English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ О ] / Они не знали

Они не знали Çeviri Türkçe

725 parallel translation
Мы полагаем, они не знали настоящей цены.
Gerçek değerini bilmediklerini düşündük.
Они не знали, что мы в беде.
Belada olduğumuzdan haberleri yok.
Все, что мне хочется знать, это... если все были такие умные, то почему они не знали, что произойдет?
Tek bilmek istediğim, madem insanlar bu kadar zeki neden olacakların farkına varamadılar?
Они не знали.
Bilmiyorlardı.
Но они не знали, что Апачи захватили всю территорию Желтой реки.
Apaçiler, bütün Sarı Nehir bölgesini ele geçirmişti.
Они не знали, что со мной делать и вышли позвонить
Telefon etmek için durdular, çünkü beni ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
Они не знали, как быть.
Onlar gerçekten ne yapilmasi gerektiğini bilmiyorlar.
Они не знали, что это был его день рождения.
Babamın doğum günü olduğunu bilmiyorlardı.
Они не знали, что запомнят этот вечер надолго.
O gece çok uzun zaman hatırlayacakları bir gece olacaktı.
Они не знали, что ты сюда доберешься.
Burada olacağını onlar bilmiyorlardı. Burada olacağını ben biliyordum.
Поначалу они не знали, что от нас ждать.
Önce hakkımızda ne düşüneceklerini bilemediler.
Когда Леонард оставил подиум, они не знали, что подумать.
Leonard podyumdan ayrıldığında ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
Они не знали, что есть люди, готовые на все!
Her şeyi yapmaya hazır birilerinin olabileceğini düşünemediler.
Деревня стояла здесь тысячу лет. Они не знали, что мы придем сегодня.
Belki 1.000 yıldır ayakta duran köy, bizim o gün geleceğimizi bilmiyordu.
Так плохо? Они не знали :
- O kadar kötü, ha?
они не знали, что она посещала меня...
Bana geldiğini bilmiyorlardı.
Они не знали как функционировать индивидуально.
Onların gemisini tesadüfen bulduğumda, kayıplardı, akılları karışmıştı.
Ибо они не знали тайную причину, из-за которой я себя так вел.
Çünkü benim böyle davranmamdaki gizli nedeni bilmiyorlar.
Мы не знали, что они будут стоить так много.
Bu kadar fazla tutacağını bilmiyorduk.
– Иначе они не знали бы, где корабль.
Joss başka türlü nereye gideceğini bilemezdi.
Если бы они знали что им нравится, они бы не жили в Питсбурге.
Bilselerdi orada yaşamazlardı.
Люди на той стороне, они никогда не знали достоинства свободы.
Bak, o adamlar özgürlük onuru nedir... hiç bilmemişler.
Когда-то индейцы не знали того, что знают сейчас, но скоро они узнают больше,
Kızılderili bilmezdi şimdi bildiklerini Artık o çok şeyler öğrendi
Они прекрасно знали, что я не сумею их забрать.
Zaten bütün paramı vermezlerdi.
Поскольку они ничего не знали о Доисторических эпохах они придумывали фантастические рассказы о летающих монстрах которые могли, без усилия поднять в воздух слона...
Yaşadığımız yerlerde bu tür ürkütücü yaratıklar ve ejderhalar hakkında, hikayeler vardır. Ne kadar sağlam ve güçlü olduklarını anlatır.
Если бы люди знали, как вредны чужие разговоры они бы никогда их не слушали, и были бы куда здоровей.
Eğer insanlar, diğer insanların dediklerini dinlemenin ne kadar sağlıksız olduğunu bilselerdi, bunu yapmazlardı ve çok daha sağlıklı olurlardı.
Они его даже не знали.
Onu tanımıyorlardı bile.
Они ничего не знали. Считали, оказывается, что она давным-давно умерла.
Uzun süre önce öldüğünü sandıklarını söylediler.
Черт, если бы они только знали они бы сразу сказали, что никогда не будут его бить.
Tanrım daha önce bu gülümsemeyi bilmeselerdi belki de onu yendiklerini sanırlardı.
Кирк был прав насчет местных. Невзирая на страх и то, что они нас не знали, они отнеслись к нам очень благородно и сочувствующе.
Korkularına ve bizim yabancı olmamıza rağmen, merhametli ve iyiler.
