You good to go Çeviri Türkçe
1,533 parallel translation
- You good to go?
- Gitmeye hazir misin?
You good to go?
Hazır mısın?
Yeah, but I want her to know that I'm having a good time on my n, so you should go get us some party hats.
Ama onun, kendi başıma iyi zaman geçirdiğimi bilmesini istiyorum. Gidip parti şapkaları almalısın.
But now that we see you're on your way we're good to go.
Ama şimdi gitmeye hazır olduğunu gördüğümüze göre, gidebiliriz.
Foss, you're good to go.
Foss, gidebilirsin.
No, I'm good. Maybe you shouldn't go to the match.
Yok, ben iyiyim.
Now listen, my deaf lawyer said that I have to have good character witnesses, and I need you to go find them for me.
Dinle, sağır avukatım iyi karakterli şahitlerimin olması gerektiğini söyledi,... ve onları bulman için sana ihtiyacım var.
Because if you're good in school, you get to go to college.
Çünkü okulda başarılı olursan üniversiteye gidebilirsin.
Good.I hope you don't have to go to jail.
Güzel. Umarım hapse girmezsin.
But the good thing about the American Dream is that you can just go to sleep.
Ama Amerikan Rüyasının iyi yanı hemen uykunuza dönebilirsiniz.
Look, i-i, uh, I promise you that if you come back tomorrow, your phone will be all fixed up and Good to go. Okay?
Bak, eğer yarın bir uğrarsan, sana söz telefonun yeni gibi tıkır tıkır çalışıyor olacak.Oldu mu?
It's very rare, which is good news for us. I need you go to back 14 years. I want you to compile a list of anyone who had access.
Nadir bulunur, Bu bizim için iyi bir haber 14 yıl önce bunu üretenlerin bir listesini.
Okay, good. Now you can stopbothering me and I can go to the bathroom.
Şimdi beni endişelendirmeyi bırak da lavaboya gidebileyim.
Just slam on a pair of jeans and some birkenstocks, and you're good to go, right?
Üstüne bir kot geçirip, sandallarını giy işte hazırsın, değil mi?
And you're good to go, kiddo.
Çok iyi, evlat.
Although the outer few inches would not be a good place for life to live because of radiation, once you go down just a few feet, life would be safe from radiation and also would get enough sunlight for photosynthesis.
Yüzeyin ilk 10 cm'si radyasyondan dolayı yaşam için uygun değil. Yanlız, birkaç metre derine inersek hem radyasyondan uzak olmuş oluruz, hem de fotosentez için yeterli miktarda Güneş ışığı alabiliriz.
Trocar's in, you're good to go.
Trocar içerde. Başlayabilirsin.
Yeah, you're good to go.
İş tamamdır.
I just wanted you to know we're good to go.
Sadece hazır olduğumuzu bildirmek istedim.
I just put Zack down, if you want to go say good night.
Zack'i şimdi yatırdım, Belki gidip, ona iyi geceler demek istersin.
You know, sometimes it's good to go over the pros and cons.
Bazen olumlu ve olumsuz tarafların üzerinden geçmenin faydası olur.
Good luck just seems to follow you wherever you go, duncan.
İyi şans, nereye gidersen seni takip ediyor gibi Duncan.
I told you we're good to go, Top.
Sorun yok demiştim patron.
You're good to go, cherie.
Gidebilirsiniz, canım.
Go back inside, and I'll come and listen to you reading. Good morning, sir.
İçeri gir, gelip okumanı dinleyeceğim.
It's what pays for you to go to a good school and get computers that you want upgraded all the time and phones with cameras.
İyi bi okula gitmeni Ve şu senin cok istediğin bilgisayarı Ve kameralı cep telefonunu karşılayabiliyo
Can you suggest a good wine to go with that?
Bunun yanına iyi gidecek bir şarap önerebilir misiniz?
Your wife threw you out, we had our little thing... now you get to go home a little bittersweet in the heart, be a good father, a good husband.
Karın seni evden attı. Küçük bir ilişkimiz oldu. Şimdi eve dönmen lazım.
You're good to go.
Artık gidebilirsiniz.
You're good to go, Bill.
Devam edebilirsin Bill.
You know I'm not good at this, but before I go out tonight and play the biggest game of my life, I wanted to call you because I need you to hear me out.
Bu işte iyi olmadığımı biliyorsun,... ama bugün dışarı çıkıp, hayatımın en büyük maçını oynamadan önce seni aramak istedim, çünkü beni duymana ihtiyacım vardı.
- Yeah, you're good to go.
- Başlamaya hazırsın.
You're good to go.
Gidebilirsiniz.
- You guys good to go?
- Siz gitseniz iyi olmaz mı?
And then you're good to go on like, you know, a million songs.
Sonra böyle devam edersin yani, milyonlarca şarkı.
And you, be a good boy and go to bed.
Ve sen, iyi bir çocuk olup yatağına dön.
But my mother ask me to go somewhere else............. It's because you are good that's why she let me come here
Eskiden sakin biriydin ama şimdi değiştin.
You're good to go?
kendin gidebilecekmisin?
I'm sorry, the timing's not good for you to go back just yet.
Üzgünüm, dönmen için uygun bir zaman değil.
- If I'd known... - Let me just say to you, fellow, it ain't a good idea to go out drinking on an empty head, all right?
- Şunu söyleyeyim çocuk boş bir kafayla içmeye gitmek hiç de iyi bir fikir değildir.
Why don't you go talk to Mr. Hardy, my good neighbor?
İyi komşum Bay Hardy'yle konuşsanıza.
Or, you know what else is good foreplay? When you are comparing apple juice prices and they both don't even want to be in the grocery store, but you know you gotta get back because they gotta be fed before they go to bed.
Başka iyi önsevişmelerden de bahsedeyim çocukların ikisi de markette olmak istemediği halde senin elma suyu fiyatlarını karşılaştırdığın zamanlar mesela ve hemen geri dönmen gerekiyordur, çünkü onları yatırmadan önce....... beslemen gerekiyordur.
If it looks good to you, having a real badge will make this thing go smoother.
Gözün keserse, polis olman işi çok kolaylaştırır.
Like I said, it ain't a good idea for you to go nowhere near there.
Dediğim gibi, oraya gitmen hiç de iyi bir fikir değil.
You go to a good dentist.
İyi bir dişçiye gidiyormuşsunuz.
Gee, one drink, you're good to go.
Tanrım, tek bir içki, ondan sonra gidebilirsin.
You lied to make me look good. Part of you wishes it were true. I should go.
İyi görünmem için yalan söyledin bunu anladım ama sanırım senin de bir parçan bunun doğru olmasını istedi.
In addition to your designs, you just have to turn over the artwork and you're good to go.
Dizaynlarınla birlikte, şu çizimleri de hallettin mi, gitmene engel yok demektir.
A little cover up and some hemorrhoid cream for the swelling, and you're good to go!
Biraz kapatıcı ve şişkinlik için de biraz basur kremiyle gitmeye hazır olursun!
You're gonna have some fun tonight You know the good place to go in town...
# Bu gece epey eğleneceksin... #... Şehirde gidilecek güzel yerleri biliyorsun...
Ned, it's time to say good-bye. It's time for him to go, but before he does, he wants to tell you why he tried to scare you in the basement.
Ned, babana elveda de gitme vakti geldi ama gitmeden önce seni bodrumda neden korkuttuğunu anlatacak
you good 702
you good with that 27
good to go 197
to god 31
to go 202
to go where 42
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you guys 4639
you good with that 27
good to go 197
to god 31
to go 202
to go where 42
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you guys 4639
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got 695
you got something for me 35