You will not Çeviri Türkçe
17,381 parallel translation
Promise me if we ever do get married, you will not do that dance at our wedding.
Bir gün evlenirsek nikahımızda bu dansı yapmayacağına dair söz ver.
Even when I'm dead, you will not see him.
ÖIdüğüm zamanda bile onu görmeyeceksin.
If you win tomorrow, you will not win alone. Millions of girls like them will win along with you.
Yarın karşılaşmayı kazanırsan, sadece sen değil onlar gibi milyonlarca kız da seninle birlikte kazanacak.
"You will not leave the bed you are lying on. " You will not leave the bed you are lying on. You will certainly die! " So Elijah went.
"Yattığın yatağı terk etmeyeceksin, kesinlikle öleceksin!" Böylece İlyas gitti.
And while many of you will be placed in these programs, most of you will not.
Bazılarınız bu programlarda kendilerine yer bulacak ama bir çoğunuz da bulamayacak.
You will not be meeting with the duke.
Dük'le sen buluşmayacaksın.
Do so now or you will not live to see the sun rise tomorrow.
Öyle yapın yoksa yarın güneşin doğduğunu göremeyeceksiniz.
These are not images you will see on television or in the mainstream media.
Bunlar televizyonlarda veya ana akım medyada görebileceğiniz - görüntüler değil.
These are not images you will see on television.
Bunlar televizyonda göreceğiniz görüntüler değil.
Not that I don't think this is an awesome idea. Like, it totally is, but what exactly are you hoping Lex will be able tell us if this works?
Bunun harika bir fikir olduğunu düşünmediğimden değil, çünkü gerçekten öyle, ama eğer çalışırsa Lex'in bize neler anlatabileceğini umuyorsun?
I am calling to tell you that it's not my shift tomorrow. I will leave your things in the guest locker.
Sizi, yarın çalışmayacağımı, eşyalarınızı misafirler için özel dolaba koyduğumu söylemek için aradım.
I will not allow you to be buried in a pine box.
cam bir kutunun icinde gomulmene izin veremem.
If you do not follow them, you will be charged with mutiny and summarily executed for desertion.
Emirlere itaat etmezseniz ayaklanma ile suçlanıp firar etmekten idam edilirsiniz.
Okay, do not have a heart attack, but when you take off your blindfold, you will be standing in front of none other than the legendary superstar... - Who? -...
Kalp krizi geçirme sakın ama gözlerini açtığında karşına çıkacak olan şey efsanevi yıldız biricik...
You must not approach... Anyone disregarding these orders will be severely punished.
Bu emirlere karşı çıkanlar şiddetli bir şekilde cezalandırılacaktır.
If you want, I have a stepdaughter at home who will treat you with scorn and resentment and not pay you a dime.
Dilersen evde sana tek kuruş ödemeyip seni hor görecek ve gücendirecek bir üvey kızım var.
How we handle it, how we handle ourselves will determine whether or not we survive it, so you want the truth?
Bununla ve kendimizle nasıl baş edeceğimiz hayatta kalıp kalmayacağımızı belli edecek yani doğruyu mu istiyorsunuz?
- I will get to this, just not right now. - Trust you!
- Güvenmek mi!
Well, why don't you hand those over and not another word will be said.
Neden bana onları verip çeneni kapamıyorsun?
They will not take it from you.
Onları senden alamayacaklar.
Lorraine will not be pleased that you are pursuing your own vendetta.
Lorraine kişisel intikamının peşinden gittiğini öğrenirse memnun kalmayacak.
I assume this will not trouble you unduly?
Bunun seni gereksiz yere derde sokmayacağını varsayıyorum?
Chip, will you tell my daughter that she has an uncle who is a selfish prick, and that he's the only one allowed to have dreams in this family, and that she's not gonna be able to go to the volleyball tournament because of your attitude.
Chip, kızıma amcasının ne kadar bencil bir puşt olduğunu ve ailede hayallerinin peşinden gitmesine izin verilen tek kişi olduğunu ve tavrın yüzünden voleybol turnuvasına gidemeyeceğini söyler misin?
If you're not charged within 24 hours of the original arrest you will be released, however I... will seek the authority for a 12-hour extension.
24 saat içinde başta yapılan tutuklamadan suçlanmazsan serbest bırakılabilirsin ancak ben... 12 saatlik ek süre için izin almaya çalışacağım.
They're not here for you, then? Not yet. But they will be.
- Seni almaya gelmemişler mi?
- I will not allow you to poison anymore souls with your hatred and bile!
- Nefretin ve garazınla başkalarını da zehirlemene müsaade etmeyeceğim artık.
But I will not allow you to cook chicken in my kitchen!
