English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You got to move

You got to move Çeviri Türkçe

420 parallel translation
You got to move in slowly, check out everything.
İçeri yavaşça girip... herşeyi kontrol etmelisin.
You got to move or you'll die.
Kıpırdamalısın yoksa öleceksin.
Listen, I know I'm not your mama, and I'm not trying to be but I gotta tell you, you got to move on.
Dinle. Annen değilim, biliyorum. Olmaya da çalışmıyorum.
" You got to move them along faster still. Stuart.
" Onları daha çabuk getirmelisin Stuart.
If you're on me and you got to move when I move how do you expect to keep a marriage?
Sen beni izlersen, gittiğim yerlere gidersen... evliliğini devam ettirmeyi nasıl düşünürsün?
Them 12 hours is all you got left to move in.
Hareket edeceğin topu topuna 12 saatin kaldı.
Move our things to the smallest room you've got.
Eşyalarımızı elinizdeki en küçük odaya taşıyın.
No sooner have you got settled in a pleasant place, you're to move on.
Bir yere yerleşir yerleşmez başka yere gitmen gerekir.
You've got to move quick to find anything.
Elinizi çabuk tutun.
And she said, "You've got to feel how the boy's going to move with your body."
"Eşinin hareketini, vücudunu kullanarak hissetmelisin." dedi
You got about five minutes to hitch up and move off here and keep movin'.
Buradan toparlanıp gitmek için beş dakikanız var.
Got an order to move four rooms, family of five. ls that you?
Beş kişilik, dört odalı bir aileyi taşıyacaktık. Siz misiniz?
Renzo, tomorrow you've got to move the plug to the other room.
Renzo, yarın prizi oraya taşıyoruz.
Now, you've got a job to do, mister, so move it.
Evet bayım, yapman gereken bir işi var, kımılda.
You've got enough to move us.
Sadece bizi hareket ettirecek kadar var.
You've got to move around.
Hareket etmen lazım.
I'd like to be able to move on if I got bored or something, you know?
Sıkılırsam çekip gidebilmek isterim.
You got 2 ways to move, lawman.
Bu işi iki şekilde çözersin, kanun adamı.
Aw, he's got you so you're scared to move, Captain.
O zaman harekete geçmekten niye korkuyoruz?
We had to move you out of there fast... before the police got there.
Polis gelmeden önce eşyalarını taşımamız gerekiyordu.
You've got to move out tonight.
Bu gece yola çıkmalısınız.
All you got to do is make your move.
Hamle yapman yeter.
Then you'd have to move out of this nice office you've got here.
O zaman bu güzel bürodan çıkmanız gerekir.
You've got to move your King.
Şahını oynatmalısın.
We've got a lot of injured to move, and you're gonna move them in this!
Taşımamız gereken birçok yaralı var ve sen onları bununla taşıyacaksın.
Yeah, well, you say you're fine, but me, I'd like another opinion because I'm not too anxious to move to Eastbridge and after four months there, be told by my sweet wife we got to move again
Tabi, sen iyi olduğunu iddia ediyorsun ama ben başka birinin de görüşünü almak istiyorum. Çünkü Eastbridge'e taşınıp, dört ay sonra da sevgili karım komşularının evlerinin temiz olmasından hoşlanmadığı için ondan tekrar taşınmamız gerektiğini duymaya çok hevesli değilim.
MAN : I'm sorry, lads, but you got to have to move.
Üzgünüm, ama gitmelisiniz.
You got hit with my Plum Blossom Nails. You shouldn't be able to move.
Erik çiçeği iğnelerimle vuruldun... hareket edememen gerek
HEY, BOY, YOU GOT TO MOVE BEFORE YOU GET HIT.
Hey, oğlum, vurabilmen için öncesinde hızlanman gerekir.
If Kenny's moving, you've got to move. All right.
Kenny'nin hareket etmesi için senin de hareket etmen gerekiyor.
Uh, Face? If you feel well enough, I've got a hot-water heater I need to move out of the basement.
Face, yeterince iyi hissediyorsan, bodrumdan çıkarmam gereken bir ısıtıcı var.
The only reason we got involved with these clowns in the first place... was because you want to move to Atlanta.
İşin en başında bu soytarılara bulaşmamızın tek sebebi... senin Atlanta'ya taşınmak istemendi.
- You've got to move now, they're starting.
- Şimdi kıpırdamalısın.
- You ain't got to move!
— Hareket bile etmeden!
You've got to move up.
İlerlemelisin.
You've got to move up!
Hızlanmalısın!
- I have worked and slaved... suffered and put myself in hock up to my eyes... and you want me to move out because you've got the hots for Max? No way!
- O kadar acı çektim... gırtlağıma kadar borca battım... ve sen, sırf Max'a tutuldun diye evden ayrılmamı mı istiyorsun?
There, now you got less to move.
Artık taşıyacak daha az eşyan var.
- I got to move you up.
- Daha önce çıkacaksın.
- You want to move it up there? We got a plane to catch.
- Siz orada ne halt ediyorsunuz..... uçağa yetişmemiz gerek.
You're gonna get us all killed. We got to move on.
Bizi öldürteceksiniz, gitmemiz gerek.
No grace, no style! You've got to move my fingers more elegantly.
Zarafet yoksa tarz da yoktur!
If you want to move something, you've got to move it with your mind.
Bir şeyi kımıldatmak istiyorsan, zihninle yapmak zorundasın.
You got a lot of shit to move... and Joey thinks I might be interested in pursuing it.
İletilecek çok malın var... ve Joey onu takip etmeye ilgi duyabileceğimi düşünüyor.
You've got to move a little bit, feel the road.
Biraz toparlayın, yolu hissedin.
You've got 15 minutes to move your lard-asses off this ranch.
şişman kıçınızı bu çiftlikten çıkarmak için 15 dakikanız var.
You got to help me move that crane! You got to help me!
Vinci taşımama yardım et!
All right, pally, I appreciate you've got a job to do, and it's, " Move on! Move on!
Tamam dostum, yapacak bir işin olduğunu ve işin "kımılda, geri çekil bakalım" olduğunu biliyorum
Look, you've got to move them, the equipment, everything to Czechoslovakia.
Bak! Malzemeleri, makinaları yani her şeyi Çekoslavakya'ya taşıman gerekecek.
You've only got to... Stick a bomb up his arse and it wouldn't move him.
Kıçına bomba bağlasanız bile bu onu hareket ettirmez.
- I've got to move fast. If I can find you, so can he.
Seni ben bulabiliyorsam o da bulabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]