Aramadı Çeviri İngilizce
6,543 parallel translation
Seni de tartışmak için aramadım.
You know, I didn't call you to argue.
Neden polisi aramadın?
Why didn't you call the police?
Geliyor olduğunu söylemek için neden beni aramadın?
Hmm. "Yesterday." So, why didn't you call, tell me you were coming?
Niye aramadın?
Why didn't you call me back?
- Tilda hala aramadı mı? - Hayır.
Oh, has, uh- - has Tilda called in yet?
Mumbai'desin ve hiç aramadım.
You're in Mumbai and you didn't call.
O da beni aramadı ya da mesaj atmadı.
I mean, she hasn't called me, either - - or texted me.
Haftalardır beni aramadı.
She hasn't called me in weeks.
Hiç durup Chloe'nin neden seni aramadığını düşündün mü?
Have you ever stopped to think why Chloe hasn't been in touch?
- Daha aramadılar.
- Did they?
Kusmam bir türlü geçmiyor Ben de hala aramadı.
I can't stop throwing up, and Ben has not called me back yet.
- Neden aramadın?
Why didn't you call me?
- Şimdiye kadar aramadı mı?
- Has he called yet?
Bir aydır buradayım ve beni bir kez bile aramadı.
I mean, I have been here for a month, and he hasn't tried to call once.
Beni neden aramadın?
Why didn't you call me?
Özellikle de birkaç kere aradığın halde seni aramadıklarında.
Especially when you call'em a couple times and they don't call you back.
Aramadığına göre, halledemedin demektir.
And you didn't call, so it's not okay.
Neden beni aramadın?
Why didn't you call me?
Dur, dur, seni aramadım çünkü işler çok değişti, ve ayrıca çünkü...
Hold on, I didn't call you back because things were crazy, but also because...
Seni aramadığım için kusuruma bakma, tamam mı?
Sorry I didn't call you back, okay?
Dün gece aramalıydım ama aramadım.
I should have called last night and I didn't.
Neden aramadın?
Why didn't you?
- Mick, o yüzden aramadım.
Mick, that's not why I'm calling.
Onsuz iki hafta sizin için zor oldu biliyorum. Aramadınız, mail atmadınız.
I know it must have been really hard for you to do without him for two weeks and not call or e-mail or anything.
Seni aramadığım için üzgünüm.
I'm sorry I didn't call you.
- Neden polisi aramadın?
Well, why didn't you just call the cops?
- Neden beni aramadın?
Why didn't you call me?
Olay şu ki, suç mahalinin her köşesini incelerseniz, bazen aramadığınız şeyler bile fark edersiniz.
But the thing is, if you really study every inch of a crime scene, sometimes you notice things you weren't even looking for.
Hayır, yanlış aramadım, Gabe.
No, I don't have the wrong number, Gabe.
Alistair vefat ettiğinde aramadığım için özür dilerim.
I'm sorry I didn't get in touch when Alistair passed.
Annemin aslında aramadığını farkettiğinde çok geç olacak.
Once he realizes that Mom didn't call, it'll be too late.
Neden beni aramadın?
I MIGHT HAVE BEEN ABLE TO HELP.
- Hayır, aramadı.
No, I had no idea.
Anne-babamız öldükten sonra bizi hiç aramadı tatillerde eve gelmedi.
After our parents died, years would go by when she wouldn't contact us at all, wouldn't come home for holidays.
Oraya gittim ve iş için birini arayıp aramadıklarını sordum.
So I went there and asked if they were hiring...
Niye aramadınız ki?
Why didn't you?
Seni ben aramadım.
I didn't seek you out.
Ben aramadım ki.
I didn't call a plumber.
Neden daha erken aramadın?
Why did you phone earlier?
Onları neden aramadıklarını anlamaya başladım.
I think I know why no one's trying to find them.
Seni aramadığım için gerçekten çok üzgünüm.
And I'm really very sorry that I didn't call.
Onun için hâlâ polisi aramadın.
That's why you haven't rung the authorities already.
Bahis için aramadım.
I'm not betting.
Bayan Draper bu sabah aramadı, Ama ben bu sabah oranın zamanına göre öğleden sonra ulaşmak üzere Bir sevgililer günü buketi ayarladım Akşam arar diye umuyorum
Mrs. Draper did not call this morning, but I arranged for a Valentine bouquet to arrive in the afternoon her time, so I'd expect a call here around dinner.
Bilmiyorum, hiç aramadım.
I don't know. I've never called one of those.
Cat aramadı.
Cat never called.
The Wall Street Journal'ı ben aramadım!
I didn't call "The Wall Street Journal."
Daha aramadılar ama henüz erken.
- What are you... Hey. No.
- Aramadılar bile önceden.
They didn't even call first.
- Önce neden aramadın?
Why didn't you call first?
Beni aramadın.
You never called me.