You should know Çeviri Türkçe
15,901 parallel translation
Oh, and, uh, you should know.
Bu arada bilmelisin.
You should know that.
Bunu bilmelisin.
Sorry, but I thought you should know.
- Kusura bakma, bildiğini sanıyordum.
A prosecutor visited me. I thought you should know.
Bir savcı beni ziyarete geldi, bilmeniz gerekir diye düşündüm.
Anyway... I thought you should know,
Her neyse, bilmen gerekir diye düşündüm.
You should know that.
Bilmen gerekir.
You should know something.
Bir şey söylemem lazım.
I just thought that you should know that some of your new guards are stopping girls for no reason - and being extra invasive.
Bilmenizi isterim ki yeni gardiyanlarınızdan birkaçı kızları sebepsiz yere durdurup ekstra işgalci davranış sergiliyorlar.
Still, you should know the truth... about the Utrom.
Ancak, Utrom hakkında bir gerçeği.. .. bilmeniz gerekiyor.
You should know.
- Sen bilirsin.
Who said you should know how to cook?
Yemek pişirmeyi bilmen gerektiğini kim söyledi?
And you should know Lieutenant Burk is stable.
Ayrıca Yüzbaşı Burk'un durumu da stabil.
There's one more thing you should know.
Bilmen gereken birşey daha var.
But you should know better than anyone ; I have no allegiances, only an enemy.
Ama şunu herkesten iyi bilmeniz gerek ; benim müttefikim yok sadece düşmanım var.
I thought you should know.
Bilmen gerektiğini düşündüm.
Since you so loyal to Ghost, I got something you should know.
Ghost'a bu kadar sadık olduğuna göre bende bilmen gereken bir şey var.
About that other project I've been working on, you should know I haven't stopped looking for them.
Üstünde çalıştığım diğer konuya gelince onları aramayı bırakmadığımı bilmeni istiyorum.
I thought that you should know that there's nobody to let anyone in the dressing rooms, and it's starting to get a little weird.
Soyunma odalarında kimse yok ve biraz tuhaflaşmaya başladı. Bilmen gerekir diye düşündüm.
You of all people should know how dangerous it is out there.
Herkesten çok senin dışarısının ne kadar tehlikeli olduğunu bilmen gerek.
You of all people should know how dangerous it is out there.
Dışarının ne kadar tehlikeli olduğunu en iyi senin bilmen lazım.
I know I should have called you right back.
Seni geri aramam gerekiyordu biliyorum.
If you know so much, maybe I should be asking you.
Bu kadar çok biliyorsan, belki de soruları soran taraf ben olmalıyım.
He should have one of those, you know, those card things when you get there.
Uçaktan indiğinde seni elinde kartla falan bekliyor olacak.
Now that you have the Cup, you know you should be back at the Institute, protected.
Kupa'yı sende olduğu için Enstitü'de koruma altında olman gerekiyor.
I don't know what you didn't do or what you should have done... but the guilt... the guilt... means your work is not yet finished.
Ne yapmadığını veya ne yapman gerektiğini bilmiyorum ama suçluluk suçluluk işinin henüz bitmediği anlamına gelir.
You, of all people, should know he's a psychopath.
Herkesten önce senin onun psikopatlığını bilmen gerek.
Look, I know I make a gorgeous baby, but I should warn you.
Bebekliğimin çok tatlı olduğunu biliyorum ama sizi uyarmalıyım.
Perhaps you should, uh, drop by Lux sometime, and we... could, you know...
Bir ara Lux'a da uğrarsın belki.
You know, if sitting here not being entertained is so terrible, then maybe it's a sign you should be somewhere else.
Eğer burada oturup eğlenemediğini düşünüyorsan.. ... başka bir yere git.
You know, if sitting here not being entertained is so terrible, then maybe it's a sign you should be somewhere else.
Eğlence olmadan burada öylece oturmak o kadar kötüyse başka bir yerde olman gerektiğine dair bir işarettir belki de.
You know, I never should have let you go in there.
- Asla oraya gitmene izin vermemeliydim.
Look, I know I dropped this huge bomb on our friendship when I kissed you and should have told you how I felt a long time ago.
Seni öptüğümde ilişkimize kocaman bir bomba attım biliyorum. Ve sana nasıl hissettiğimi çok uzun zaman önce söylemeliydim.
You know what? We should get onstage.
Sahneye çıkmalıyız.
And, as you must know by now, I have plenty of opinions about how everyone should live their lives.
Zaten biliyorsundur insanların kendi hayatlarını nasıl yaşayacağına dair görüşlerim vardır.
You know, it should have worked.
İşe yaramalıydı.
I know that you don't know what you're going to do yet, but I... There are some things that I think we should talk about as a couple.
Henüz ne yapacağını bilmediğini biliyorum ama bir çift olarak konuşmamız gereken şeyler var.
Should I know you guys?
Sizi tanımalımıtım?
You should also know that I am carrying Rollo's child.
Ayrıca Rollo'nun çocuğuna gebe olduğumu bilmeniz gerek.
You should let your dad know you're okay so he doesn't worry.
İyi olduğunu babana söylemelisin ki senin için endişelenmesin.
There's something else about me that you should probably know.
Hakkımda bilmen gereken bir şey daha var.
Before you do, you might be interested to know that there should not be another glitch in your code.
Gitmeden önce bilmen ilgini çekebilir. Kodunda bir tane daha kusur yok.
You know, if that's a dating service, you should try badge bunnies.
Eğer eskort servisiyse sadece polislerle çıkan kadınları denemelisin.
I thought you should know.
Bilmeniz gerekir diye düşündüm.
You got to teach me whatever it is you know about women, because she should hate your breathing guts by now.
Bana kadınlarla ilgili ne biliyorsan öğretsene ya çünkü şimdiye kadar senden nefret etmesi gerekiyordu.
I wasn't going to get you anything, obviously, but... my wicked stepmother said seeing as we're roommates and all, you know, probably should - it's a harmonica.
Şey ben sana bir şey almayacaktım tabii ki ama habis üvey annem dedi ki, hani oda arkadaşı falan olduğumuzdan muhtemelen... Bir mızıka.
Now, it's only fair if I get to know you better, you should get to know me better.
Adil olan, ben sizi yakından tanıyacaksam siz de beni yakından tanımalısınız.
I think we should do it more often, you know?
Daha sık çıkmalıyız bence.
People should know that you are a taken man.
İnsanlar senin çoktan kapıIdığını bilmeli.
Hey, I know. Maybe I should give the plane tickets to you and Iris.
Belkide biletleri sana ve Iris'e vermeliyim.
I know who I am, and you should, too.
Kim olduğumu biliyorum ve sen de bilmelisin.
I just thought you should know.
Sadece bilmen gerekir diye düşündüm.
you should know better 74
you should know that by now 28
you should know that 172
you should know this 26
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know that by now 28
you should know that 172
you should know this 26
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36
you shouldn't say that 24
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36
you shouldn't say that 24
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384