Пришлось импровизировать Çeviri Türkçe

Местами пришлось импровизировать.

Bazen de, doğaçlama yapmak zorundaydık.

Мне пришлось импровизировать, как итальянскому актеру.

Bir İtalyan aktörden daha çok rol yapmam gerekti. Peki nasıl?

Пришлось импровизировать после того, как Брекет нас продинамил.

Brackett'in hainliğinin ardından bu yapılmalıydı.

Мне пришлось импровизировать, потому что мы используем только микроскопическое количество наквады.

Aslında, ben uydurdum, çünkü sadece mikroskopik miktarlarda naqahdah kullanıyoruz.

Пришлось импровизировать!

Doğaçlama planı değiştirmem gerekti.

Так что пришлось импровизировать.

Bu yüzden doğaçlama yapmak zorundaydı.

Мне пришлось импровизировать, когда наше приглашение к Уолдорфам было отменено в последние минуты.

Son anda Waldorf'lara çağrılmadığımız için birşeyler uydurmak zorunda kaldım.

Плохо вышло, пришлось импровизировать.

O kadar kötü olmaya başlamışlardı ki, onları uçurmaya karar vermiştik...

Пришлось импровизировать план спасения.

Plansız bir kaçış yapmak zorunda kaldı.

- Пришлось импровизировать.

Fransız aksanlı. Biraz doğaçlama yaptım.

Но в этот твой поганый сексистский кабак меня не пускали, так что пришлось импровизировать.

Ama senin bu seksi kulübün girmeme izin vermedi bende doğaçlama yaptım.

Так что убийце пришлось импровизировать и закончить дело, зарезав его.

O yüzden katil doğaçlama yapmak zorunda kaldı ve yarım kalan işini onu bıçaklayarak bitirdi.

И когда я поняла свою ошибку, мне пришлось импровизировать.

Ve hatamı fark ettiğimde doğaçlama yapmam gerekti.

Мне пришлось импровизировать, но дело сделано.

Doğaçlamak zorunda kaldım, ama başardım.

Пришлось импровизировать и они вдруг задергались.

Küçük bir düzeltme yaptım, ve adamlar duygusala bağladı.

- Извини, пришлось импровизировать.

- Kusura bakma, elimde patladı.

Мне пришлось импровизировать.

Elimden geldiğince hazırladım.

С учетом того, что тебе пришлось импровизировать... назови ее.

Yapmak zorunda kaldığın doğaçlamayı da düşünürsek rakamı sen belirle.

Ему пришлось импровизировать.

Doğaçlama yapmak zorunda kaldı.

Вам пришлось импровизировать. Вы убили его.

Sen de doğaçlama yapıp onu öldürdün.

Ну, нам... Нам пришлось импровизировать, когда дало сбой наше варп-ядро.

Warp çekirdeğimiz beklenmedik bir şekilde arıza yapınca doğaçlama davranmak zorunda kaldık.

Пришлось импровизировать.

Doğaçlama yapmam gerekti.

Я раздула ей лёгкие, но мне пришлось импровизировать.

Ciğerini şişirdim, ama yaralamış olmalıyım.

Я собиралась избавится от него, и с тех пор, как я застряла здесь, мне пришлось импровизировать с вешалкой. Лана, нет.

Ama burada tıkılıp kaldığımdan dolayı, bu askıyla biraz yaratıcı olmam gerek.

Мне пришлось импровизировать.

- Ben de doğaçlama yaptım.

Он застал меня в образе спецагента Фейхи. Пришлось импровизировать.

Özel ajan Fahey olmak zorundaydım ben de doğaçlama yaptım.

Нам пришлось импровизировать. Он не просачивался.

Onun aksine bizim doğaçlama yapmamız gerekti.

И нам пришлось импровизировать сегодня, но в итоге все сложилось как мы того и хотели.

Böyle bir dogaçlama yapmamizi gerektirdi ama nihayetinde her sey yoluna girdi.

Время было на исходе и мне пришлось импровизировать.

Pekala, son dakikaydı ve bir şeyler düşünmem gerekiyordu.

Видишь ли, когда Чард сказал, что ты улизнул, мне пришлось импровизировать.

Chard saldırıdan kurtulduğunu söyleyince doğaçlama yapmak zorunda kaldım.

- Спасибо. Знаешь, все дерьмово вышло, пришлось импровизировать.

Umarım ayağına basmamışımdır.

Само собой, у меня было всего два пакета, так что пришлось импровизировать.

Yanımda iki tane poşet olduğu için hemen bir şeyler düşündüm tabii.

Когда ты сбежала, нам пришлось импровизировать.

Sen kaçınca da doğaçlama yapmak zorunda kaldık.

Закончилось детское питание, поэтому пришлось импровизировать.

Svetlana. Mama bitince bir şeyler düşünmek icap etti.

Менеджер решил сыграть в героя, так что пришлось импровизировать.

Müdür kahraman olmaya çalıştı, bende biraz sert davrandım.

Я доплыл до середины реки Иравади на бамбуковом плоту, с веслом пришлось импровизировать, ведь грести я мог лишь одной рукой.

Bambudan bir sandal ile Irrawaddy Nehri'nin ortasına geldim. İki kürekle ne yapmam gerektiğini bulmam gerekiyordu çünkü tek elle çekebiliyordum.

После того, как мы устранили их дружка в автомастерской, Марку и его последователям пришлось импровизировать.

Tamircideki arkadaşlarını öldürdükten sonra Mark ve tayfasının doğaçlama bir şey yapması gerekti.

Но Доктор, ему пришлось импровизировать.

Ama Doktor doğaçlama yaptı.

Ты не был склонен бросать своих дружков по доброй воле, пришлось импровизировать.

Yeni arkadaşlarını isteyerek bırakmakta pek gönüllü görünmüyordun ben de doğaçlama yapmak zorunda kaldım.

В морге вышла небольшая заминка, так что нам пришлось импровизировать.

Morgda bazı aksilikler yaşadık bu yüzden doğaçlama yapmamız gerekti.

Но когда Пола Кортез умерла тебе пришлось импровизировать, да?

Ama Paola Cortez ölünce doğaçlama yapman gerekti, değil mi?

поэтому мне пришлось импровизировать с блюдами.

Bu sayede daha yaratıcı şeyler yapabildim.

Пришлось импровизировать.

Doğaçlama yapmak zorunda kaldım.

Мне... пришлось импровизировать.

Yani ben doğaçlama yapmak zorunda kaldım.

Пришлось импровизировать.

Doğaçlama yapmamız gerekiyordu.

Пришлось немного импровизировать, но

Azıcık doğaçlama yapmak zorunda kaldım ama...

А потом, попав в Сону... я не смог достать таблеток, и мне пришлось... импровизировать.

Sona'ya girince haplarımı alamadım ve yapmak zorunda aldım.

Обычно, я приношу свою плёнку, но.. мне пришлось... импровизировать.

Normalde kendi naylonumu getirirdim ama şimdi bir şeyler uydurmam gerekti.

Пришлось много импровизировать.

Bayağı doğaçlama yaptım.

Мне пришлось импровизировать.

Doğaçlama yapmak zorundaydım.

Пришлось... импровизировать.

Doğaç... doğaçlama yapmam gerekti.