Delikanli Çeviri İngilizce
48 parallel translation
Dinle beni, delikanli...
Look, son.
Burada cok delikanli var mi?
Many young fellows around this place?
Onlarla gitsen iyi olur, delikanli.
Better go with them, boy.
Igrenç bir aliskanlik, delikanli.
Nasty habit, young fellow.
Iyi polissin galiba, delikanli?
You a good cop, hotshot?
Tekrar delikanli oldum.
I'm a teenage heartthrob again.
Hist, delikanli.
Hey, boy!
Ne tatli bir delikanli.
MRS. KOOTHRAPPALl : Such sweet young men.
Cons Louis Schmelling - 1938 Bir delikanli olarak, ben Catskill yasamis Ben çok mücadele edilmesini gördüm.
A boy living in New York City's Catskill and thus a lot of matches from film.
Sperm kanallarımı doğru düzgün kesemedilerse sivilceli bir delikanli gibi prezervatif takarım o zaman.
I did not have a perfectly good chunk of my vas def cut off so I could go back to wearing condoms like some pimply face teenager.
Derhal kendine gel delikanli.
You get a hold of yourself, young
Delikanli, Miss degil Mrs.
Young man, not Miss. Mrs!
Delikanli!
Young man!
Bunu yapma, delikanli.
Don't do that.
İlgilendigimiz cogu delikanli bunlardan bir yada ikisine sahip, ve bir tane daha gelistirebilecegimizi umariz hep.
Most of the youngsters that we have an interest in have one or two tools, and we're hoping to develop an extra one.
Delikanli, kirdigim kalplerden bazilari, eh?
Lads, some of the hearts I've broken, eh?
Aferin delikanli.
Good lad.
Sen simdi oyle bir delikanli bulmalisin ki seni her zaman koruyabilmeli... ayni benim yaptigim gibi.
You should look for a life partner who will protect you every minute... just like I did.
Jeoloji Kulübü'nde 4 kisi. Janet onlari alikoymus. Jimnastikte de genç bir delikanli var.
Em, four in Geology Club, Janey's got this detention and I've got a young lad in the gym...
- Evet, delikanli?
- Young man...
- Gel bakalim delikanli.
There you go. - Get up here, little man.
Adin ne bakalim delikanli?
What's your name, little feller? What's your name?
Baba? - Dogru olmaz delikanli.
- That wouldn't be appropriate, big guy.
Siradan görünüslü bir delikanli. Nesi var?
An ordinary-looking young man with a what?
Gunaydin delikanli..
Rise and shine.
Akilli ol delikanli.
Be smart, boy.
Duygularimin müdahalesine izin verdim, delikanli serbest birakildi.
I let my feelings intercede, and the young man was freed.
iste iyi haber, delikanli.
Well, here's the good news, lad.
Hastalikta saglikta ona bakacagimi falan filan dedim iste cunku delikanli adamimdir.
Told her I would take care of her in sickness and in health, blah blah blah, because I am a stand-up guy.
Affedersin delikanli boktan Fransizcamin kusuruna bakma ama biraz once beni tehdit mi ettin sen?
Well, pardon me, young man. Excuse the shit out of my goddamn French, but... did you just threaten me?
Bir kürek daha al, delikanlï.
Get another shovel there, boy.
- Bugün olmaz, delikanlï.
- Not today, boy.
- Henüz degil, delikanlï.
- Not yet, boy.
- Henüz degil, delikanlï.
- Not today, boy.
- Git al, delikanlï.
- Go get it, boy.
Delikanlï.
Boy.
Bu sana kulübede 24 saat kazandïracak, delikanlï.
That's going to get you twenty-four hours in the hot box, boy.
Bu pahalïya mal olacak, delikanlï.
That'll cost you, boy.
Evet, bakalïm, delikanlï ne istiyormus.
Yeah, let's go see what this boy wants.
Çïk dïsarï, delikanlï.
Come out, boy.
Ne halt ettigini sanïyorsun, delikanlï?
What the hell you think you're doing, boy? .
Haydi, delikanlï.
Come on, boy.
Delikanlï, siktir git.
Fuck you, boy.
Sözlerine dikkat et, delikanli.
you watch your tongue, young man.
NEREDEYSE MÜKEMMEL Annesini Memnun Eden Kızın Hikayesi HEY DELİKANLI!
'Cause I create my own destiny
Bu hos delikanli kiliseden gelmis.
Vera..... this nice young man is from the church.