English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You find it

You find it Çeviri Türkçe

14,369 parallel translation
I know how your parents deserve justice. I know you're not gonna stop till you find it.
- Annenin ve babanın adaleti hak ettiğini biliyorum adalete ulaşmadan rahat uyuyamayacağını da biliyorum.
Can you find it?
Bulabilir misin?
Do not you find it strange that t hey sent both?
- Her ikisini de göderdiğini garip - bulmuyor musun?
You find it sexually alluring.
Çok cazibeli geliyor.
- Where did you find it?
- Nerede buldun bunu?
But I can help you find it!
Ama bulmana yardım edebilirim!
- Mike! - Can you find it yet?
Hâlâ bulamadın mı?
I'm asking you, Francisco, for you and your people to tear down the competition... wherever you find it.
Senden istediğim şey, Francisco halkınla beraber rakiplerimizi ezip parçalaman gördüğünüz her yerde.
You need to find out when the weapon will be arriving, and you need to do it without the Court finding out you're involved.
Silahın varış zamanını bulman gerek ve bunu yaptığını, Divan'ın anlamayacağı şekilde yapman gerek.
We have to make sure that all the doors are locked, all the windows are closed, and the lights are off to make it as hard as possible for Galavan to find us, do you get me?
Bütün kapıların kilitli, bütün pencerelerin ve ışıkların kapalı olduğundan emin olmalıyız ki Galavan'ın bizi bulması kolay olmasın. Anlıyor musun?
How did you even find out I wanted it?
- İstediğimi nasıl öğrendin ki?
Anyway, Weichselbraun's $ 40,000 oboe was stolen from his apartment, and you need to find it.
Her neyse Weichselbraun'un evinden 40.000 dolarlık obua'sı çalınmış. Ve onu bulmalısın.
Will you help us find it?
Bize bu işte yardım edecek misin?
It's best that you find one yourselves... that would save their lives.
Ama kendiniz için bulabileceğiniz en iyi sebep, can kurtarmaktır.
And I'm gonna find the biggest, nastiest buck I can to come in there and drill you right in your asshole! Damn it!
Sikeyim!
Yeah, and anything happens to my wife, it's gonna be in your best interest to find a deep, dark hole to hide in'cause I'm gonna come looking for you,
Evet, ve karıma birşey olursa, saklanmak için karanlık ve derin bir delik bulman senin refahın için iyi olur.
I'm gonna find you and put you in it.
Çünkü seni bulmaya geleceğim, ve bulduğum zaman o deliğe seni ben tıkacağım.
When you find a cancer in an organization, you must cut it out before it can spread.
Bir organizmada kanser bulursanız onu kesersiniz.
And I'm just as anxious as you are to find Rosa so that it can all be explained.
Her şey açığa kavuşsun diye ben de sizin kadar Rosa'yı bulmak istiyorum.
You said in there you'd find another way. Did you mean it?
Toplantıda başka bir yol bulacağını söyledin.
I'll show it to you. Don't get mirrors, because... You're not gonna find anything.
Getirme ayna falan, bir şey bulamayacaksın.
It's good. All right, so what do you think? We find the captain's quarters, kick down the door, find our beer.
Kaptanın kamarasını buluyoruz, kapıyı tekmeliyoruz ve biralarımızı buluyoruz.
Uh, dear Heavenly Father... Yeah. ... if you do exist, and you are listening, if you could find it in your heart to send us a miracle...
Cennetteki babamız eğer varsan ve dinliyorsan kalbinde, bize bir mucize yollama merhameti bulabiliyorsan...
On it you will find a bird- - a Pocono swallow, to be more accurate.
Üstünde bir kuş göreceksiniz bir Pocono kırlangıcı, daha açık olmak gerekirse.
Look, technically, it's a challenge, but you're not gonna find a creepier location, trust me.
Bakın, teknik olarak bazı zorluklar var ama bana güvenin, buradan daha ürkütücü bir yer bulamayız.
If you choose to ignore me, it will be far harder for you to find an excuse.
Ama sen beni dinlemezsen bahane bulmak çok daha zor olacak.
