Cuma akşamı Çeviri İngilizce
949 parallel translation
Önümüzdeki cuma akşamı... saat 8'de Oliver Jordan'larda yemek.
Next Friday evening... at the Oliver Jordans', dinner at 8 : 00.
Önümüzdeki cuma akşamı bizi yemeğe çağırdılar. Yeni beyaz kürklü, gümüş rengi elbisemi giyeceğim.
We're invited there for dinner next Friday night... and I'm going to wear my new silver with the white fox.
Frank Conner'lar cuma akşamı bir parti veriyor.
The Frank Conners are throwing a party Friday night.
Size Cuma akşamı ona göz kulak olmanızı söylemiştim.
I warned you to keep an eye on her Friday night.
Son altı aydır, her cuma akşamı, istiridye sipariş ediyorlar.
Every Friday night for the last six months, they order oysters.
- Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
- Was it there Friday night before you left?
Cuma akşamına işimiz biter.
Friday afternoon and that's that.
Ve unutmayın, Cuma akşamı, güreş akşamı.
And don't forget, Friday night is wrestling night!
Cuma akşamına ne dersin?
How about Friday night?
Uygunsa, Cuma akşamı.
Friday night, if it's convenient.
Cuma akşamı diye sana güzel şeyler hazırladım.
I got you someaught good, seeing as it's Friday night.
Ne güzel bir cuma akşamı!
What a wonderful Friday night.
- Cuma akşamı yemeğe gel.
- Come over to dinner Friday.
Sophie'yle Oscar cuma akşamı parti veriyor. Gitmek ister misin?
Sophie and Oscar are having a thing, Friday night, you want to go?
Teyzemle her Cuma akşamı.
Every Friday night with auntie.
- Yemek yapmayı öğrenmen gerek ev işi yapmayı ve her cuma akşamı annemin evinde akşam yemeğine gideceğiz.
- Now you'll have to learn to cook keep house and go to my mother's house for dinner every Friday night.
Cuma akşamı yemeğe çıkalım.
Let's have dinner Friday.
Bugün cuma akşamı, Bir top al.
It's Friday night, have a ball.
- Polisler gelmeden demek. - Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
- Was it there Friday night before you left?
Cuma akşamı vurulmuş olmalı insanların dağıldığı, curcunalı telaşta.
It must have been Friday, when everyone was leaving. I'd just left IsabeIIe in a restaurant.
Barmen Ross, Stella'yla Doreen'i cuma akşamından beri görmemiş Barney Benesch'le bir partiye gideceklerini işitmiş bir yerden.
Ross the bartender ain't seen Stella and Doreen since Friday night, but he heard they were gonna meet Barney Benesch for a party.
Cuma akşamı yemeğe gel.
Come by on Sunday for dinner
Bu yüzden cuma akşamı çünkü çamaşırhanede olacaksın ve gardiyanların iç çamaşırlarını çalacaksın.
That's why Friday at noon because you work in the laundry, you're going to steal the guards underwear.
Bildiğiniz gibi, geçen cuma akşamı bina bir patlamayla yerle bir olmuştu.
As you know, the building was completely leveled by an explosion last Friday night.
Size aptalca şeyler anlatıp nutuk çekecek değilim... ama size şunu söylüyorum, Tanrı'nın küçük yeşil elmaları yaptığı... kadar eminim ki eğer gelecek Cuma akşamı... eğer umursamazsanız kaybedeceksiniz.
I'm not gonna go cornball on ya or give ya any big speeches or anything like that... but I'll tell you right now, just as sure as God made little green apples... you play like that this coming Friday night... and you're gonna lose if you don't care.
Böylece itfaiye nihayet cuma akşamı geldi.
That the fire brigade eventually came round on friday night.
Cuma akşamı saat 6 : 30 sularında gelin.
Wyke. " May I ask, is this your handwriting, sir?
Geçen Cuma akşamı ben buradan gittikten sonra gerçekte yaşananlar yüzünden.
Because of what really happened after I left here last friday night.
- Cuma akşamı bizle yemektesin.
- You have supper with us on Friday.
Cuma akşamı mallarla burada ol.
Be here Friday night with the stuff.
Cuma akşamı nerede olmam gerektiğini biliyor musun?
You know where I'm supposed to be? Temple.
Belediye binasında, Cuma akşamı.
Come to the American-Soviet Friendship benefit Friday.
Cuma akşamı, siz de katılın.
Come to the American-Soviet benefit Friday night.
Amerikan-Sovyet dostluk gecesi, Cuma akşamı.
Come to the American-Soviet benefit Friday night.
# Leydenlı Rembrandt ve Rembrandt'la birlikte yaşayan... #... Ransdorplu Stoffels'in kızı Cornelia... #... 30 Ekim 1654 Cuma akşamı... #... Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına seni vaftiz ediyorum.
I baptise thee, Cornelia, daughter of Rembrandt of Leiden and Hendrickje Stoffels of Ransdorp, residing with Rembrandt Friday night 30 October 1654 in the name of the Father, the Son and the Holy Spirit.
Rahibin bir cuma akşamı yiyeceği tek et, rahibe etidir.
The only kind of meat a priest could eat on Friday was nun.
Cuma akşamı mı?
On Friday night?
Tip cuma akşamı parkın orada bana sattı.
Tip sold me some Down at the park friday night.
Cuma akşamı bak, kesin yay gibi fırlar bir yerden.
He'll turn up. You watch, Friday night he'll pop up like a jack-in-the-box.
Cuma akşamı boş musunuz?
Are you busy Friday?
Her Cuma akşamı nasıl olur?
How about every Friday night?
"Akşam 8 : 00, Cuma." Bu akşam.
"8 : 00 p.m. Friday." That's tonight.
"Cuma gecesi, Laura'nın benimle bir akşam yemeği randevusu vardı..."
" On Friday night, Laura had a dinner engagement with me...
"Cuma gecesi, Laura'nın benimle bir akşam yemeği randevusu vardı..."
" " On Friday night, Laura had a dinner engagement with me...
Ayrıca Kutsal Cuma'nın akşam duaları için Passion müziği, zaman zaman Kyrie ( dua ), Gloria ( şükran duası ) ve Sanctus ( ilahi ), ve Noel için Latin Magnificat çalınırdı.
Besides the Passion music for Vespers on Good Friday, the Kyrie, Gloria and Sanctus were also concertized at times, and the Latin Magnificat for Christmas.
Ve üç hafta sonra Leipzig'de St. Thomas'da evangelist Matthew'dan sonra, Kutsal Cuma boyunca Akşam Dualarında, Passion müziğini çaldı.
And three weeks later, he performed in Leipzig his Passion music after the evangelist Matthew during Vespers on Good Friday at St. Thomas.
Cuma günü Babamı,'Bankacıların akşam yemeğinde'konuşurken düşünüyorum.
'P.S. I will be thinking of Dad on Friday,''when he speaks at the banker's dinner.'
Bizim için sabbat, cuma günü akşamı başlar.
For us Sabbath starts Friday at sundown.
Cuma akşamı.
This is Friday night.
Perşembe ve Cuma, akşam ; dörtten beşe kadar...
Thursday and Friday, 4 : 00 to 5 : 00...
Bu akşam Cuma.
It's Friday night.