Alex Çeviri İngilizce
20,206 parallel translation
Alex Powell.
[American accent] Alex...
Benim adım Alex Powell.
Powell. My name is Alex Powell.
Alex, evimi özlüyorum.
Alex... I'm homesick.
Merhaba, benim adım Alex Powell.
Uh, my name is Alex Powell.
- Harika iş çıkardın Alex.
You're doing a good job, Alex.
Alex gelmedi bile.
Alex didn't even show up.
Birini iyi tanıdığını sanırsın ama yüzüne bakıp yalan söylerler Alex.
You think you know somebody. But they lie to you, Alex.
Alex?
Alex?
Dün gece kâbus gördü.
Alex : He had a bad dream last night.
- Alex doğru söylüyor.
Alex is telling the truth.
Alex, söyle ona.
Alex, tell her.
Eve dönmeden sana, Claire ve Alex'e bir bakalım dedik.
Figured we'd stop by on the way home, see you, Claire, and Alex.
İyi de Alex'i tanımıyorsun bile.
Fine, but you don't even know Alex.
Alex, müsaitsen bir ara atölyeye gelsene.
So, Alex, you should stop by the art studio later, if you're free.
Evet de Alex olduğunu nereden biliyorsun ki?
Yeah, but how would Alex know that...
Alex'in göl kıyısında bekleyeceğini mi düşünüyorsun cidden?
You really think Alex is going to be waiting by the lake?
Haklıydın, Alex değildi.
You were right. It wasn't Alex.
Üstünü seksi vücudunu göster Alex fark etmese bile başkası fark edecektir.
Go put on a dress, show off that hot bod, and if Alex doesn't notice you, someone else will.
O seni, sen de Alex'i istiyorsun.
He wants you. You want Alex.
- Alex'i kıskandırmak için onu kullan.
Use him to make Alex jealous.
- Hayır Alex.
- Nothing, Alex.
- Arkadaşım, Alexten
- My friend, Alex.
- Alex'in söylemek istediği...
- what Alex's trying to say...
Alex'in kamp yerindeki iletişimimiz kesildi.
Base camp lost contact with Alex.
- Özür dilemen gerekmez, Alex, benim için endişelenme, çoğunlukla, gitmeyi yada yardım etmeyi düşünmene gerek yok.
- You don't need to be sorry, Alex, you don't to worry about me, but mostly, you don't need to think you can try and help, or make it go away. You can't. Of course not.
Bu... acil yolculuk Alex gitti.
This... urgent trip that Alex has gone on.
Alex!
Alex!
- Alex!
- Alex!
Alex, h... hayır.
Alex, n... no.
Evet, Alex.
Yes, Alex.
Ve daha da önemlisi, neden Alex'e söylememeliydim.
And, more particularly, why I'm not supposed to tell Alex.
Jian, Alex ile tanış, eski ortak, Ve kıçımda her zaman ağrı.
Jian, meet Alex, former associate, and all-time pain in my ass.
- Eve dön Alex!
- Go home, Alex!
Eve dön Alex.
Go home, Alex.
Alex'e git!
Go Alex!
Üzgünüm, Alex, seni bu işten uzak tutmaya çalıştım.
I'm sorry, Alex, I tried to keep you out of this.
Birini kurtarmalı Alex.
I have to save someone, Alex.
Alex'in yanı sıra.
As well as Alex.
Şimdi benden vazgeçme, Alex, çok yakınız.
Don't give up on me now, Alex, we're so close.
Üzgünüm, Alex, seçeneğim vardı.
I'm sorry, Alex, I had no choice.
- Alex! - Ah!
Alex!
Alex gidelim.
Let Alex go.
Deb'in kabininde.Gitmeliyiz.
Cricket and Alex are in Deb's cabin. We got to go.
- Alex, Bay Christie.
- Alex, Mr Christie.
- Alex.
- Alex.
Araştırmalarından şüphe etmiyorum, Leydi Alex.
I do not doubt your research, Lady Alex.
Lady Alex sadece konuğum olarak burada
Lady Alex is here as my guest only.
Onu bulman önemliydi, Alex.
It's an important find, Alex.
- Telli kim ya?
Alex :
Yardımcı olabilir miyim Alex?
Can I help you with something, Alex?
- Alex hakkında yanılmışım.
I was so wrong about Alex. No.