You really like her Çeviri Türkçe
564 parallel translation
You really like her?
- Ondan hoşlanıyor musun?
Could it be you really like her?
Gerçekten onu seviyor musun?
You really like her, don't you?
Onu gerçekten seviyorsun, değil mi?
You really like her, Carlos?
Onu gerçekten beğeniyor musun?
You really like her, and it's scaring you.
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, ve bu seni korkutuyor.
- Sounds like you really like her.
- Ondan hoşlanmışa benziyorsun.
You really like her, huh?
Onsan hoşlandın, ha?
I can't believe because you really like her, you won't tell us about your sex.
Sırf ondan hoşlanıyorsun diye bize sevişmelerinizi... Anlatmadığına inanamıyorum.
- You really like her, don't ya?
Ondan cidden hoşlanıyorsun, değil mi?
You must really like her, Pepe
Ondan gerçekten hoşlanmış olmalısın, Pepe.
Then you get to see things like they really are.
O zaman her şeyi olduğu gibi göreceksin.
Do you really think that all women are like that?
Her kadının gerçekten böyle mi olduğunu düşünüyorsun?
Tomorrow morning when you're sitting down drinking your coffee, just sip on your coffee, real easy like, and talk to her like what you're saying ain't really that important to you.
Yarın sabah kahve içmek için oturduğunuzda, kahvenden bir yudum al, sanki senin için gerçekten önemsiz bir şey söylüyormuş gibi konuş onunla.
Just as well, you wouldn't really like it.
Her zamanki gibi, bundan pek hoşlanmazdın.
This is really touching but if you run away, I will kill her and I don't like this.
Gerçekten çok dokunaklı ama kaçarsan, onu öldürürüm. Ve bu hoşuma gitmez. Ben adam öldürmeyi severim.
You really think I look like her?
Gerçekten ona benziyor muyum?
You act like you really were her father.
Gerçekten babasıymışsın gibi davranıyorsun.
I'd really like to see her, if you don't mind.
Onu gerçekten görmek isterim, bir sakıncası yoksa.
I think flaunting her like this is actually a sign that he really cares about you.
Sanırım o kızla böyle gösteriş yapıyor olması aslında hala seninle ilgileniyor olduğunun işareti.
You really do like her, don't you?
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, öyle değil mi?
Sounds like an Assistant Typist orsomething, whereas you're really in charge of everything.
Kulağa "mübaşir" der gibi geliyor. Oysa ki gerçekte her şeyde yetkili sizsiniz.
Would you like to tell her... who she really is?
Ona anlatmak ister misin? Gerçekte kim olduğunu.
Well, it seems, somebody wanted to find his way to Winchester, and George, he really is such an eccentric, you might mistake him for a scarecrow, I mean, his legs are all astray, his arms always thrust out like this, his head shaved like a turnip, and on his head he wore the most extraordinary hat -
Winchester, yolunda onu görenler yardım isterdi, ve George, gerçekten, garip biriydi, korkuluğa benzediği için yanılabilirsiniz, kastettiğim, bacakları korkuluk gibi, her zaman harbe hazır, bunun gibi, tıraşlı başı şalgam gibiydi,
Well, I'd assume we were having a big lad's joke about back-tickle, as the way we healthy fellows often do, and I'd grab you for a friendly wrestle and then we'd probably slap each other's sides like jolly good chums and laugh at what it would be like if we really did... fancy each other.
Öyleyse, biz sağlam dostların her zaman yaptığı gibi, güldürmek için sıkı bir espri yaptığını varsayar, seninle dostane bir güreş tutar, neşeli dostlar gibi, birbirimizi tokatlar, eğer gerçekten birbirimizi sevseydik, nasıl bir şey olacağına dair gülerdik.
I REALLY WANT YOU TO LIKE HER SO MUCH.
Çok heyecanlıyım. Onu beğenmeni ben de gerçekten çok istiyorum.
