Anlatamam Çeviri İngilizce
2,576 parallel translation
Ne kadar makbule geçtiğini anlatamam, Crosby.
I can't tell you how much I appreciate this, Crosby.
Ne kadar çok çabaladığını sana anlatamam.
I can't tell you how hard she tried.
Anlatamam.
I can't tell you.
Anlatamam.
I can't tell her this.
Ne kadar üzgün olduğumu kelimelerle anlatamam, Joe, Ama seninle evlenemem.
I can't even put into words how sorry I am, Joe, but I can't may you..
- Sana anlatamam. Önemli olan babanla ne yapacağımız.
I wish I could tell you, but the most pressing issue is what to do about your father.
Anlatırken ne kadar eğlendiğini anlatamam.
I can't tell you how funny she was when she acted it out.
Ne kadar yardımı olduğunu anlatamam.
I cannot tell you how it's helping me.
Bu adrenalini hissetmek ne büyük bir zevk anlatamam.
I can't tell you what a rush it is To have this adrenaline pouring through me. Ooh.
Zoe ile tanıştığımdan beri size kaç kez bu John denen adam hakkında konuşmak zorunda kaldım anlatamam.
Oh, I can't tell you the time, since I met Zoe, I've had to talk about this guy, John. John, John, poor John.
Geldiğinize ne kadar sevindiğimi anlatamam.
So I cannot tell you how grateful I am that you all could come.
"Bu daha önce hiç başıma gelmemişti" lafını kaç kere söylediğimi anlatamam.
I can't tell you how many times I've said, "This has never happened before."
Anlatamam, çok hassas.
- I can't. It's too emotional.
Sana bunu anlatamam.
I can't tell you that.
Annenizin ikinci düğünündeki gözlerin dikildiği tek bekâr erkek olmanın ne kadar korkunç olduğunu sizlere anlatamam, çocuklar.
Kids, I can't overstate how horrible it is to be the single guy at your own mother's second wedding.
Şu anda o kadar uçuyorum ki anlatamam.
I am so... baked right now.
- O zaman sana hiçbir şey anlatamam.
- Then I can't tell you anything.
Sen ve bendi.. Ama ben ve Derek yüzünden sana daha fazla şey anlatamam.
But I can't tell you any more because it's me and derek.
- Anlatamam.
- I can't. Spence!
Yeniden birlikte olmanıza ne kadar sevindim anlatamam. İçten bir şekilde anlatabilmenin yolunu bulursam anlatırım.
I'd like to say I'm very happy that you're back together, and if I can figure out a way to do so and sound sincere, I will.
Ve bu beni ne kadar sinirlendiriyor sana anlatamam!
And I cannot tell you how mad that makes me. I'm so sorry.
Size hiçbir şey anlatamam.
I can't tell you anything.
Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu sana anlatamam.
- Thank you, Nate. - I can't tell you how much this means.
Serena, tam da işi kaybettikten sonra, böyle zorlu bir ders aldığını görmemin beni ne kadar çok mutlu ettiğini anlatamam.
Serena, I can't tell you how happy it makes me to see you taking such a challenging course just right out of the gate.
Sana, bunu anlatamam.
I can't tell you that.
Bunu anlatamam Caroline, üzgünüm.
I can't talk about it, caroline. I'm sorry.
Ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
I can't tell you how sad I am.
Sana bunu şimdi anlatamam.
I can't tell you about it right now.
Anlatamam işte.
I just can't.
Sana şimdi anlatamam ki.
Well, I can't describe it to you.
Dün, evde, ona söylediğiniz yalanları gördükçe ne kadar tikindiğimi anlatamam.
Made me sick - - watching you feed him that line of B.S. In my house yesterday.
Sana bir şey anlatamam! Sakin ol.
I can't tell you anything!
Şu an ne kadar harika hissettiğimi anlatamam.
Can't tell you how great I feel right now.
Anlatamam, sen de oynayamazsın.
Can't tell you and play.
Sana anlatamam şimdi.
I can't tell you.
Dr. Lightman, o kitabınızın ne kadar büyük bir hayranı olduğumu anlatamam.
Dr. Lightman, may I say what a huge fan I am of that book.
Kızımın cesaretli olmasına ne kadar yardımı dokundu, anlatamam.
Can't tell you how much she lifted my daughter's spirits.
Size anlatamam.
I can't tell you.
Ama Pamuk laf dinlemedi, ne kadar yalvardım anlatamam. Servet döktüm önüne.
I gave Pamuk a fortune but she didn't want to give her kidney.
karantina'dan çıktığıma ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
I'm so glad to be out of quarantine, I can't tell you.
İkinizi de burada tekrar görmek benim için ne kadar mutluluk verici anlatamam.
I can't tell you how much it means to me... to have both of you back here again.
Mutlu olmana nasıl sevindim anlatamam.
I'm sure glad you enjoyed yourself.
Ne kadar iğrenç olduğunu anlatamam.
I can't tell you how gross it was.
Daha açık anlatamam ya.
Can't say it any plainer.
Şimdi anlatamam.
I can't right now.
O kadar kolay lokmasın ki, anlatamam.
- You... you're like a really low-hanging fruit.
Sana bunu kelimelerle anlatamam.
I can not explain to you the with words.
Bunun, benim için ne demek olduğunu anlatamam.
I cannot tell you what it means to me. Yeah, yeah.
Sesini duymanın ne kadar güzel olduğunu sana anlatamam.
Uh... you know, I can't even tell you how good it is to hear you.
Uzun hikaye. Gerçekten anlatamam.
Well it's kind of a long story, I can't really say.
Başımdan geçenleri anlatamam.
I can't tell them what happened to me.
anlat 464
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207