Bir dakika Çeviri İngilizce
61,196 parallel translation
Bir dakika.
W-wait a minute.
Bir dakika izin ver bana.
Just get out of here a minute.
Bir dakika müsaade et.
Give me a minute.
Bir dakika işemeye gidip, hemen döneceğim.
Just away for a piss. Back in a moment.
Onunla bir dakika yalnız kalmalıyım.
I need a minute alone with him.
Bir dakika.
Just a minute.
Bir sabah, kayalıklardan yukarı tırmandı ve bir dakika tereddüt etmeden atladı.
One morning, she climbed up to those rocks. And without hesitation, she jumped.
Kate ile bana bir dakika verir misiniz?
Give me and Kate a minute here.
Ilk olarak erkekler içinde, ama bir dakika içinde hazır olmak lazım.
The boys are in first, but we got to get ready in a minute.
Bir dakika ne?
Wait, what?
Bir dakika susup ta konsantre olmamı sağlar mısın?
Will you just shut up for a minute and let me concentrate?
Bir dakika.
Wait.
Bir dakika, ödeme yapılmış görünüyor.
- Wait, hold on. It's saying the payment's been made.
Bir dakika.
Hold on a minute.
Bir dakika.
One moment.
Bize bir dakika izin ver dostum.
Give us a minute, guy.
Bir dakika konuşursak iyi olur mu?
Is it okay if we talk for a minute?
- Sadece bir dakika sürdü.
- It was barely a minute.
Bir dakika tatlım.
Just a minute, darling.
Pekala, sana bir dakika yalnız vereceğim.
Well, I'll give you girls a moment alone.
- Bakın bana bir dakika verirseniz...
- I'll explain it...
bekleyin bir dakika.
Wait a minute.
Bir dakika buraya kadar onca yol geldik.
What do you mean? We are far away here.
Bir dakika boyunca oynuyor ve sonra...
It plays for a minute and then...
Sadece bir dakika.
Just one more minute.
- Bir dakika onu almak ister misin?
- You wanna take her for a minute?
Lovey bir dakika bekleyebilir.
Lovey can wait a moment.
Bir dakika bebeğim.
- Baby, hop off for a minute.
Bir dakika ver yeter.
Just give it a minute.
Bir dakika ne?
Wait... What?
Bir dakika.
Hang on.
- Bir dakika neler oluyor Hey, Remone boyaların yanında mı Her zamannn Durun!
What's happening hey, Remone got your paints you know I do wait!
Bir dakika önce klostrofobim var diye ağlıyordun.
A minute ago, you was crying about being claustrophobic.
- Bir dakika bebeğim.
- One second, baby!
- Bir dakika.
Wait.
Kalkışa bir dakika.
One mike to launch.
Dur bir dakika.
Wait, wait, wait.
Bir dakika, orada adamın mı var?
- Wait a second. You got someone out there?
Aslında bir dakika daha bile olmaz.
In fact you can't stay in bed for another minute.
Dur bir dakika...
Wait a minute...
- Bana bir dakika izin verir misin?
- Could you please just give me a minute to change?
- Bir dakika bekle camdan dışarı bakıyordum, bunu neden yapıyordum?
- Hang on a minute, I was looking out of the window, why was I doing that?
- Bir dakika.
- Excuse me for a moment.
- Bir dakika, etrafı mı topluyorlar?
- Hang on, are they tidying?
Burada bir dakika daha duran herkes, içlerinde tek zerre insanlık kalmadığını bana şahsen söylüyor demektir.
Anyone who stays here a minute longer is admitting to me personally they do not have a single spark of human decency.
Amerika'da her dakika ölümcül bir kaza olur.
A lethal accident happens every minute in America.
Bir saat 40 dakika sonra Cedar City'de oluruz.
We're not getting into Cedar City for another hour and 40.
Sonra bir plan değişikliği oldu, bir son dakika düzenlemesi.
There was a change of plan, a last-minute adjustment.
Ve daha buraya geleli bir kaç dakika oldu ama bu mis koku varya Şimdiden alıştım gibi
I'm getting kind of used to it okay Sal, I get it.
Birkaç dakika içerisinde yeni bir adam olacaksın, ve hiçbir şey hatırlamayacaksın.
In a few minutes, you'll be a new man, and you won't remember a thing.
Bir dakika.
Wait a minute!
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23