Ерунде Çeviri Türkçe
111 parallel translation
Проведешь их пару раз, так они прицепятся к сущей ерунде.
Onları iki üç kere aldatırsın sonra küçük bir şey için üstüne gelirler.
Зачем говорить о ерунде, давай поговорим о нас?
Ama bizden konuşacakken, neden önemsiz şeylerden konuşuyoruz?
а ты всё переживаешь о какой-то ерунде.
Üzerine titreyip üzüleceğin bir ailen olmasaydı bile hiçbir şey için endişelenirdin büyük ihtimal.
Думаете, он нам по этой ерунде зачет устроит?
Sence oradaki olaydan sınav mı yapacak?
Я рад, что кто-то наконец положил конец этой ерунде.
Bu saçmalığa birisi el atıp, bir son verdiği için çok mutluyum.
Я никогда не встречала человека, который бы так много знал о всякой ерунде.
Önemsiz şeyler hakkında bu kadar çok şey bilen bir adam ilk defa görüyorum.
Всё время трепался о Белфасте, ИРА и всякой такой ерунде.
Sürekli Belfast, IRA, o gibi şeylerden bahsediyordu.
Я не мог разобраться в этой ерунде почти целый год после прихода в Звёздный Флот.
Yıldız Filosu'na katıldığımda bir yıl kadar ben de yapamamıştım.
У меня проблемы с речью. Если ты не забудешь об этой ерунде с Эльдой.. никто не сможет провести отлично время на похоронах!
Eğer bu Alda mevzusunu kapatmazsan cenazede kimse eğlenemeyecek.
- Мы с ребятами болтали о разной ерунде.
- Aptal erkeklerle yatıyor - Ne?
И не верь всякой ерунде насчет судьбы.
Bu kader saçmalıklarının hiç birine inanmadığını hatırlayacaksın.
Или ты не думал о такой ерунде?
Yoksa aklında başka şey mi var?
Только один раз, но и тогда дело было в какой-то мелкой ерунде.
Sadece bir kez, ama önemli bir şey değildi.
И все это оплачено благодаря той самой ерунде, о которой ты говоришь.
Tüm bunların parası sözünü ettiğin zırvalardan çıktı.
Кто учит тебя такой ерунде?
Bu saçmalığı sana kim öğretti?
Что? Разве ты не специализировался на изысканной кухне или подобной ерунде - прежде, чем ты продался с потрохами?
- Kudurup ruhunu satmadan önce yüksek sınıf damak zevki alanında uzman değil miydin sen?
У тебя диплом по ерунде!
Senin diploman bir boka yaramaz.
Не звони мне по всякой ерунде, пожалуйста.
Bu küçük şeyler için beni aramaman mümkün mü, lütfen?
О такой ерунде.
Bazı konularda.
Люди, говорящие о всякой ерунде... С этим ничего не поделать...
İnsanlar bir şeyler hakkında konuşuyor bu konuda bildiğin hiçbir şey yok demek istiyorum!
Без умолку болтал о чудесных каналах, гидроизоляции в накопительной системе и прочей ерунде.
Beni Venedik'te o bitmek tükenmek bilmeyen müzelere sürükleyip kanalların mucizeleri hakkında zırvalayan ve iç deniz midir nedir, o şeyin niteliklerini anlatıp duran sen değil miydin?
О его бессмертии и прочей ерунде.
Yerinde olsam endişelenmezdim.
О всей это ерунде.
Ve bütün her şey...
Если я поймаю любого участвующего в такой ерунде... не говорите, что не были предупреждены.
Bu saçmalıklarla uğraşan tek bir kişi yakalarsam demedi demeyin sonra.
Ее зовут Дженни Мандевилль. Она приходит сюда и признается во всякой ерунде.
Adı Jennie Mandeville.Şaçma sapan şeyleri itiraf etmek için buraya gelip duruyor.
Торчать в баре с этим сбродом и болтать о всякой ерунде, пока ты не объявишься.
Sen gelene kadar onlarla takılıp gereksiz muhabbetler edeyim.
