English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You weren't here

You weren't here Çeviri Türkçe

1,289 parallel translation
You weren't here, so I gave Collins the gent first.
Burada değildin. Ben de Collins'e Gentamicin verdim.
You weren't here yesterday.
Dün burada olan sen seğildin.
You weren't even supposed to be here.
Burada olmayacaktın bile.
The last time I was here you said there weren't gonna be any solar flares for 4.8 cycles.
Buraya son geldiğimde bana güneş patlamalarının her 4.8 devrede bir meydana geldiğini söylemiştin.
It made me sad you weren't still here.
Hala burada olmaman beni üzdü.
If I weren't stuck here I'd harpoon you in the eye
Eğer buraya sıkışık olmasaydım Gözlerinizi oyardım
I BET YOU WEREN'T EXPECTING TO SEE DAVID HERE, HUH?
Bahse girerim David'i burda görmeyi beklemiyordun, ha?
Why'd you come up here, if you weren't into something happening?
Bir şeyler olmasını istemediysen buraya neden geldin ki?
I'm thinking whe n you first came here, the panic attack with ducks. As i remember it you wer e grilling meat, weren't you?
Düşünüyorum da, ilk geldiğinde, ördek yüzünden olan panik ataklar hatırladığım kadarıyla et kızartıyordun, değil mi?
- Mason paged me'cause you weren't here.
- Burada olmadığın için Mason beni çağırdı.
Mason was crushed that you weren't here today.
Mason burada olmamana çok üzüldü.
I got panicked you weren't gonna be here, that you left too.
Şey, orada olmayınca panikledik. Sen de ayrıldın.
Weren't we talking about you here?
Seni konuşmak için buraya gelmedik mi?
You weren't here.
Sen burada değildin.
Yeah. If it weren't for you, I wouldn't be here.
Sen olmasan, burada olamazdım.
You weren't here.
Burada değildin.
You weren't even here!
Sen burada değildin ki!
I'm regretful you weren't here to see it.
Maalesef sen buna şahit olamadın.
If the girls weren't here, I would tell you what I hear.
Eğer kızlar burada olmasalardı, sana ne duyduğumu anlatırdım.
Seems to me if it weren't for that little girl... you'd all still be standing here with your pockets empty.
O küçük kız umudunu kaybetti. Sihirli bir geceydi kızım.
If you weren't rich, you wouldn't be here.
Zengin olmasaydınız bu güzel yerde olmazdınız.
- Weren't you born here?
- Sen burada doğmamış mıydın?
I wouldn't love if you weren't here. I would live, exist, like in a jelly.
O gün durakta olmasaydın seni sevemezdim, hâlâ yaşardım ama hapisteymiş gibi.
- You weren't here to help me.
- Burada kalıp yardım etmedin ki.
But how could you know that if you weren't here?
Ama burada değildiysen nasıl bildin bunu?
I skipped the last 3 years because you weren't here
Ben 3 yıldır sen yoksun diye gitmiyordum.
Isn't it time you weren't here?
Gitme zamanın gelmedi mi?
I thought you weren't coming here again.
Buraya tekrar gelmeyeceğini sanıyordum.
But you weren't fooling around with an old flame here, okay?
- Tamam ama sen eski aşkınla oynaşmıyorsun.
-... you weren't here every day of mine.
Sen de her gün benim yanımda değildin.
Listen, I know you weren't that keen on giving him a ride out here but what was I supposed to do, Pacey?
Dinle, onu buraya getirmek için sabırsızlanmadığını biliyorum. Ama ne yapmamı bekliyordun, Pacey?
- Well, you weren't here.
Burada değildin.
Look, you weren't here.
Burada değildin.
You weren't here, and I didn't know what to do.
Panikledim. Tamam mı? Orada yoktun ve ne yapacağımı bilemedim.
I get the feeling you weren't sent out here by the High Command.
Buraya Yüksek Kumandanlıkça gönderilmediğinizi seziyorum.
It made me sad you weren't still here.
Burada olmadığın için üzüntü çöktü üstüme.
Have you ever had two people who weren't wearing crowns.. spend this much money here?
- Hiç taç takmayan iki insanın bu kadar harcama yaptığına şahit olmuş muydun?
I thought you said you weren't gonna let vegetarians in here anymore.
Hani artık vejetaryen müşterileri kabul etmeyecektin?
No, you said you weren't gonna let vegetarians in here anymore.
- Hayır, onu sen söyledin. - Ama bu gece fırında pirzola yapacağım.
Well, how do I know you weren't showering and the hot water went out and you rushed down here with nothing but a teeny tiny towel in front of ya.
Duş alırken sıcak su bittiği için önünde minicik bir havluyla kendini dışarı atmadığını nereden bileyim.
I wouldn't even be in here if it weren't for you people.
Siz olmasanız burada olmayacaktım.
- Weren't you here last Sunday?
Geçen Pazar da burada değil miydiniz? Evet. Buradaydım.
I'm Roger, and you weren't supposed to be here.
Adım Roger. Burada olmamanız gerekiyordu.
I was not angry because you weren't here.
Orada olmadığın için kızgın değildim.
Weren't you supposed to be here with me, working on the garage door?
Benimle buluşup garaj kapısını tamir etmeyecek miydin?
Well, I did it by going through your stuff when you weren't here.
Evet, bunu sen yokken senin şeylerini karıştırarak yaptım.
You weren't here at 3 : 00 when I called.
Saat 3'te aradığımda açmadın.
I thought you weren't coming here anymore - This guy is a thief
Anlayamadım?
- You weren't followed here?
- Seni takip eden yoktu değil mi?
I mean, I love living here, but... yesterday you said you weren't happy, and I'm assuming that destroying your bed and collapsing on your boyfriend wasn't exactly a mood lifter.
Ben burada yaşamayı çok seviyorum ama dün mutlu olmadığını söyledin ve tahminim yatağını kırıp erkek arkadaşının üstüne düşmem, keyfini yerine getirmemiştir.
Weren't you surprised to see Frédéric Auger here?
- Frederic Roger sizin bir arkadaşınız gibi görünüyor. - Onu burada görmek sizi şaşırtmadı mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]