English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Alabilirim

Alabilirim Çeviri İngilizce

5,316 parallel translation
Aidan'la zaman çizelgesi hazırlamıştık. Çıkıp sana bir şeyler alabilirim ama.
Aidan and I kind of worked out a schedule, but I can go out and get you something.
Bir şey olmadan alabilirim.
I... I-I can safely grab it without... you know...
Yeni bir yüz alabilirim.
Well, I could get a new face.
Pasquale De Vivo'nun yönettiği Panama'dakileri de alabilirim...
I can take the ones from Panama. They were administered by Pasquale De Vivo.
Ama ödememi alabilirim.
But I can un-pay for it.
Senin güzel ve cansız bedeninden alabilirim.
I'll just take it off your beautiful, dead body.
Ryan, Diaz'ı Salazar'a teslim edebilirsem bu iyilik karşılığında balık pulu dağıtımı işini alabilirim.
Ryan, if I can deliver Diaz to Salazar, I may be able to leverage that favor to get us the Fishscale distribution.
Diego Diaz'a karşılık olarak balık pulu dağıtımının kontrolünü alabilirim.
control of the Fishscale distribution in exchange, Diego Diaz.
Gelişimini tamamlamış sayılır. Eğer gerekliyse sezeryan ile alabilirim.
It's viable now, so I can do a C-section if necessary.
Yalanlarının tadını alabilirim.
I can taste your lie.
Pekala, yüzden nasıl biz onu konuşmak alabilirim?
All right, so how do we get him to talk?
Nerede şifre alabilirim?
Where do we get the password?
Thack'in dizginlerini elime alabilirim.
I can certainly give Thack's leash a tug.
Umarım karşılığını teslimatta alabilirim.
I expect my compensation upon delivery.
Sen buraya gelmeden onu gözaltına alabilirim.
I will detain her until you get here.
İşe yaradığını görmek istiyorsan senden hemen bir örnek alabilirim.
Look, if you want to see it in action, I can take a swab from you right now.
Ben istediğim zevki her türlü alabilirim.
Well, then I'll take my pleasures in other ways.
- Jelatin için jöleni alabilirim!
- I'll just take your Jell-O for gelatin! - No!
Ya da başka bir kartınız varsa onu da alabilirim.
Or if you have another card I will take it.
Ben, ben kostümleri alabilirim.
I-I can take costumes.
Hayır, harika bir fikir... çünkü şimdi, kovulduğunda onun sınıfını ben alabilirim.
No, it's a great idea...'cause now I can take over her class when she gets fired.
- Ben nasıl alabilirim?
How do I get one?
Birkaç tıkla ev alabilirim, üstün donanımlı bir 911 turba alabilirim.
I could get a tight crib with a view, a 911 turbo drop-top, and some sick-ass gear.
Şimdi... Artık intikamımı alabilirim.
Now... now I shall get my revenge.
Sana yeni bir gardırop almak için hazırım. Sonrasında martinilerimizi içeriz hatta daha sonra sana bir araba bile alabilirim.
I'm prepared to buy you a whole new wardrobe and then we'll have a three-martini lunch and then I might even buy you a car.
Ama bugün alabilirim, bu yüzden şimdi ilgilendiriyor.
But today, I might. So, now, it is.
Kanonuza atlayıp kaçmak ve geri lezbo adasına kürek çekmek için beş saniyeniz var. Böylece ben de D vitaminimi alabilirim..
You've got five seconds to hop in your canoe and paddle back to the isle of lesbos, so I can get my vitamin D.
Seni nasıl ciddiye alabilirim?
How can I take you seriously?
alabilirim diyordun..
In 3-4 months you might get a promotion.
Suyundan bir fırt alabilirim ama.
Can I have a sip?
Öğrenci vizesi alabilirim.
I can get a student visa.
Hey, nakit paracıklarımı yanımda tutmama izin vermeyin çünkü çabuk alev alabilirim.
Hey, well, don't let them near my cleave cash, because I am... flammable.
Gitmeye devam edersem Simon ile olan sorunlarımı ele alabilirim.
I think if I keep going, I can work through some of my issues with Simon.
Biletleri nereden alabilirim acaba?
Where do I buy a ticket? - I don't know about this.
Senin işlerin olduğundan dolayı etmek üzere olduğun muhteşem iltifatı üzerime alabilirim.
Since you're preoccupied, I'll intuit your flattering compliment.
Sen satın alabiliyorsan, en azından ben de alabilirim.
Seeing as how you're buying, it's the least I can do.
Soygun ve güçlü kol saldırı ile Seni şarj eğer Yani ne alabilirim? Oh, hayır, hayır, hayır.
Oh, no, no, no.
Ona nasıl bir tutun alabilirim?
How do I get a hold of him?
Peki nereye onlardan biri alabilirim?
So where do you get one of those?
Sonra bu karşında duran sevgilim dedi ki Cumartesi gününe bilet alabilirim, ama ekonomi sınıfında uçmamız gerek.
[Sirens whining] Woman : So then boyfriend here says he can get us tickets for Saturday, but we have to fly coach.
Hayri Bey, ehliyetiniz alabilirim.
Mr. Hayri, your license please.
Tayland yemeği alabilirim.
I could pick up some Thai food.
Bon Jovi için ona önden koltuk alabilirim.
I can get her front row seats to Bon Jovi.
Böylece o gamzelerinden iyi bir görüş alabilirim.
You know, so I get a good view of those dimples.
Senin gibi partilere içki falan alabilirim diye düşündüm.
I don't know, I thought maybe I could buy some beer for parties like you do.
Terapiden sonra seni alabilirim.
I could pick you up after therapy.
Kolayca kesip alabilirim.
I could just as easily cut it off.
Senin yüzünden ceza alabilirim.
You're gonna get me suspended.
Doğru, alabilirim.
True...
Finalleri bu şekilde alabilirim.
That's gonna win me the finals.
Kilo alabilirim biliyorsun.
I could gain weight, you know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]