Bu her şeyi değiştirir Çeviri İngilizce
262 parallel translation
Bu her şeyi değiştirir.
That changes everything.
Bu her şeyi değiştirir, değil mi Marius?
That's something else again, eh, Marius?
... işte bu her şeyi değiştirir.
- -and that does the trick.
Bu her şeyi değiştirir, bilirsin.
That makes a difference, you know.
Bu her şeyi değiştirir.
This changes everything.
Bu her şeyi değiştirir.
It makes all the difference.
Bu her şeyi değiştirir.
This alters everything.
Bu her şeyi değiştirir.
This definitely changes everything.
İşte bu her şeyi değiştirir.
Makes all the difference in the world.
Dur bir dakika, bu her şeyi değiştirir.
Wait a minute that changes everything.
Kaldı ki, bu her şeyi değiştirir.
Which of course makes all the difference.
Tabii o profesyonel. Bu her şeyi değiştirir.
'Course he's a pro, so I guess that makes the difference.
Bu her şeyi değiştirir o zaman.
Oh, well, that changes everything.
Bu her şeyi değiştirir. Artık hakkında daha fazla şey biliyoruz.
So now we know something about him.
- Bu her şeyi değiştirir. Hepinizin dayanabileceğinden daha fazla acıya dayanabilirim ama şu an fazlasıyla... zayıf hissediyorum.
- I can take more pain than the rest of you put together, but right now I just feel so...
Bu her şeyi değiştirir. Evet, öyle galiba.
- That changes everything.
Bu her şeyi değiştirir tabii, değil mi?
Well, that makes all the difference then, doesn't it?
Bu her şeyi değiştirir.
That makes everything different.
Schiller sana cinsel tacizde bulunduysa, bu her şeyi değiştirir.
It changes everything if Schiller sexually assaulted you.
Bu her şeyi değiştirir.
It's not the same animal.
Bu her şeyi değiştirir.
It would make all the difference.
- Bu her şeyi değiştirir.
Well, that changes things.
Bu her şeyi değiştirir.
It changes everything.
Evet, bu her şeyi değiştirir.
That's right, it changes everything.
Bu her şeyi değiştirir.
Oh, that changes everything.
- Oh, bu her şeyi değiştirir.
- Oh, boy, this changes everything.
- Çünkü bu her şeyi değiştirir.
- That changes everything.
Öyleyse, bu her şeyi değiştirir.
Well, that changes everything.
Senin gibi hissetmediğin Bu her şeyi değiştirir, tatlım sen?
You're not feeling like this changes everything, are you, hon?
Baban bunu düşünmez ama bu her şeyi değiştirir.
Your dad won't think of that, but it makes all the difference.
Sen ve ben böyle iyiyiz, Fat. Ama bu denkleme iyi bir penis eklersen, bu her şeyi değiştirir.
This is good, me and you, Fat... but add some good dick to the equation and it changes everything.
Bu her şeyi değiştirir.
That would change everything.
- Bu her şeyi değiştirir.
Well, that changes everything.
Bu her şeyi değiştirir işte. Yürüyen İsveçli ölüm makinesi olmadan güzel doktorumuz benim sözümden çıkmayacaktır.
Without his walking Swedish murder machine... the good doctor will have to do just what I say, won't he?
Bu her şeyi değiştirir.
Well, that changes everything.
Bu her şeyi değiştirir.
Well, that makes it completely different.
Eğer Sampson İngiliz Yolu adına koltuk kazanırsa bu her şeyi değiştirir.
If Sampson wins his seat it'll change everything.
Bu... bu her şeyi değiştirir.
That... that changes everything.
Bu her şeyi değiştirir Jacob.
This changes everything, Jacob.
- Bu her şeyi değiştirir.
Well, this changes things. You think?
Kesinlikle tatlım. Bu, her şeyi değiştirir.
That would change everything!
Bu tabii ki her şeyi değiştirir.
Ah, well, that makes all the difference. Of course.
- Bu neyi değiştirir ki? - Her şeyi.
Everything.
Ve bu her şeyi tamamen değiştirir.
And it has completely changed everything.
Bu onun açısından her şeyi değiştirir.
That changes everything for her.
- Bu her şeyi değiştirir demek?
And that changes everything?
Bu kadının seni öpeceğini biliyor olman her şeyi değiştirir.
Just the fact that you know that this woman will kiss you changes everything.
Bu dünyada, para her şeyi değiştirir.
In this world, it is often money which finally reveals the truth.
Akbaba'nın bu silahı kullanma kararı her şeyi değiştirir.
Condor's decision to employ this weapon changes everything.
Biliyorsun ki bu her şeyi değiştirir.
You know, that changes everything.
Belki bu yeni ilaç her şeyi değiştirir Abby.
Maybe this drug would turn everything around.