Buzlu çay Çeviri İngilizce

- Buzlu çay yapmıştım.Bardak ister misiniz?

I was just fixing some iced tea. Would you like a glass?

Zahmet etmeyin.Buzlu çay da iyidir.

Never mind the beer. Iced tea will be fine.

Bira içmek için yol üstü lokantasına girdim, yol boyunca istediğim tek şey. Şimdi daha çok istiyordum, buzlu çayının acı tadından ve onunla ilgili herşeyden uzaklaşmak için.

I stopped at a drive-in for a bottle of beer, the one I had wanted all along... only I wanted it worse now, to get rid of the sour taste of her iced tea... and everything that went with it.

Biraz buzlu çay yaptım.

I've made some iced coffee.

Umarım, buzlu çay seversiniz.

I hope you like iced tea.

- Buzlu çay.

- Iced tea.

- Buzlu çay!

- Iced tea!

Lütfen Mike, gidip buzlu çay yapayım.

Please, Mike, I better go make us some iced tea.

Bir bardak buzlu çay istemez misin?

Wouldn't you like a glass of iced tea?

Gidip buzlu çay hazırlayayım.

I really ought to go and see about that iced tea.

Ben gidip şu buzlu çayı yapsam iyi olacak.

I really better go and fix that iced tea.

Buzlu çay içecektik.

We were going to have iced tea.

Buzlu çay sevmiyorsanız bira getireyim.

If you don't like iced tea, I could get beer.

Tek içtiğim buzlu çay, ama viski parası ödemen gerekir.

All I drink is cold tea, but you'll have to pay for whiskey.

İçeri gelip buzlu çay içmek istemez miydin?

Uh, got Ralph and Bubber out for a walk. Would you like to come inside and have some iced tea?

Hey, biraz buzlu çayım var.

Hey, I got some iced tea.

Onun buzlu çayı varmış.

So he had some iced tea there.

Onunla birlikte biraz buzlu çay alırım.

I'll have a little iced tea with that.

Biber yemeği ve buzlu çay almıştım.

I had the chili and the iced tea.

Buzlu çayı eklemeyi unutmuşum.

I forgot to add the iced tea.

İki çizburger ve bir bardak buzlu çay alabilir miyim? Evet, tamam.

Can I have a couple of cheeseburgers to go and a glass of iced tea?

- "Fred Astaire" e iki buzlu çay.

- Two iced teas for Fred Astaire.

- Buzlu çayınız var mı?

- Do you have any iced tea?

Bu çok güzel bir buzlu çay.

This is great iced tea.

Buzlu çayım nerede?

What about my iced tea?

- Ben bir buzlu çay alacağım.

- I'll just have an iced coffee.

Daha kolay bir şey, buzlu çay?

Something simple, iced tea?

Buzlu çay.

Iced tea.

Sadece mevsim salatası ve buzlu çay.

Just a green salad and a glass of iced tea.

Buzlu çay.

- Iced tea.

Belki buzlu çay iyi gelir, Allie?

Perhaps some cold tea, Allie?

Perier, Long Island buzlu çayı.

Perier, Long Island ice tea.

Gazoz, b. Ira, buzlu çay ve su. - Öyle mi?

Yeah, 7UP and root beer, iced tea and water.

Ben biraz buzlu çay getireyim.

I'll get some iced tea.

Biraz daha buzlu çay?

More iced tea?

Buzlu Çay ve Kamikazi.

The Ice Tea, the Kamikaze

Kasuga-kun. Öğleden sonra ışında ayrılık konuşmasına uymayan bir terasta sana acı çektiren duygular da buzlu çayın içinde eriyor.

On a terrace in the afternoon light unsuited to talk of breaking up the feelings that torment you are melting in the ice tea too.

Buzlu çay için sağ olun.

Thank you for the iced tea.

Ama sinagogda rahibelere bir bardak buzlu çay koy desen kıyameti koparır.

She'd die before she'd fix a glass of iced tea for the temple Sisterhood.

- Duble buzlu çay ne kadar?

- How about a tall iced tea?

- Buzlu çay.

- It's iced tea.

- Buzlu çay ister misin?

- Do you want some iced tea?

Üzgünüm, hiç buzlu çayım kalmadı.

I'm sorry, I don't have any iced tea left.

Buzlu çay lütfen.

I'll have an iced tea, please.

- Buzlu çay?

Iced tea?

- İki buzlu çay.

- Right. - Two iced teas?

Buzlu çayın Fransızcası.

It's French for iced tea.

ben domatesli, marullu kepekli ekmekli bir sadviç istiyorum. ve buzlu bir çay lütfen.

I think i'll have a tomato and lettuce on whole wheat and some iced coffee, please.

Oh, ben buzlu bir çay alacağım.

Oh, i'll have some iced coffee, please.

Bana buzlu bitkisel çay getir.

- Bring me herbal iced tea. - Psst.

- Bana buzlu bitkisel çay getir.

- Bring me some herbal iced tea.