Ama mutfağımda tavuk pişirmene sessiz kalamam.
My dream will be fulfilled, when you win gold, not for yourself, but for your country.
Hayallerim, kendi adına değil ülken adına altın madalya kazandığında gerçekleşecek.
Uncle, you've gathered the knowledge, but how will you pass it on?
Amca, bir sürü not çıkardın. Nasıl ulaştıracaksın peki onları?
If you do not at least let us speak to the attending in charge, we'll be forced to file an injunction, which will call into question not only you, but every nurse and doctor in this department.
En azından görevli adamla konuşmamıza izin vermezsen dosyalamaya zorlanırız ki bu da sadece seni değil bu departmandaki bütün doktor ve hemşireleri sorguya çekmek zorunda kalırız.
But you must understand, I will not allow anyone to do harm to Emir.
Ama şunu bilmelisin ki kimsenin Emir'i incitmesine izin vermem.
I can promise you, Governor, and the rest of America that it will not just be talk.
Size ve Amerika'nın geri kalanına bunun sözünü verebilirim, Valim. Sadece konuşmada kalmayacak.
If you do not cast your votes, you will forfeit them.
Eğer oylarınızı vermezseniz, onları kaybedersiniz.
I will take it this is a mistake of inexperience, not an accusation against an ally that you wish to turn into an enemy.
Tecrübesizliğinizin hatasının sorumluluğunu alacağım. Ortağıma bu suçlamayı yöneltmeyeceğim. ... düşmanım olmak isteseniz bile.
And we will not rest until I can come to this podium and make another announcement like this one, informing you of his safe return.
Ve yine buraya çıkıp kendisinin güvenli bir şekilde dönüşünü bildirene kadar ara vermeyeceğiz.
They have promised me they will only charge you for kidnapping... not as terrorists.
Seni terörist olarak değil, adam kaçırma suçundan yargılayacaklarına söz verdiler.
I will not disappoint you.
Sizi hayal kirikligina ugratmayacagim.
And consorting with commoners will not further you in that regard.
Ve siradan halka takilmak bu yetenegini daha da gelistirmez.
You're not alone. We will figure this out together, OK?
Bunu beraber halledeceğiz, tamam mı?
You better not be taking advantage of my boy, Will.
Will'den yararlanmaya kalkmayasın sakın.
- Look, I don't care what do you with your life, but I'm not gonna let you endanger Will's.
- Senin hayatın... senindir. Ama Will'i tehlikeye atmana izin veremem.
You're not in the clear because I'm coming after you now, and I will do whatever it takes to catch you.
Henüz temize çıkmış değilsin, bilesin ki peşindeyim Seni yakalamak için ne gerekiyorsa yapacağım.
They won not just because of hard work, but because of resourcefulness, which will be one of your most indispensable assets in the field, because this job will force you to confront many difficult questions.
Sadece, çok gayret ettikleri için değil, aynı zamanda kapasiteleri, sayesinde ki.. sahada çalışırken ihtiyacınız olacak buna. Bu işte maalesef birçok zor durumla karşılaşacaksınız.
And if you try to turn King Phillip against us with lies, if you attack my country or Mary in any way, I will not hesitate to share with your father the ghastly details of your visit.
Eğer Kral Philip'i yalanlarla bize karşı kışkırtırsan eğer ülkeme ya da Mary'e saldırırsan babanla ziyaretindeki korkunç detayları paylaşmaktan hiç çekinmem.
The door will be locked when you stagger back, and you can bang as loud as you like. You'll not get back in. - OK.
Sarhoş geldiğinde kapı kilitli olacak, ne kadar bağırsan da içeri giremeyeceksin.
Everyone will salute me. And not just my wife but people will also address you by my name.
Sadece karım değil... insanlar senide benim adımla anacak.
Who are these two... I will not spare you.
Canını bağışlamam.
Will you join me outside? Why not?
- Benimle dışarıya gelecek misin?
It's not a question of whether you'll be found guilty, but WHEN, and what the sentence will be!
Mesele eğer suçlu bulunacak mısın değil,'ne zaman've cezanın ne olacağı.
Not only will I walk out of here, but you will make sure I leave safely.
Buradan çıkmakla kalmayacağım, güvenle çıkmamı da sağlayacaksın.
Ok, I'm not trying to be in your business, but maybe showing a softer side will get you more hits. Femus! Matt.
Tamam, işine karışmaya çalışmıyorum ama belki de biraz yumuşak tarafını göstersen daha çok istek alırsın.
you will not regret this 23
you will not die 18
you will be 199
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will come 25
you will not die 18
you will be 199
you will be dead 18
you will regret it 32
you will see 125
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will come 25