Ранен Çeviri Türkçe
2,656 parallel translation
Ты ранен?
Yaralı mısın?
Ты же ранен!
Vuruldun.
Скажешь : "Оливер, я ранен, этот человек мне помог".
"Oliver, vuruldum. Bu adam bana yardım ediyor." diyorsun. Başka bir şey değil.
Я ранен.
- Üstüne basalım mı? Ne yapalım?
Офицер ранен. Угол Мэйфилд и Лоуренс. Здесь офицера ранили.
Biri vuruldu.
Он ранен Кейси?
Yarası kötü mü?
- Скажи мне, он ранен?
Adamın yarası nasıl?
ќн был ранен три раза.
Üç kez yaralandı.
Его лицо исказилось, когда я сказал, что Лэйтон ранен.
Layton'un kendini kötü yaraladığını söylediğimde yüzü buruştu.
Но я... не был ранен.
Ama ben yaralanmadım ki.
Ранен в ногу. И если говорить правду, я слишком ее нагружаю.
Sakat bacak. kabul edelim ki, biraz fazla zorluyorum.
Джеймс, ты ранен?
James. Yaralandin mi?
Но сэр, что, если он ранен?
Ama, efendim, ya yaralıysa?
Сэр, что, если он ранен или погиб?
Efendim, yaralıysa ya da...? Belki ölmüş olabilir.
Я не так уж сильно ранен, старшина.
O kadar da haksızlığa uğramış değilim, Başçavuş.
Твой отец сильно ранен, Стейнар.
Baban ağır yaralandı Steinar.
Сэр, несколько человек задело осколками, но кроме этого никто, кажется, тяжело не ранен.
Efendim, birkaç kişi elektrikten çarpılmış gibi görünüyor ama bunun dışında ciddi bir yaralanma yok gibi.
Судя по всему, он был ранен осколками и умер при последующем возгорании.
Enkaza bağlı kazada ölen kimse olmadı ancak bir adam sonrasında çıkan yangından kurtulamadı.
Я ранен, Нико.
Çok kırıldım, Nico.
Ты ранен.
- Yaralanmışsın.
- Он ранен? Скажи мне.
Söyle bana, ne bok yemeye çalışıyorsun?
Нет, ты ранен.
Hayır, yaraların çok ağır.
И если он был ранен, но не истекал кровью..
Yani eğer bıçaklandıysa ve kan akmadıysa...
- Ранен!
- Aşağıya eğilin.
Заключенный ранен.
Mahkum vuruldu.
Повторяю... ранен Атватер.
Tekrar ediyorum, Atwater vuruldu.
Стрелок на Тигре Один ранен!
Tiger 1 vuruldu!
Он ранен, но жив.
Yaralı ama hayatta.
Леди Фелисия только что сказала мне, что он был ранен в спину на войне.
Az önce Bayan Felicia söyledi, sırtından vurulmuş ; savaş yarası.
Заключённый ранен!
Güvenilir mahkum yaralandı.
Заключённый ранен, откройте дверь.
Güvenilir mahkum yaralandı. Kapıyı aç.
Дядя Као был тяжело ранен.
Kao amca ciddi şekilde yaralanmıştı.
У тебя было 3 командировки в Афганистан. И в провинции Кунар ты был ранен.
Afganistan'da üç dönem görev yapmışsın ve Kunar Bölgesi'nde yaralanmışsın.
Я... ранен!
Yaralıyım!
Ранен!
Vuruldum!
Он был ранен.
Başaramayabilir.
Он ранен. Он лежит на одном месте и не двигается.
O yaralanmış, 70 yard ötede yatıyor.
Ты был ранен и жил на улице.
Bıçaklanmış, sokaklarda yaşamış adamsın sen.
Я ранен. Они ушли.
Vuruldum.
- Ранен куда? - В плечо.
- Nerenden vuruldun?
Он был тяжело ранен в бою против римлян.
Romalılarla savaşırken derin yaralar almıştı.
Рейд прошел после перестрелки между федеральными агентами и членами картеля один из членов картеля был ранен...
Baskın federal ajanlarla kartel üyeleri arasındaki çatışmadan sonra oldu ve çatışmada 1 kartel üyesi yaralandı.
Ты ранен.
Yaralanmışsın.
Ранен, но живой.
Evet, acıyor ama iyiyim.
Но он ранен.
- Vuruldu ama.
Офицер ранен.
Ateş edildi! Polis vuruldu!
О господи, он ранен?
Aman Tanrım. Yaralanmış mı?
Охранник был ранен.
Bir koruma yaralandı.
Офицер ранен!
Yaralı var!
если бы он был... действительно ранен, мы бы услышали о нем сейчас, правда?
Eğer gerçekten yaralanmış olsaydı şimdiye kadar duyardık, değil mi?
- Офицер ранен.
- Yaralı memur var, ambulans gönderin.