Bir defa Çeviri İngilizce
5,948 parallel translation
Viktor babamı son bir defa daha görmeme izin verir misin?
"Viktor, can you let me go to see my father?"
Biliyorsun, bir defa hastanenin tekinde Reddington ile yan yana oturdum.
You know, I sat right next to Reddington once... at a hospital.
Bir defa burada olmanın sebebinin babam olduğunu söylemiştin.
You once said the reason you were here was because of my father.
Bu yüzden sana tek bir defa soracağım.
So, I'm only going to ask you this once.
Sadece bir defa ambarda ayaklarını gördüm.
I saw his feet in a storeroom once.
Sadece bir defa soracağım.
I'm gonna ask you one time.
Bir defa ortalıktan kaybolmamıza yardım etmişlerdi.
They helped us disappear once.
Daha önce bir defa soydu beni.
She already robbed me once.
Sağlıklı bir ilişkiyi. Bir defa olsun birkaç günlük bile olsa.
Something nourishing, for once, even just for a few days.
- Bir defa sınırı aşınca yoldan geri dönmek çok zordur.
- Once you've gone too far, it's hard not to go all the way.
Sen onları sadece bir... ölümcül saldırı için programladın tıpkı arıların bir defa sokması gibi.
You programmed them to make one lethal attack, like a bee with one stinger.
Bir defa daha söyler misiniz lütfen?
Can you say it again, please?
- Bayım, bunu sadece bir defa söyleyeceğim.
- Sir, I'm only gonna say this once...
Üç hafta önce bir defa yemiş sonra da bir hafta sonra bir tane daha.
Once, three weeks ago, and then again a week after that.
Pekâlâ, Penny, son bir defa o zaman.
All right, Penny, guess this is that farewell lap.
İyi ki bir defa gördün.Bir defa...
Just because once? One time...
Birazcık, bir defa Djerba'ya gitmiştim.
Very little, I went once to Djerba.
Bu anın hayalini kurmuştum. Onunla keşke bir defa daha konuşabilsem demiştim.
You know, I dreamed of this moment, wished I could talk to her just once.
Çünkü bunu bir defa kullanacağıma söz vermiştim.
'Cause I was only gonna try it this once.
Ve sonra, 2007'de, bir toplantıya katılıp, tek yapman gereken üç defa "internet" demekti. Ve sana öylece milyonlarca dolar ödüyorlardı.
And then, in 2007, all you have to do is show up to a meeting, say the word "Internet" three times, and they would just give you millions and millions of dollars.
Kendisine "Tom Keen" adını veren kişiyle ilk defa 9 Temmuz 2010'da, Georgetown'daki bir kafede karşılaştım.
I first met the individual who calls himself Tom Keen on July 9th, 2010, at a café in Georgetown.
Sizi bir kaç defa aramıştım.
I called you a couple times.
İlk defa mı bir müşteri seninle gelmek istiyor?
So, is this the first time a customer has ever asked for a ride along?
Kimsenin ekleyeceği bir şey yoksa, ilk defa erken bitirdiğimizi söylemekten memnuniyet duyarım.
And if no one else has anything else to add, then I'happy to say we're finishing up early for once.
- Bir, iki defa oldu.
It's happened once or twice.
- Nereden biliyorsun? Birkaç defa beni öldürmeye çalışmış bir sabıkalı hapisten çıktığında bana söylenmesi protokol gereğidir.
It's protocol to tell me when a known felon who's tried to kill me a couple times has been released.
Peki, merhum psikopat Sammy Tonnin ile olan görüşmelerimde bana birkaç defa parmağında oynattığı bir kanun adamı tanıdığını söyledi. Adam ya Kentuckyli ya da Kentucky'de çalışıyor, ikisinden biri. Nickie Augustine'i hakladığı gece adam da oradaymış.
- Well, in my dealings with the late, great psycho shithead Sammy Tonin, he told me a couple times that he had a Kentucky lawman in his pocket or a lawman in Kentucky- - one of the two- - and that he was there the
Bir müdavim olarak, onu tanıyorum ve ilk defa böyle bir işe bulaştı.
As a regular, I know him and it's his first time.
Bana genç bir kadının tatmin oluşu gibi geliyor, hayatında ilk defa! Sevdim.
Looks to me like a young woman who is taking her own pleasure for the very first time. I liked it.
İlk defa doğru bir şey yapıyor olmanın verdiği his mi?
The sense that, for once, you're doing the right thing?
# Bu kadar güzel bir şeyi ilk defa görüyorum #
♪ I've never seen such a beautiful sight ♪
Güneş evrelerini beş defa görmüş çocuktan daha ağır bir şey gönderirsek Kasa anlar.
The vault will know if we send forth anything heavier than a child who's seen five cycles of the sun.
Sovyetleri birkaç defa uzaya bir füze savunması göndermeyi içeren Amerikan programını durdurmaya çalışmıştı.
The Soviets tried in a couple of ways to stop the American program for a missile defense in space.
Bir, iki defa karşılaştık.
We've met once or twice.
Bir kaç defa, klinikte eşim Jacob'ı yeni doğurduğu zaman.
Several, the first... Jacob was the Natural Clinic where my wife gave birth.
Hayatında ilk defa, sorumluca ve olgunca bir karar veriyordun.
For the first time in your life, you were making an adult, responsible decision.
Bana da yapılmıştı bir defa. Dudakların.
Your lips.
Pekâlâ, milyonuncu defa söylüyorum, böyle bir şey olmayacak.
Okay, for the millionth time, that is never, ever going to happen.
İlk defa seviştiğimizde bir hanımeli korusundaydık.
The first time we made love... Was in a grove of honeysuckles.
12 yaşında bir kız ilk defa ilişkiye girerken ağlar.
A 12-year-old girl, she cries when she's being penetrated for the first time.
İlk defa gerileyen bir rahim ağzı gördüğümde patates çuvalı gibi yere yığılıyordum.
I almost went down like a ton of bricks on my first look at a retreating cervix.
12 haftalık bir süreçte Anton Cross ile 1,003 defa iletişime geçmiş.
1,003 communications with Anton Cross in the last 12-week period.
İlk defa düzgün bir kız bana mesaj atıyor.
This is the first time a decent girl's texted me.
Hadi adamım, ilk defa güzel bir kız beni davet ediyor.
C'mon man, this is the first time a nice girl's invited me.
Şeyden beri ilk defa hamile olduğumu öğrendiğimden beri bir umut olduğunu ilk defa hissettim.
It's the first time since... I found out I was pregnant that... I feel like there's hope.
İlk defa böyle bir şey hissettim.
It was like nothing I ever felt.
Babacım Tarık o kadar istiyorsa bir kaç defa Gunjing yapmamın sakıncası olmaz.
Daddy... now that Tariq is insisting... I don't mind doing a round or so of Gunjing.
Cesedinde birkaç defa geniş bir araçla üzerinden geçildiğine dair izler var.
The body showed signs of having been run over multiple times by a large vehicle.
Böylece, toplum sağlığı ve çevre için tehdit oluşturan bir unsurun örtbas edilmesi için ilk defa bilimin otoritesi kullanılmış oldu.
This was one of the first times that the authority of science was used to cloak a threat to public health and the environment.
İlk defa ordu bana bir şey vermek istiyor.
First time the army has ever wanted to give me anything.
Açıkçası bu konuya nasıl yaklaşmam lazım bilmiyorum. İlk defa böyle bir durumdayım çünkü.
I just don't really know how to approach this, cause I never done it before.
defalarca 39
defans 37
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
defans 37
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir de bana sor 80
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir de bana sor 80