Came Çeviri İngilizce
141,483 parallel translation
Kapıdan giren herkesi kurtarmak için bütün insani olasılıkları değerlendirecektim.
I made a promise that I would do everything humanly possible to save everyone who came through these doors.
Buraya geldiğinde zayıf bağışıklık sisteminden kaynaklanan başka enfeksiyonlar da kapmıştın.
You came here with several other infections due to your low immunity.
Noel için eve gittiğimde söylemiştim.
I told her when I came home for Christmas.
Buraya kendi torununun gününü katletmeye gelmişsin.
You came here to destroy your own grandson's day.
Ben yatağa geldiğimde uyuyordun.
You were sleeping when I came to bed.
İskoçya, geldiği yere geri atacaktır. Ve Avrupa, onunla şimdiye kadar tanıştıklarını reddedecek.
Scotland will throw him back to where he came from and Europe will deny they ever met with him.
Hepsi düğüne geldi.
They all came to the wedding.
Onun zamanı geldi erken.
Her time came early.
Geri geldiğinden beri.
Not since he came back.
Duvar açılıp kırmızı bir ışık süzülmüştü.
The wall opened up, and a red light came out.
Görünüşe göre... David burayı soyarken doktor geri gelmiş.
Looks like... the doctor came back while David was robbing the place.
Zihnindeyken onu gördüm. Canavar gelmeden önce.
And I saw him when we were in his mind, just before the monster came.
Ya buraya kanıtlardan kurtulmak için geldiyse?
What if he came here to get rid of evidence?
Ve bu... fikri yarattın.
And so you came up with this... Idea.
Sonra birden yağmur kesildi ve güneş açtı.
Then it stopped and the sun came out.
David'in sizinle yaşamaya geldiği günden bahsetsene bana.
Tell me about the day David came to live with you.
Sonra Syd geldi.
Then Syd came.
Şef Giles'ın içinden çıkan şeyi.
The thing that came out of Chief Giles.
Sen Rome'a gelmemin tek sebebinin hâlâ kendisi olduğunu düşünen kişisin.
You're the one... who still thinks the only reason I came to Rome was because of you.
- Beni bırakmadı!
She came after me!
Yardım etmeniz için geldim buraya. Çünkü durumumu anladığını ve birbirimize benzediğimizi söylemiştin.
I came here for your help,'cause you said you understood my situation,
Blake Morrow, Kyle'ın evine geldi.
Blake Morrow, he came to Kyle's house.
Bıçkıhanede bir kaza olduğunu duydum, hemen geldim.
I heard there was an accident at the Lumbermill, so I came right away.
Bu bankaya geldi, size.
Um, this came to the bank for you.
Paris'e bu yüzden geldim.
This is why I came to Paris.
Nereden geldiğini nasıl anlarız?
How do we figure out where he came from?
Uzun yoldan geldik.
We came a long way.
Buraya geldiğinde gökyüzünü fark ettin mi?
Did you notice the sky when you came in here?
Buraya doğmadığından emin olmaya geldim.
I came here to make sure he was never born.
Annesini öldürmek için geldim.
I came here to kill his mother.
Buraya Tanık'ı öldürmek için değil Anne'yi öldürmek için geldim.
I didn't come here to kill the Witness. I came here to kill his mother.
Bu yüzden peşine düşmüş.
It's why he came after you.
Hiç doğmayacağına emin olmak için geldim.
I came here to make sure he was never born.
Böyle yerlerde çalışmaya başlayınca benim gibi insanlardan iğrenmeye meteliksiz, zenginlik hırsıyla sıramı beklemeye başladım.
You know, I came up working in places like this... hating people like me... pocket-broke, rich in ambition, waiting my turn.
- 20 dakika önce telgraf geldi.
Came down the wire 20 minutes ago.
Artık bitsin istiyorum. Yapmamız gerekeni yapalım.
Now I just want it to end, so let's... get what we came here for.
Kimse onlardan gelen bir şeyin daha beterinin olduğunu düşünmek istemez.
Nobody wants to think that something that came from them can be worse than them.
Hastam, geldiği gece, konfeksiyonda H1N1 paniği vardı.
My patient, the night he came in, there was an H1N1 panic in the garment district.
Üzgünüm, sormak istediğiniz soruyu cevaplayabildim mi?
I'm sorry, did I answer the question you came to ask?
Bana yardım için geldi.
He came to me for help.
"Bir güne kadar, yılan bir şeytanla geldi."
"Until one day, the serpent came upon a demon."
Bana ilk geldiğin zamanı hatırlıyorum.
I remember when you came to me.
"Bir güne kadar, Yılan bir şeytanla geldi."
"Until one day, the serpent came upon a demon."
Bunun için gelmemiştim.
That's not why I came over.
Sen ve adamların köyüme geldiniz ve babam haricinde bulabildiğiniz herkesi öldürdünüz.
You and your men came into my village. You killed everyone you could find, except my father.
Bu sabah masama DAB'ye gelen bir mesaj ulaştı.
Communication addressed to the B.A.U. came across my desk this morning.
Ama defalarca güneş doğana dek koptuğumuz oldu.
But... many a times, we would juke until the morning sun came up.
Daima iyi giyinirdi, ama o akşamlar daha güzel olurdu ve eve daha mutlu dönerdi.
She always dressed well, but on these occasions, she would be prettier, happier when she came home.
Çocuk her kimse yolu onlarla kesişti, birilerini kızdırdı ve bedelini ödedi.
Whoever this kid was, he unfortunately came across them, did something to piss them off, and paid the price.
Ravi bunca zamandır hafıza kaybının bir numara olduğu komplo teorisini söyledi.
Yeah. Ravi came at me with this whole elaborate conspiracy theory that you've been faking your memory loss this whole time.
Sonra geri gelmiş, iyileşmiş ama numaraya devam ettirmiş.
Then, I guess it came back and he was fine, he just kept the charade going.