English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ C ] / Cesetler

Cesetler Çeviri İngilizce

1,713 parallel translation
Parçalanmış cesetler.
MUTILATED CORPSES.
- Biliyorsun, cesetler gibi.
You know, like dead bodies.
Sadece cesetler.
Just dead bodies.
Uh, cesetler, genelde parlamazlar.
See, uh, bodies, they don't usually glow.
Cesetler, ev.
The bodies, the house.
Katliam, parçalanmış cesetler.
Homicide, chopped bodies.
Oh, biz cesetler bulduk.
Oh, we've got bodies.
Cesetler 12 gün evde tutulurdu.
Bodies used to be kept in the house for 12 days.
Bu kokudan nefret ediyorum. Eğer cesetler senin mideni bulandırıyorsa,
I Hate That Smell.
Cesetler iki öbek halindeydi.
There are 2 groups of bodies.
Ne isterse alır ve geride sadece cesetler bırakır.
he takes what he wants, and he just leaves a trail of bodies.
Ayaklarımın bastığı tek şey cesetler oldu.
The only thing my feet have been crunching on are corpses.
Cesetler Maryland, New Jersey ve New York otoyollarında bulunmuş.
Three females, aged 31 to 38. Discovered off freeways in Maryland, Jersey and New York.
Kimliği ortaya çıkmasın diye cesetleri farklı eyaletlere bırakmış. Garcia, bu cesetler ne zaman bulunmuş?
And he disposed of all of the bodies in different states to avoid detection.
Biz burada konuşurken içeride cesetler olabilir.
There could be dead people right now, as we speak, in these houses.
Çoğunlukla, cesetler.
Corpses, mostly.
... ama orayı kazdığımda, cesetler yerine,..
but when I dug it up, instead of finding a body,
Sabahın erken saatlerinde talihsiz bir gemi kazasının ardından Algeciras sahili boyunca cesetler vurmaya devam ediyor.
Bodies continue to appear along the coast of Algeciras after a tragic boat accident early this morning.
Öldürülüp parçalanmış, bir sürü Arap atına ait cesetler görmüş.
He saw a huge number of carcasses of slaughtered Arabian horses.
Son gördüğüm cesetler hâlâ rüyalarıma giriyor.
I'm having nightmares about the last few dead bodies.
Böylece cesetler hafifliyor.
That's how the corpses get lighter.
Dirilmiş cesetler insanlara saldırmaya başladı ve saldırıya uğrayan insanlar zombiye dönüp diğer insanlara saldırmaya başladı.
These people became zombies, who in turn attacked others.
Havalandırma sisteminde cesetler bulunduktan sonra artık bu binada kim kalmak ister ki?
After all, who wants to live in a building where they found bodies in the heating vents?
Bütün cesetler siyah plastik torbalara konmuş.
All bodies were placed in black plastic bags.
Yeni ailenin etrafında cesetler yığın oluyor.
Dead bodies are piling up around your new family.
- Başka cesetler çıkar mı dersin?
I mean, you think they're gonna find more bodies?
Cesetler dün gece alındı.
Bodies were picked up last night.
Cesetler başkente gidiyor.
Bodies are on their way to D.C.
O halde umarım çocuklarını odadan uzaklaştırırlar çünkü birazdan sizin tarafa doğru cesetler uçuşmaya başlayacak. Haydi, ahbap.
Ah, well, then let's hope the kids are out of the room when I start tossing bodies in your direction.
Tanınmayacak şekilde yanmış cesetler.
Bodies were burned beyond recognition.
Çünkü bu tarz cesetler oldukça şişmiş oluyor.
­ Because these suckers can get pretty ripe.
Cesetler nerede?
Where are the bodies?
Cesetler gördüm, hem de çok ama çok fazla ceset.
I see dead people... lots and lots of dead people.
Demek ki ekip arabası "ateş edildi" ihbarını kontrol ederken cesetler zaten buradaydı.
So the bodies were already here when the squad car pulled up to check on the shots-fired report.
Mateo gerçekten cesetler burada yerde yatarken dışarı çıkıp polislerle konuşup silah sesi duymadığını mı söyledi?
Mateo actually went outside and spoke to the responding officers, tells them he doesn't hear a gunfight while the victims are lying here on the floor?
Bu cesetler son 24 saat içinde taşınmışlar.
These bodies were removed in the last 24 hours.
Bir açıklama yapılmadığı sürece o cesetler...
- Not without an explanation.
Cesetler, yeraltı tesisleri ve örtbas etme nedenleriyle tehlikeli durumun Eva Thorne olduğunu siz söylemiştiniz.
You said Eva Thorne is the dangerous situation with bodies, and underground facilities, and cover-ups.
Demir yığını ve tuğlaların altında kanlı cesetler ve herkes ölüyor.
A heap of iron, and the bricks a bloody pulp. And they all perish.
Kesilen cesetler bu kocaman çöp torbalarının içinde suya atılmış.
The butcher bodies was submerged inside these heavy duty garbage bags
Cesetler senin bölgende...
Dead bodies on your turf...
Claudette Martin'i vuranların sürüklenen cesetler işini yapanlarla aynı kişiler olduğunu biliyor.
Claudette knows the Martin shooters are the same guys who did the draggings.
Evet, gelecek sene, gerçek cesetler kullanacağız.
Yeah, next year, u auacose
Bundan daha dar yerlerde, cesetler görmüştüm.
But I've seen bodies carried down storm drains narrower than that.
Hastalığın kuluçka dönemine yakın, Christopher Fisher'ın ilgilendiği cesetler :
These are the people Christopher Fisher embalmed during the likely incubation period :
Cesetler onun evinde bulundu.
They were found at her listed residence.
Kemp'in soruşturması parmak izi kanıtına ve çiftin cesetlerine dayanıyor. Cesetler burada bulundu.
Kemp's investigation focused on the fingerprint evidence and the couple's bodies, which were found here and here.
Ve cesetler midemi bulandırmıyor.
And Dead Bodies Don't Make Me Queasy.
Cesetler, Helen.
Corpses, Helen.
Cesetler mi?
- Bodies?
Ve onların ölü olduğunu kanıtlayacak cesetler bile yok.
Maybe in a court of law.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]