pilot, you know, and been going to my college reunion, but no, I had to drop out when my mom died to get a job.

Elimde cep bilgisayarı, mezunlar toplantıma gidiyor olabilirdim. Ama, hayır. Annem ölünce iş bulmak için okulu bırakmak zorunda kaldım.

If I had died you could have had her.

Eğer ben ölseydim o sana kalırdı.

Papa said I could have died. You could have, too.

Babam nerdeyse ölecektin dedi.

Stanley, do you know how many people died so you could have the right to vote?

Stanley, seçme hakkı için, ne kadar çok insanın öldüğünü biliyor musun?

He could have died. Hey, Elliot you didn't kill lan.

- Ian'ı öldürmedin Elliot.

But lf you could have killed her by wishing it, she should have died a thousand times!

Ama sadece dileyerek öldürülebilse, şimdiye dek binlerce kez ölmüştü.

Hey, you know, what would be the coolest thing if when somebody's died, you could... peel off the top layer of their eyeball and develop it like film so you could have a picture of the last thing they saw.

Birisi öldüğünde göz bebeklerinin en üst tabakası alınıp bir film gibi izlenebilse ve biz de gördüğü son şeyi bir fotoğraf gibi görebilsek çok iyi olurdu.

We could have died, and then, as if that wasn't bad enough... you got a flat tire.

Bir de bu yetmezmiş gibi... - Lastiğiniz patladı.

Hundreds of people could have died'cause you dropped the ball.

Kırdığın pot yüzünden yüzlerce kişi ölebilirdi.

You know, I could have died in there, man.

Burda ölebilirdim adamım.

You died again and again with no thought of what you could have been or what you could have done.

Tekrar tekrar öldün neler olabileceğini veya neler yapabileceğini düşünmeden.

And how could you have known that she died in the gutter

Korkunç bir şey.