Поразмыслив Çeviri Türkçe
26 parallel translation
Теперь, поразмыслив, я не уверена, что он вообще врач.
şimdi düşünüyorum da, onun doktor olduğundan emin değilim.
" Знаю, я выглядел изрядно скучающим весь вечер, но поразмыслив понял, что Роджер прав.
"Gece boyunca inanılmaz derecede sıkılmış görünebilirim ama düşününce, Roger haklı. İnanılmaz iyi vakit geçirdim."
Шеф, поразмыслив... вам в самом деле не стоит называть меня Джулиан.
Şef, ikinci kez düşününce... Bana gerçekten Julian demene gerek yok.
Я благодарен тебе, Джефф. Поразмыслив, мы решили расширить наше соглашение. И набросали дополнение к нему.
Bunu takdir ediyorum, Jeff, ama düşününce seninle yaptığımız anlaşmanın sınırlarını genişletmeye karar verdik, dolayısıyla senin anlaşmana bir ek hazırladık.
И я знаю, что поразмыслив об этом, ты поймёшь, что я просто пытаюсь быть тем человеком, которым ты научил меня быть.
Ve biraz düşünürsen, sadece bana öğrettiğin gibi biri olmaya çalıştığımı anlayacaksın.
Но затем, поразмыслив об этом, я не смогла понять, зачем ей так утруждаться.
Ama sonra düşününce neden bu zahmete katlandığını anlayamadım.
После голосования, Ваша Светлость, должен признаться, я был крайне склонен, но поразмыслив, я согласен остаться и бороться за Христианство.
Oylamadan sonra itiraf etmeliyim ki neredeyse aklım çeliniyordu. Ama derinlemesine düşününce, Hıristiyanlık için mücadele uğruna mahkemeye karşı geleceğim.
Патрик, э-э, поразмыслив, Мне действительно жаль, что поставила тебя в это положение.
Patrick, düşündüm de seni içine soktuğum durum yüzünden gerçekten özür dilerim.
Поразмыслив, я решил вернуть вам половые признаки.
Biraz düşündükten sonra cinsiyetlerinizi geri vermeye karar verdim.
Ну, сначала я была в ярости, но потом, поразмыслив, я поняла, что мы все делали глупости.
İlk başta sinirliydim ama sonra biraz düşündüm ve hepimizin aptalca şeyler yapmış olduğunu fark ettim.
Но потом, поразмыслив над этим, решил :
- Öyleydi. Ama sonra düşündüm.
И так, теперь, поразмыслив, что скажешь?
Ee... Düşününce, nasıl hissediyorsun?
Но поразмыслив как следует, поняла, что должна извиниться перед тобой. - Кэтрин, ты не должна...
Sonra da şöyle bir düşündüm ve sana bir özür borcumun olduğunu fark ettim.
Поразмыслив, я решил, что меня устраивала прежняя обстановка.
Düşününce, eşyaları eski haliyle tercih ettiğime karar verdim.
Поразмыслив, пожалуй, я предпочитаю Багровый ужас.
Karşılaştırırsak, sanırım Kızıl Korku'yu tercih ediyorum.
Поразмыслив, я вспомнила, что, на самом деле,
Daha sonra derinlemesine düşününce, Camelia Odası'nda olduğumuzu...
Я стал защищаться и, поразмыслив над этим, понял причину.
Savunmaya geçtim ve bunu düşündüğüm de neden diye sordum.
Поразмыслив, я сделала несколько ошибок с ее возвращения.
İsteğim dışı, o geri döndüğünden beri birkaç yanlış şey yaptım.
И потом, поразмыслив, я понимаю, что сам был виноват. И я прошу прощения у нее.
Sonra üstünde düşününce büyük ihtimalle en başta hata bendeydi diye ondan özür diliyorum.
Пожалуйста, скажите доктору Ларсон, что я признательна ей за консультации, но поразмыслив, решила, что не буду сдавать анализы и проходить тесты...
Lütfen Dr. Larson'a bütün muayeneleri için minnettar olduğumu ama bu konu hakkında çok fazla düşündüğümü ve ileriki testlere katılmayacağımı söyleyin.
Поразмыслив, я пришла к выводу, что в этом университете нет персонала, способного воплотить мою программу в полной мере.
Biraz düşündükten sonra bu üniversitenin, programım için uygun personellere sahip olmadığı sonucuna vardım.
На самом деле я не особо думала над материнством, но... побыв здесь и по-настоящему поразмыслив над этим... Я считаю, что стану чертовски хорошей мамой.
Annelik kısmını pek düşünmemiştim ama burada kalıp, bunun hakkında düşününce anladım ki oldukça iyi bir anne olacağım.
И, поразмыслив, я рад, что не подал заявление в полицию.
Geriye bakınca da onu polise ihbar etmediğim için mutluyum.
Поразмыслив, я решил не уходить в отставку.
- İyice düşünüp taşındıktan sonra emekli olmamaya karar verdim.
немного поразмыслив, Я решил, что мне придётся отказаться от должности завхоза.
Biraz düşününce bu ofis müdürlüğü işini reddetmem gerektiğini fark ettim.
Еще немного... получше поразмыслив, я осознал, что с удовольствием ещё раз приму это предложение. если оно ещё в силе.
Biraz daha düşününce mümkünse o işi tekrar kabul etmenin çok iyi olacağını fark ettim.