Diğer tarafta Çeviri İngilizce
1,667 parallel translation
Seninle diğer tarafta buluşacağım.
I'll meet you on the other side.
Depolar diğer tarafta olmalı.
The tank's on the other side.
Protestanlar bir tarafta, Katolikler diğer tarafta.
Protestants on one side of the walll Catholics on the other.
alışveriş merkezi olacak ve diğer tarafta, Toplum merkezi... olacaktır
At one side there will be shopping centre and we accomodate a community centre another side.
Bir tarafta 1 milyon dolar, diğer tarafta 7 milyon dolar.
Good morning. Is there an issue? One million dollars, 7 million dollars.
ayrıca, diğer tarafta tekrar deliği açmak için bana ihtiyacınız olucak.
Besides, you'll need me to reopen the portal on the other side.
solucan deliğini diğer tarafta açık tutar.
It keeps the wormhole open on the other side.
"Jekyll Hyde" destekleri, diğer tarafta uyanmanız için formüle edildi.
"Jekyll Hyde" supplements, formulated to awaken your other side.
Diğer tarafta bir sedye vardı ve bir bedenin üzerine örtülmüş beyaz bir çarşaf.
Gurney at the other end... with a white sheet over a body.
Bir tarafta Kate, diğer tarafta da Laura var.
You have Kate on one side and you have Laura on the other.
Hayır, hayır. Diğer tarafta.
No, no, on the other side.
Doğrusu, sahada delik yaraları ile ilgili çok tecrübe yaşadım. Akciğerlere atılan koca bir mızrak diğer tarafta 15 cm'lik görülebilir bir delik yaratmaz.
In fact, I've had a lot of experience in the field with puncture wounds, and there's no way a giant dart to the lungs creates a 6-inch hole visible from the other side.
Burası sınır. Diğer tarafta İtalya var.
This is the border It's Italy on the other side
Oradaydım, aynı zamanda da diğer tarafta ve kendi kendime dedim ki :
Everything was white. I was there, and on the other side too... and I am telling myself : And I am telling myself :
Diğer tarafta, hiçlik. Ben ölüyorum.
On the other side, nothing, I'm dying.
Bir başka anomali bulmamız Güvenli olana kadar diğer tarafta bekle.
We should find another anomaly... wait on the other side until it's safe.
Kontrol diğer tarafta kaldı. Kim yapacaksa içeriden kilitlemesi lazım.
The control is on the other side.
Diğer tarafta 5 yaşındakini tutuyorum... Bir saattir bakmadım, umarım hala o dur.
I got the 5 year old like this, I hope it's her I haven't looked back in about an hour.
Fakat Justin için... evet, o içerden bilgi alıyordu ve avantajın tamamen diğer tarafta olduğunu biliyordu.
But for justin... yeah, he's got inside information, and he knows the odds are totally the other way for him.
Bir gün geri geleceğim, ve sana diğer tarafta ne olduğunu anlatacağım.
Some day I'm going to come back, and I'm gonna tell you what's on the other side.
Diğer tarafta görüşürüz.
I'll see you on the other side.
Shadrin'in yuvası diğer tarafta.
The Shadrin's in the other direction.
Havaalanında birinci sınıf biletin beni beklediğini, ve diğer tarafta beni alacak bir araba olduğunu söylediler.
Um, they said there was going to be a first-class ticket waiting for me at the airport and a car to pick me up on the other end.
Bir tane aldı ve diğer tarafta yığılıp kaldı.
She did one take and collapsed at the end of it.
Bizimle diğer tarafta buluş, lütfen.
Just join us on the other side, please.
Beltran diğer tarafta. Size yetişirim.
- Señor Beltran's in other direction.
Diğer tarafta görüşürüz.
- I'll see you on the other side.
Diğer tarafta görüşürüz, kardeşim.
See you on the other side, Bro.
Bağdat diğer tarafta, sürtükler!
Baghdad's the other way, ya bitches!
Bir tarafta metal konseri var - Yerel Mumbai metal konseri diğer tarafta da geleneksel bir Hint düğünü var.
On the one hand, we have a metal show
Diğer tarafta tekrar buluşana dek.
Until we meet again. Over on your side.
Ama benim evimde diğer tarafta uyurdun.
But you sleep on the other side at my house.
Devam etmeliyiz, diğer tarafta bir çıkış var.
We must continue, there is an exit on the other side.
Bizi diğer tarafta kim kurtaracak?
Who are bent on either side, right?
Hayır, bana diğer tarafta olduğu söylendi.
No, I'm told over the other side.
- Tuvalet diğer tarafta.
- Bathroom's the other way.
Diğer tarafta görüşürüz.
Catch you on the flip side.
- Diğer tarafta ne vardı?
What's on the other side?
Bakın, diğer tarafta derman kalmadı.
There's a shortage over the border.
Bunlar sizi diğer tarafta koruyacaktır.
They should serve you well on the other side.
Diğer tarafta olmak nasıl bir şeydi?
How was it to another side?
Hep diğer tarafta yatardın.
You always slept on the bottom end.
Eminim, birileri diğer tarafta bir tünel kazıyor.
I'm certain someone is digging a tunnel on the other side
- Şehir merkezi diğer tarafta.
Downtown's the other way.
Diğer tarafta ise babasının yerine geçecek olan 13 yaşındaki Celaleddin'i yetiştiren,... İmparator Hümâyûn'un sadık generali Bayram Han.
On the other side was Bairam Khan, Emperor Humayun's loyal general who was training the 13 year-old Jalaluddin to take on his father's mantle,
Bir tarafında beton diğer tarafta doğa : Tahta, Yosun, Kemik.
The concrete on one hand, the nature on the other : wood, moss, bones.
Duvar yükseldiğinde, o zamanki hükümet, doğal olarak diğer tarafta neler olduğunu bilmek istedi.
When the wall went up.. the government at that time, naturally, wanted to know what was happening on the other side.
Diğer tarafta, mahkûmların orada?
It's on the other side, in the convicts quarters?
Diğer tüm şişelerimle birlikte arka tarafta olacağım.
I'll just be out the back here with all my other ones.
Göbekli bir Nick Nolte diger tarafta..
Nick Nolte with a pot belly sitting on the other side?
O diger tarafta.
He was on the other.
diğer taraftan 148
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer tarafa 33
diğer bir deyişle 112
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer tarafa 33
diğer bir deyişle 112