Not me Çeviri Türkçe
114 parallel translation
OH, NO, NO, NO, NO, NO, NO, NO NOT ME
Hayır, hayır, hayır Ben değil
NOT ME ME, ME, ME, ME
Ben değil Ben, ben, ben
NOT ME!
Ben değil! Pelikanlar.
Not me. You!
Ben değil, senin adın ne.
Not me.
Ben değil ama.
I don't want to see you with Max because I can't stand the thought of you with him and not me.
Seni Max'la görmeye ve benimle değil de onunla olduğun gerçeğine dayanamıyorum.
Производство СТИВЕНА ФРИДМАНА
# You took the part # # that once was my heart # # so why not take all of me?
Я не обижаюсь, но по моим подсчетам нам все равно не хватит 300 долларов. Откуда их взять?
- Do not offend me but... eğer yanlış hesaplarsan, 300 dolar kaybedeceğiz.
Why not take all of me
Ben bir yıldız olacağım.
Не смей мне запрещать летать, Мне просто надо.
"Don't tell me not to fIy I've simply gotta"
И если кто и упадет, так это буду я, не ты же.
"If someone takes a spill it's me and not you"
♪ ♪ YOU'RE NOT THE BOSS OF ME NOW ♪ ♪
# Artık patronum değilsin. #
You're not the boss of me now
# Artık patronum değilsin. #
You're not the boss of me now and you're not so big
# Artık... # # patronum değilsin. # # Ve o kadar da büyük değilsin. #
You're not the boss of me now
# Artık patronum değilsin. # # Artık patronum değilsin. #
Now, listen, not that you guys could stop me or anything because you know, you'd be dead.
Şimdi dinleyin, siz ikiniz beni durduramazdınız... ... çünkü biliyorsunuz, ölmüs olacaksınız.
Do you not trust me with a fancy plate?
Bana pahalı bir tabak konusunda güvenmiyor musun?
That's not how you see me, is it?
Beni böyle görmüyorsun, değil mi?
"И затем будет необходимо разрубить этот узел... " And then it will be necessary to cut that knot... "... и то что это означало-бы, - не мне вам объяснять. " "... and what that would mean is not for me to explain to you. "
O zaman bu düğümü kesmek gerekecektir ki bunun ne anlama geleceğini size benim açıklamama gerek yoktur.
This is totally new to me я не уверен что я получил верный перевод. "... I'm not sure I got the translation right. "
Çevirinin doğruluğundan emin değilim. "
И этот парень пытается уговорить меня сделать что-то... And this guy is trying to tell me to do something что я считаю неправильным и не собираюсь делать. ... that I know is wrong and I'm not gonna do.
Ve bu adam yanlış olduğunu bildiğim ve yapmayacağım bir şey anlatıyor.
# Meant for someone else but not for me #
Başkası içindi Benim için değil
Knowing I'm not discreet when you leave me
# Terk ettiğinde saygılı olmadığımı da biliyorum
That I'm just not discreet when you leave me
# Terk ettiğinde saygılı olmadığımı da biliyorum
Let me see what you've got What you're made of, what you're not...
# Göreyim neyin var, nelerden var olmuş ya da olmamışsın
# Lean on me when you're not strong...
Bana yaslan, güçlü olmadığını zaman...
Not only did me and Randy do that cheerleading routine, we nailed it.
Bu ponponkız rutinini yalnız Randy'le ben yapmadık onu hakladık da.
I just need to make sure it's not... me.
Sorunun bende olmadığına emin olmak istiyorum.
And, um, I'm sure it's not gonna help for you to hear tell you this, but you're damn heroic to me.
Ve, eminim bunu duymak sana yardımcı olmayacaktır, ama sen benim kahramanımsın.
Now you're not gonna make me beg, are you?
Beni yalvartmayacaksınız, değil mi?
Ты не можешь просто так вот прийти ко мне.
You can not just fall in to me.
I wish you'd run the op, not Wilson, might have been easier on me.
Keşke operasyonu Wilson değil sen yönetseydin, benim için daha kolay olabilirdi.
But this means something to The General, so please do not make me choose sides.
Ama konu generale geldiğinde lütfen bana taraf seçtirme.
And for your father's protection, it's best if he not know that you got this from me.
Babanın güvenliği için bunun benden geldiğini bilmemesi en iyisi.
Trust me, Clark is not who you think he is.
Güven bana Clark düşündüğün gibi biri değil.
I'm not so set in my ways that I can't appreciate the way you stood up to me earlier.
Yaptığım şeyler karşısında o şekilde durmanı takdir ediyorum.
"Похожие"! Как постановка?
The like! ♪ I wish you knew I'm not the one for you ♪ ♪ you're not the one for me, and I can't stand it ♪
Not a guy that actually liked me.
Değil bir adam aslında beni sevdi.
So you're not offering me the job?
Yani beni işe almıyor musun?
And I'm not gonna let you martyr yourself for a two-day-old infant just because you feel guilty because you weren't around for me.
Beni hiç tanımıyorsun. Hiç yanımda olmadığın için suçluluk hissediyorsun diye kendini iki günlük bebek için feda etmene izin vermeyeceğim.
And I could not let her take that away from me.
Benden almasına da izin veremezdim.
You're gonna help me make sure that it's the Vulture and not the two of you.
Sen de bana o kişinin Akbaba olması yani ikiniz olmaması için yardım edeceksin.
We're not talking about El and me.
El ve benden bahsetmiyoruz
Чтобы это ни было, это не для меня.
So whatever this is, it's not for me.
I talked to Michelle, and she informed me that you're not the happiest seed on the strawberry about my dating her.
Michelle'le konuştum. Onunla çıkmam konusunda çileğin en mutlu tohumu olmadığınızı öğrendim.
How can you not remember that you were like me once?
Bir aralar benim gibi olduğunu nasıl hatırlamıyorsun?
How could you not tell me about this?
Bana bundan nasıl söz etmezsin?
Surely you're not asking me to dress up like an elf?
- Herhalde benden elf kılığına girmemi beklemiyorsun?
Maybe, if you had taken one second out of your plan to not spend one second alone with me, you might have noticed that I haven't judged you at all.
Belki, benimle bir saniye bile yalnız kalmama... planından bir anlığına ayrılabilseydin, seni hiç de yargılamadığımı fark edebilirdin...
It's actually not a great time for me.
Aslında benim için iyi bir zaman değil.
It's not up to me.
Ben karar vermiyorum.