Я проглядела исследования. С такими серийными убийцами, их обычно ловят случайно, на всякой ерунде.
Seri katiller ile ilgili bir araştırma yaptım hep basit ve aptalca hatalar yüzünden kendilerini ele vermişler.
Будем говорить о причёске, одежде и прочей ерунде.
Bilirsin işte, saç şekli, kıyafetler ve diğer saçmalıklar.
Зачем им понадобилось копаться в этой ерунде?
Ben neden bu işin içine çekiliyorum ki?
Да так, о всякой ерунде.
Sağdan soldan işte.
- Поверить не могу всей этой ерунде.
- Bu saçmalığa inanamam.
Мы слушали радио по дороге и там говорили о ерунде...
Yoldayken radyo açıktı ve saçma konulardan konuşuyorlardı...
У меня нет времени болтать с тобой о ерунде.
Seninle bu konu hakkında muhabbet edecek zamanım yok.
Не о ерунде, о чем-то важном.
Büyük şeyler Jack. Önemli şeyler.
Давай ты мне позвонишь и тогда мы можем забыть о всей этой ерунде.
Sen sadece beni ara ve sonra da tüm bu saçma şeylerden kurtulmuş olalım.
Ты беспокоишься о о какой то ерунде
Siste yolunu kaybetmiş gibisin.
Если ты прав о всей это ерунде вокруг аварии тогда нужно выжать максимум из каждого оставшегося мига.
Bu kaza olayı hakkında haklıysanız öyleyse ben de kalan vaktimi iyi geçirmeye çalışacağım.
Если они так придираются к ерунде...
İnsanların böyle detayların üzerinde durmaları çok saçma.
я не знаю. ћой отчим хочет, чтобы € участвовал во всей этой школьной ерунде.
Babam okuldaki şeylerle biraz daha ilgili olmamı istedi.
И всей этой ерунде. - Да, это всегда так грустно, выходить к выдаче багажа и видеть, как каждого кто-то встречает и обнимает.
En sonunda, bavullar ortaya çıkıyor ve bütün araçlar orada... evet, hala her zaman sinirim bozuluyor bavulun içinden çıkmak bu soğuk bağırışlar arasında ve herkesin buluştuğunu görmek :
Конечно, люди могут говорить что угодно о любви, верности... и другой ерунде, но самое важное... чтобы она хорошо работала с твоим членом. - Не слушай!
Tabi, insanlar aşk, sadakat ve diğer zırvalar hakkında her şeyi konuşurlar, ama önemli olan kız senin sosisini sertleştirebiliyor mu unutun!
Положи конец этой ерунде.
- Kes şu saçmalığı.
Попробуй забыть об этой ерунде.
Bu saçmalığı unutmayı dene.
Пытаюсь понять, что есть в этой ерунде, из-за чего она хорошо намазывается.
Bu şeylerin neden donmadığını çözmeye çalışıyorum.
Я... Я не уверен что это хорошая идея рассказывать вам об этой ерунде.
Bu konuda konuşmamım iyi bir fikir olduğundan pek emin değilim.
Ты все еще беспокоишься об этой ерунде с Уолтером?
Oh, hâlâ şu Walter saçmalığını mı düşünüyorsun?
Ты заморачиваешься на всякой ерунде, а когда дело доходит до важного, ты не думаешь совсем! - Я вызову подкрепление.
Küçücük şeyler için bile saatlerce kafa yorarsın ama önemli bir mesele olduğunda bir an bile düşünmezsin.
Он звонил по куче номеров. Говорил о никеле и центах, еще какой-то ерунде.
Bir sürü sayıdan, bozuk paralardan, tuhaf şeylerden bahsediyordu.
Я думал о той ерунде, про которую мы говорили, насчёт Китая.
Çin hakkında dediğin şeyleri düşünüyordum.
- Думаешь, я поверю этой ерунде?
- Bu saçmalığa inanır mıyım sanıyorsun?
Но я думаю это хорошо. Потому что мы сохранили много времени, не болтая о всякой ерунде.
Çünkü gereksiz şeylerden konuşmaktan çekindik.