You should know better Çeviri Türkçe
496 parallel translation
"Mr.'R', you should know better."
Bay'R', daha iyi bilmeliydiniz.
- You should know better than that.
- Bunun saçmalık olduğunu bilmen lazım.
You should know better than to take off your boots in a foxhole.
Siperde çizmeni çıkarmaman gerektiğini bilmiyor musun?
It's frozen solid! You should know better than that!
Dışarısı donma noktasının çok altında, bunu bilmeliydin!
You should know better, shouldn't you?
Sen daha iyi biliyorsundur, değil mi?
You should know better than to fool around with him.
Onunla oynaşmaktan daha iyisini bilmeliydin.
You should know better, taking young girls for taxi rides.
Sen daha iyi bilirsin. Genç kızları taksiyle gezdiriyorsun demek.
You should know better than anyone that these things happen.
Bu şeylerin olduğunu herkesten daha iyi biliyor olman gerekir.
You should know better You were in love
Sen daha iyi bilmelisin Sen de âşıktın, öyle söyledin
Or so you said You should know better
Sen daha iyi bilmelisin
You should know better than to risk his displeasure.
Hoşnutsuzluğun risklerini daha iyi bilmen lazım.
- You should know better too.
- Sen daha iyi bilirsin.
You should know better than anyone what I'm going through right now.
Sen benim şimdi neler yapacağımı herkesten iyi biliyorsun.
You should know better than me!
Sen benden daha iyi biliyorsun!
You should know better.
Sen bilirsin.
You should know better than to ask me for money.
Para istemekten daha iyi birşeyler yapmalısın.
Now, you should know better to come here on a day like this... when Mabel's coming out of the hospital.
Fakat biliyorsunuz ki Mabel'in hastaneden döndüğü böyle bir günde sizler burda olmasanız daha iyi olacak.
Only by now, you should know better.
Ama artık beni daha iyi tanımışsındır.
In their opinion, you should know better. That's the word that's around.
Onlara göre, yaptıklarına dikkat etmen gerekiyormuş.
You should know better than make such a detour.
Böyle bir yoldan varamayacağınızı iyi bilmeliydiniz.
Daisuke, you're older than him, you should know better!
Daisuke, sen ondan büyüksün, daha iyi biliyor olan gerek!
Philip, as a specialist in legal affairs... you should know better than anyone, Diana is not military attaché.
Philip, hukuki meselelerde bir uzman olarak, herkesten daha iyi bilirsin ki, Diana askeri ateşe değil.
You should know better.
Daha iyi olmalısın.
You should know better than anyone.
Ama senin bunu herkesten daha iyi bilmen gerekiyor.
Franklin, you should know better than that.
Franklin, bunu sen daha iyi biliyor olmalısın.
Mama, you should know better.
Anne sen daha iyi bilirsin ne denebilir.
Well, if you'd done your duty by him as a mother should, he'd know better than to spoil a poor girl's flowers and run away without payin'.
Annelik görevini adam gibi yapsaydın zavallı bir kızın çiçeklerini mahfedip parasını ödemeden sıvışmazdı.
Well, I should know better than to be bothering you.
Sizi rahatsız etmesem iyi olacak.
But you and I should know better.
Sen ve ben daha iyi biliyoruz..
I should know better than to expect you to be human.
İnsan gibi davranmanı beklememeliydim.
No one should know better than you.
Sizden daha iyi kimse bilemez.
- lt's not you. Mel should know better.
- Seni suçlamıyorum ama bunu Mel'den beklemezdim.
You should know our Catherine better than that!
Catherine'ın bundan çok daha yaratıcı olduğunu bilmen gerekir!
You should know me better.
Beni daha iyi tanımalısın.
I should be happy to help you know my country better, if at any time I can.
Ülkemi daha iyi tanıyabilmeniz için size yardım etmek beni çok mutlu eder.
You're right, Carter, I should know better.
Haklısın Carter. Daha çok farkında olmalıydım.
You should know me better than that.
Sen beni hiç tanımamışsın.
You see, I have my own ideas about what newspapers should be... and I know they can be a great deal better than they are.
Gazetenin nasıl olması gerektiği konusunda kendi fikirlerim var... şu an olduğundan çok daha iyi olabilir.
No one should know better than you, darling.
Kimse senden daha iyi bilemez, sevgilim.
You should know me better than to think that
Belki sen de beni daha iyi tanımalısın, ne dersin!
By now you should know her better.
Bundan daha akıllısın.
And, as you say, ma'am, I don't know why I should be ashamed of looking at him, even though he is my better.
Dediğiniz gibi ben de ona bakınca neden utandığımı bilemiyorum. Benden daha güzel de olsa.
I should have thought you'd know Oliver better than that, Mr. Pym.
Oliver'ı daha iyi tanıdığınızı sanıyordum, Bay Pym.
You've caused trouble twice already you should know there'll always be someone better
Şimdiden 2 kere bela çıkardın Her zaman senden daha iyileri olduğunu bilmeliydin
You know... maybe you should get outta here. Go back to the States when you're feeling better.
Belki de buradan çıktığında Amerika'ya dönmelisin o zaman kendini çok daha iyi hissedersin.
I suppose you know better than I whom I should date?
Galiba kimle çıkmam gerektiğini sen benden daha iyi biliyorsun.
You know, you better crank this up, they should be here any minute.
Şunu çalıştırsan iyi olur, her an burada olabilirler.
You should know that better than anyone.
Bunu herkesten iyi senin bilmen gerekir.
You, better than anyone, should know how destructive that can be.
Bunun ne kadar dikkat dağıtıcı olabileceğini herkesten daha iyi bilmelisin.
- Now, you should know better than that.
- Bunu bilmen gerekirdi.
You should've gotten to know him better, but you didn't have much choice.
Keşke onu daha iyi tanıyabilseydin, ama fazla şansın olmadı.
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36