Excuse me Çeviri Türkçe
48 parallel translation
Он сказал, "простите, леди".
Yani excuse me dedi.
Извините меня.
Excuse me. "
Excuse me. - тебе надо...
- Duke, bence sen gerçekten...
Привет, я Дженни.
Excuse me Merhaba. Merhaba Jenny ediyorum.
Простите, вы не знаете, где находится Дорога Ченгду?
Excuse me Nerede olduğunu biliyor musun Chengdu Yol nedir?
Счёт, пожалуйста.
Evet. Excuse me Lütfen kontrol edin.
Джулианна, я могу поговорить с тобой, пожалуйста?
Excuse me Merhaba, Julianne, um, Sizinle konuşmak bir saniye, lütfen?
Прости?
Excuse me!
Excuse me.
İzninizle.
Excuse me! ( Извините! )
Afedersiniz!
Excuse me.
Affedersiniz.
Excuse me.
Affedersiniz,
Excuse me. What's up?
İzninizle.
Это немного... здесь могу я попробовать это в 7 или в 7 : 30?
Excuse me, can I try this in 7?
- Excuse me.
- Affedersin.
Bleeding out. Excuse me, Rude-y Huxtable.
Afedersin, Kaba Huxtable.
Excuse me?
Pardon?
Excuse me? Dr. Saroyan, do you have a minute for me?
Afedersiniz, Dr. Saroyan, bir dakikanızı alabilir miyim?
I haven't even gotten you a gift yet. Excuse me?
- Efendim?
Excuse me?
Anlamadım?
excuse me, may I?
Affedersin, gelir misin bi'?
Would you just excuse me for one second?
- Öyle mi? - Bana bir saniye müsaade eder misin?
Excuse me.
Müsaadenle.
Excuse me.
Kusura bakmayın.
Excuse me?
- Pardon?
Excuse me, please.
Müsaadenizle.
- Excuse me.
- Afedersiniz.
I didn't mean to, excuse me.
Öyle demek istemedim, özür dilerim.
Excuse me, what did you just say to me?
Pardon, ne dedin sen?
Excuse me.
Affedersin. Bir telefon görüşmesi yapmalıyım.
Excuse me.
- Pardon.
I told him not... - Excuse me? I don't understand where this is coming from.
Nereden çıkarıyorsunuz bilmiyorum.
- Excuse me a minute.
- Bir dakika, lütfen.
- Excuse me...
- Affedersiniz...
- Excuse me?
- Af buyur?
- Excuse me?
- Affedersin?
Что простите?
Excuse me?
А теперь извини, мне нужно размазжить кое-чей череп.
Now, if you'll excuse me, I've got a skull to bash.
Excuse me, sir.
Affedersiniz efendim.
♪ Pray excuse me
# Lütfen beni affet
♪ Pray excuse me!
# Lütfen affedin!
Now, if you'll excuse me, I've got a half a can of hot beer left in this open container I've been driving around with.
Şimdi izninle, arabayla dolaştığım süredir yanımda duran yarım kutu sıcak biramı bu açık çöplükte içip atacağım.
Excuse me, Mrs. Woods.
Affedersiniz Bayan Woods.
You guys are larping, aren't you? Excuse me.
- Siz rol yapma oyunu oynuyorsunuz değil mi?
It's the kingsleigh girl. Excuse me.
Affedersiniz.