И они также не знали, что некоторые из Апачей уже сожгли эту переправу.
Bilmedikleri birşey daha vardı. Başka Apaçiler de iskeleyi yakmıştı.
- Они не хотят, чтобы мы знали, в чём дело. - Но что произошло?
Yanlış giden bir şey olduğunu bilmemizi istemiyorlar.
Если бы они знали, что мы здесь, нас бы уже не было в живых.
Burada olduğumuzu bilselerdi bizi çoktan öldürmüşlerdi.
Они не знали.
Dört yaşındaki bile çok vahşi.
Они не осмеливались, пока знали, что за вами стоит месье Меккаджи.
Bundan korkmuyor musun? Bay Meccacci'nin arkanda olduğunu bilseler, seni rahat bırakırlardı.
Я не хочу, чтобы они знали. Иначе они будут использовать кого-то другого для полёта.
Bu heriflerin öğrenmesini istemiyorum, yoksa uçuracak başka birini ayarlarlar.
Чтобы они не беспокоились о тебе, чтоб знали, что ты со мной.
Nerede olduğunu bilip seni merak etmemeleri için.
Это показывает что когда эти индивиды не имеют рядом обьекта в котором они бы определили темные эмоции, они начинают видеть эти вещи в самих себе которые они отказывались распознавать раньше и о которых не знали почему они появляются и как с ними справиться.
Bu insanların gizli güdülerini ifade edebilecekleri bir nesneleri olmadığı için içlerindeki, daha önce kabullenemedikleri, neden belirdiğini ve nasıl başa çıkacaklarını bilmedikleri şeyleri görmeye başlıyorlar
Они даже не знали кто это был.
Kim olduğu önemli değil.
Мои настоящие родители были богатые и красивый, но в больнице произошла ошибка, меня перепутали с другим ребенком и вот однажды раздастся стук в дверь и они появятся на пороге простирая ко мне свои рученки и скажут - " Дорогй, сокровище ты наш мы не знали.
Benim gerçek annem ve babam.. zengin ve güzeldi. Ama hastanede bir karışıklık oldu..
И теперь эти люди плачутся.. что они ничего не знали.
Ve şimdi bu adamlar... hiçbir şey bilmediklerini haykırıyorlar.
Не имеет значения, знали ли они или нет.
Bilip bilmemelerinin bir önemi yok.
И когда злодеяния... периода Сталинизма стали известны... они зарыдали, " Мы не знали!
Stalinist dönemdeki zulümler... ortaya çıkınca da... " Bilmiyorduk! Neler olup bittiğinin farkında değildik.
Давайте всякому потенциальному жениху прочитать их сначала, чтобы они знали, что черный дождь не причинил ей вреда.
İleride bir damat olursa önce bunları okumasına izin ver böylece siyah yağmurun ona hiçbir şey yapmadığını bilirler.
Мы не знали остались ли большие города, живы ли наши родители, дети, друзья, а может они сгорели или больны.
Dünyadaki büyük şehirlerin halen var olup olmadığını bilmiyorduk. Ailelerimizin, çocuklarımızın, arkadaşlarımızın yaşayıp yaşamadıklarını yanıp yanmadıklarını, hasta olup olmadıklarını bilmiyorduk.
Мы не можем защитить их в Кабрини Грин, и они это знали.
Cabrini-Green'dekileri koruyamıyoruz. Bunu biliyorlardı.
Я хочу, чтобы они знали, что я знаю что происходит и что это не сойдет им с рук.
Neler olduğunu bilsinler ki bundan sıyrılamayacaklar.
Они, наверное, даже не знали, кто на них напал.
- Bahse varım. Muhtemelen kendilerine neyin vurduğunu anlamamışlardır.
Возможно, они знали, что станция не выдержит осаду, и ушли вместе со Звездным Флотом.
Belki de istasyonun kuşatmaya dayanamayacağını bildikleri için Yıldız Filosuyla birlikte ayrıldılar.
Мои родители ходили в одну школу... но тогда они даже не знали друг-друга,
Annemler aynı liseye gitmiş ama o zaman birbirlerini hiç tanımıyorlarmış.
Они знали, что вы не позволили бы им пытать меня.
Bana işkence yapılırken öylece izlemeyeceğini de biliyorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]