Bu saatte mi Çeviri İngilizce
446 parallel translation
- Bu saatte mi?
- At this hour?
- Bu saatte mi?
At this time?
Bu saatte mi karar veriyor?
Is it almost settle this time?
Bu saatte mi?
This late?
Bay da Costa, bu saatte mi?
Senhor da Costa, at this hour?
Bu saatte mi gelinir?
What time do you call this?
Bu saatte mi gelinir, serseri!
Helluva time to walk in, you little punk!
- Bu saatte mi?
Church at this time of night?
- Bu saatte mi?
- Already?
Bu saatte mi?
At this late hour?
Bu saatte mi?
In broad daylight?
Gil, bu saatte mi?
Gil, at this hour?
- Bu saatte mi geliyorsun?
- You're coming at this hour?
- Bu saatte mi?
Go to bathe this time?
- Bu saatte mi? Nasıl istersen, ama gitmezsen gel yemeğimize katıl.
Whatever you like, but if you don't go join us with dinner.
Bu saatte mi gelmemi istiyorsun?
You want me to come at this hour?
Bu saatte misafiri mi var?
A visitor at this hour?
- Bu saatte mi?
- Now?
Bu saatte mi?
What, already?
- Bu saatte mi?
- At this time of morning?
- Bu saatte mi?
At this hour?
- Bu saatte mi?
- that hours are?
- Eve bu saatte mi geliyorsun?
- You're late.
- Bu saatte mi, Matmazel?
- At this hour, mademoiselle?
- Bu saatte mi?
- At this time?
Bu saatte mi?
What is it this time?
- Teyzene gidelim, temizleniriz. - Bu saatte mi?
- Let's go to auntie's for cleaning!
Bu saatte mi?
So late?
Bu saatte mi?
At this hour?
- Korkarım hala dışarıdalar. Bu saatte mi?
At this hour, with the curfew?
Bu saatte yemek mi yiyorsun?
Why the ham sandwich?
Bu saatte iş için mi geldiniz?
Is your visit at this hour of an official nature?
Tanrım, sarhoş. Bu saatte mi?
My goodness, she's smashed.
Bu saatte yemek mi pişiriyorsun?
You've been cooking at this hour?
Bu kadar geç saatte mi?
So late?
Bu saatte briç mi oynanır? Sen aklını mı kaçırdın?
Bridge at this hour?
Onu bu saatte ışıklar açık bekliyordun, değil mi?
Your grandmother was our father's mistress. Your mother was a bar hostess.
Kocama "Git de telefon et." dedim. Kocam "Bu saatte mi?" dedi.
Go to call her! "
Bu saatte dışarıda dolaşmak sakıncalı değil mi?
Kind of late in the day to be going out, ain't it?
Lokanta bu saatte açık değil mi?
No club this time, man?
Bu saatte TV mi izlemek istiyorsun?
You want to watch TV at this hour?
Bu saatte mi aptal mısın sen?
- To the country!
Bu saatte şehir dışına manastıra kadar gitmeyeceksin, değil mi?
Oh, you're not going all the way uptown to the convent at this hour?
Bu saatte ne mi yapıyorum?
Terry Lennox.
- Bu saatte biftek mi?
Steak at this hour?
- Bu saatte mi?
- This late?
- Bu saatte eve mi gelinir?
- What time do you call this?
Tuhaf... bu saatte beden mi yakıyorlar?
Strange... he's cremating bodies at this late hour!
Bu geç saatte Ye beni mi çağırdı?
It's late, but Ye wants me
Yaz güneşi. Bu saatte ne kadar güzel öyle değil mi?
The summer light is so beautiful at this hour, isn't it?
- Bu saatte bir hediye mi aldın?
- You bought it at this hour?