See if you can find it on your phone.
- Haberlerde çıkmış.
Like it's a given with women like that to think they're God's gift, and you ain't nothing but a plaything... until they find out otherwise, like she did.
Yani, bu tip kadınlar kendilerini, Tanrı'nın bir lütfu olarak görürler, Karşısındaki ise bir hiçtir, sadece bir oyuncak...
You talk to my coworkers, my friends, my ex, and you don't think I'll find out about it?
İş arkadaşlarımla, dostlarımla, eski sevgililerimle konuşuyorsun, Haberim olmaz mı sandın?
It'll find you.
O seni bulur.
- Can you find the thing and kill it?
- Bu şeyi bulup öldürebilir misin?
Can you find this thing and kill it?
Onu bulup öldürebilir misin?
What if I find out it was you?
Ya elime sen geçersen?
So you're talking about a guy who was so twisted, he creeped out other Satanists? Got it. - Where do we find him?
Yani adam o kadar değişikti ki diğer satanistleri bile korkuttu mu diyorsun?
I'm sure you can find it there.
Orada bulabileceğinize eminim.
I promise you that anything I find out about this investigation, I'll let you know first as soon as I find it out.
Sana söz veriyorum, bu soruşturmada herhangi bir şey öğrenirsem ondan ilk senin haberin olacak.
In the beginning, like three years ago, it was harder. Now, it's like, you make new friends and you find new people.
Başta zordu ama artık arkadaş falan edindım ışte bılırsın.
You know, it's very difficult when you are the son of a celebrity and somebody who becomes a pop culture icon, to try to create your own identity, to find out who you are in essence.
Pop kültür ikonu haline gelmiş ünlü birinin oğlu olarak kendi kimliğini yaratmaya çalışmak, özünde kim olduğunu keşfetmek çok zor.
They're not gonna let up until they find the person that put that pen there. I-I am working on it, and I would do anything to protect you.
İlgileniyorum o konuyla ve seni korumak adına her şeyi yaparım.
And if that's too much, you can make, find, or steal more, and it'll even out sooner or later.
Bu size fazla gelirse yaratırsınız, bulursunuz, yine çalarsınız. Böylece er ya da geç denkleşir.
I can find it for you.
Bulmana yardım edebilirim.
I want you to find it.
Onu bulmanı istiyorum.
Does it make you want to call the radio station and find out who the band they just played was?
Az önce çaldıkları grubu öğrenmek için size radyo istasyonunu aratır mı?
Just because you couldn't find it doesn't mean it isn't there.
Sizin bulamamanız onun orada olmadığı anlamına gelmez.
While it is Chairman Biden's desire that you testify, the time constraints we find ourselves under are making that impossible.
komite Başkanı Biden'ın isteği üzerine, sınırlı bir zamanımızın da olmasından dolayı, bu yönteme başvurmak zorundaydık.
How do I know you mean it, that I won't walk down to my office and find it's one million and another four you're keeping invested here for me?
Ofisime döndüğümde yalnızca bir milyonu bana gönderip, kalan dört milyonu şirkette yatırım maksatlı tutmayacağını nereden bileceğim?
But uh, you know, when we find it, we will, so... oh gentleman, I just have to go but you listen...
Ama bilirsin, onu bulduğumuzda, biz, bu... Centilmen adamsın, gitmem gerekiyor ama dinliyorsun...
Do you think Beth would find it corny if I offered it to her?
Sence bunu Beth'e versem aptalca mı bulur?
So, do yourself a favor, experience the culture and... find out what it's all really about instead of what some... corporate-funded media is selling to keep you in a constant state of alert.
O yüzden kendine bir iyilik yap birkaç şirket destekli medyanın seni değişken bir alarm durumunda tutmasının yerine kültürü deneyimle ve gerçek amacını anla.
See, you say you gotta find it, right?
Bak, "bulmam lazım," dedin, değil mi?
It's like, you know, people like me, we find salvation in songs. But disco's like a mantra, it's a prayer, it's a message.
Benim gibi insanlar kurtuluşu şarkılarda bulur ama disko ibadettir, duadır, mesajı vardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]