I think that's what the end of the season really is this like hope that she's not totally lost him forever y know for the record the boat was named after you at the end of last season Seth just takes off an he leaves her a letter
Sadece şunu bilmeni istiyorum. Bunu neden yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Teşekkürler.
Any way, like I was telling your father here you know... you really got a look.
Her neyse, babana bahsettiğim gibi.. Biliyor musun sende o bakış var. Sende o zerafet dedikleri var.
You really do like her, dontcha?
Onu gerçekten seviyorsun değil mi?
Really, huh? Like she doesn't have a regular weekly appointment is that what you're saying?
Her hafta düzenli randevu almıyordu, öyle mi?
You really do like her more, huh?
Ondan daha çok hoşlanıyorsun, ha?
she had this really tight dress on... you know, the kind with the push-up bra... and her breasts were, like, poppin'right out.
üstünde çok dar bir elbise..... hani göğüsleri sıkıştıran sütyenlerden vardı. Göğüsleri de dışarıya doğru fışkırmıştı.
Like, I wanted to call a wedding coordinator to make the whole thing... really, really beautiful, and you want to call Gabe at the Steak Pit.
Düğün organizatörü çağırıp her şey güzel olsun istedim. Ama sen Et Çukuru'ndaki Gabe'i aramak istedin.
You know, like, you're really happy to hear from her.
Bilirsin, sesini duymaktan gerçekten mutlu olmuş gibi.
Like you really miss her.
Gerçekten özlemiş gibi.
You really like to make everything sound pointless and stupid.
Her şey sana göre saçma ve aptalca, değil mi?
My God, you really do look like her.
Tanrım, gerçekten ona benziyorsun.
You must really like her.
Ondan gerçekten hoşlanmış olmalısın.
And I really think that if you gave her a chance, you'd like her.
Ve eminim ki eğer ona bir şans verirsen, onu seveceksin.
You really make it hard to like you, you know that?
Her şeyi daha da zorlaştırdığının farkında mısın?
She-She-She really want to know if you like her also.
* Ondan gerçekten hoşlanıp hoşlanmadığını da merak ediyor.
And she really wants to know if, uh - Oh. if she - if you like her also.
* Senin de ondan hoşlanıp hoşlanmadığını... *... çok merak ediyor.
She's very nice, I think you're really gonna like her.
O çok güzel, ben gerçekten onun gibi ki onlar düşünüyorum.
Yeah, I think I'm really scared that I'm gonna turn out just like her, you know?
Evet, sanırım gerçekten korktum. Onun gibi olmaktan korktum.
Truth is we don't really know each other very well and, you know what if she did reject me, I'd end up going to work every day feeling like a fool.
Gerçek şu ki birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz. Beni reddederse her gün işe kendimi aptal gibi hissederek giderim.
I really hope you won't like her though
Dilerim beğenmezsin.
Like an old shoe. Or a rug you walk on every day, but don't really see.
Eski bir ayakkabı ya da her gün üstüne bastığın ama görmediğin halı gibi.
YOU REALLY SHOULDN'T UPSET HER LIKE THAT.
Onu bu şekilde huzursuz etmemelisin.
She comes to you for help and you let her go off with this like... really violent stalker guy who tracked her down. Wait a minute.
Sana sığınmaya gelmişti ama onun o serseriyle gitmesine izin verdin.
I think you'd really like her work, Harry.
Onun çalışmasını seveceğini düşünüyorum Harry.
Just tell them what really happened, that you found her like that.
Gerçekte ne olduğunu anlat. - Onu böyle buldun.
You look a lot like her Do I really?
O seni doğururken öldü.
you really do 96
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really hurt me 29
you really 167
you really mean it 21
you really want to know 115
you really don't get it 45
you really think 43
you really don't remember me 23
you really shouldn't have 29
you really think so 206
you really hurt me 29
you really 167
you really mean it 21
you really want to know 115
you really don't get it 45
you really think 43
you really don't remember me 23